30.12.2019, 15:45

2019’dan 2020’ye geçerken

Yeni yıla girerken 2019’da meydana gelen ve 2020’de meydana gelecek önemli altyapı gelişmelerini ve bunların taşımacılığa etkilerini gözden geçirmek istiyorum.

Havayolu…
En önemli gelişme İstanbul Havalimanı’nın tam kapasite çalışmaya başlaması oldu. Bu gelişmenin havacılığa önemli katkısı olması ve otobüsçülüğü olumsuz etkilemesi beklenir idi. Aksine burayı kullanmaktan kaçınanlar, otobüsleri tercih edince otobüsçülükte canlanma oldu. Yeni havalimanına erişimin henüz çok gelişmemiş olması nedeniyle 2020’de de bu olumlu durum otobüsçüleri memnun edebilir. Ancak bu yıl içinde Sabiha Gökçen Havalimanı’nın açılacak olması İstanbul Havalimanı yanında otobüsçüleri de olumsuz etkileyebilir. 

Demiryolu
İstanbul-Ankara yüksek hızlı tren hattının şehrin merkezine hatta Avrupa yakasına erişmesi İstanbul-Ankara ve İstanbul-Konya taşımalarından buraya önemli kayma sağladı. Ancak hızlı trenin istenen hıza, bitmeyen yollar nedeniyle henüz ulaşamadığını biliyoruz. Bunlar giderildiğinde, bu hatlarda hem karayoluna hem de havayoluna olumsuz etkisi artabilir. Banliyö hattının da devreye girmesi, Anadolu yakası kalkışlı kara ve havayolu yolculuklarını artırdı. 

Karayolu
Geçen yıl İstanbul-İzmir otoyolu tamamlandı. Bu gelişme seyahat süresi ve taşıma güvenliği açısından iyi olacak. Ancak bu hattın ne kadar kullanılacağını önümüzdeki yıl anlayabileceğiz. Kuzey Marmara otoyolunda ilerleme sürüyor. 2020’de Trakya’daki bölümün tamamlanmasını ve Anadolu yakasında da Kocaeli’ye ulaşmasını bekleyebiliriz. Bunun bölge trafiğine katkısı olacaktır, ancak ne kadar olacağı kullanım miktarına bağlı. 

Zorunlu kullanımlar…
Yap-işlet-devret gibi modellerle adı geçen otoyolların ve köprülerin yapıldığını biliyoruz. Bütçeye yük getirmemesi ancak yeterli sayıda aracın belirlenen yüksek ücretleri ödeyerek geçmesi ile mümkün olacağını düşünürsek, bu yönde arayışlar olabilir. Zira yüksek kullanım ücretleri nedeniyle kullanımın sınırlı kalması muhtemel. Ücretlerin düşürülmesi gelir kaybı yaratıyor. Ücret düşmeden geçiş sayısının arttırılması ise bazı taşıtlara bu yolları kullanım zorunluluğu getirebilir. Bu yönde getirilecek zorunlu kullanımlar da mağduriyet yaratabilir. 

Şehirlerarası otobüsler
Bilindiği üzere tarifeli/düzenli taşıma yapan şehirlerarası otobüsler Yavuz Sultan Selim Köprüsünü ve bunun ücretli olan erişim yollarını kullanmak zorunda. Yolcu taşıtları arasında sadece bu türden taşıma yapan otobüslerin bu zorlamaya tabi tutulması açık bir haksızlık. Toplu taşıma anlayışına da tümüyle aykırı. Bu yöndeki yanlışlığın giderilmesi beklenirken trafik yoğunluğu gerekçesiyle otobüslere ilave olarak yeni açılacak otoyolların kullanım zorunluluğunun da getirilmesi hepten taşınamaz yüklere yol açabilir. Bu nedenle böyle yönelişlere gidilmemesi, aksine mevcut mağduriyetlerin giderilmesi önem taşıyor. 

Turizm
2019 yılında özellikle dış turizmde ülkemize ilginin arttığını gördük. Bu gelişme tarifesiz (grup, turizm) taşımalarını olumlu yönde çok etkiledi. Buraya yöneliş sonrasında tarifeli (bireysel faydalanmalı, düzenli) taşımalar da daha fazla sefer yapıp doluluklarını ve kazançlarını arttırdı. Herkesi memnun eden bu gelişmenin önemli bir kriz hali doğmadığı sürece 2020’de de sürmesi beklenir. 
Öte yandan uzun süredir ülkemize pek uğramayan yapı ve yolcu kapasitesi açısından çok büyük olan Cruise gemi seferlerinin yoğunlukla İstanbul olmak üzere ülkemiz limanlarına tekrar döndüklerini öğreniyoruz. 2020’de başlayıp 2021’de artacak olan bu ziyaretlerin uğradığı limanlarda ticareti canlandırması yanında önemli bir şehiriçi tur taşımacılığı getirmesini bekleyebiliriz. 

Yeni sefer anlayışları
Benim öteden beri savunduğum ekspres seferlerin artmakta olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Bu gelişme, sefer sürelerini kısalttığı ve sık sık durmaların bıktırıcılığını giderdiği için taşımacılığa olumlu yansıyacak. Buna imkan veren otoyollardaki artışlar sonrasında, bu seferlerin daha da çoğalacağını düşünüyorum. Bir de bu seferlerden bazılarının ikram, muavin, host-hostes gibi giderler olmaksızın daha düşük maliyetle yapılması taşıma ücretlerini düşürüyor. Havayolundaki ucuz seferlerin benzerinin yaygınlaşması yolcu talebini arttıracaktır. Bazıları bunu eleştirebilir. İsteyen daha çok hizmetin sunulduğu veya bol molalar verilen eski taşıma modeline yönelme hakkına sahip. Zira yukarıda belirttiğim gelişmeler hiçbir kişi veya kuralın zorlaması olmadan taşımacının tercihine ve yolcunun talebine göre şekilleniyor. 

Akaryakıt fiyatları
Öncelerde 70 doları aşan petrol fiyatları, geçen yıllarda 60 doların epey altına inmişti. Şimdi yeniden 70 dolarlara tırmandığını görüyoruz. Bunun yanı sıra kısmen de olsa artan döviz fiyatları da düşünüldüğünde akaryakıt fiyatlarının ve maliyetlerin artmasını beklemek gerekir. Dövizdeki hızlı yükselişlerin akaryakıt fiyatlarına birebir yansımasını önlemek üzere bütçede gelir kaybı yaratması pahasına getirilen, artışların vergilerden karşılanmasını sağlayan eşelmobil sisteminde de sona yaklaşıldığını görüyoruz. Yeni bir düzenleme yapılmadığı takdirde petrol artışlarının aynen pompa fiyatlarına ve maliyetlere yansıdığını görebiliriz. 

Bitirirken…
Taşımacılarda umut yaratabilecek önemli fırsatlar yanında bazı riskleri de bulunan yeni bir yıla giriyoruz. Başarı her durumda çaba gerektirir. Rekabet ortamında bu zaten kaçınılmazdır. Bu zorluk bazılarında rekabetsiz ya da az rekabetli çalışma arzusu doğurabilir. Yolcuların menfaati açısından bu arzuya asla cevap verilmemelidir, özellikle de taşıma güvenliğini ilgilendiren konularda…
Bu düşüncelerle, öncelikle kazaların azaldığı, taşıma güvenliğinin arttığı ve ardından da iyi kazançların elde edildiği bir yıl dilerim. Bu arada, taşımacılığa katkı sunan trafik polislerine, Karayolları çalışanları dahil Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı görevlilerine de iyi yıl dileklerimi sunarım. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159