02.12.2020, 11:51

2020 kayıp yıl (2)

Dertlerimizle, üzüntülerimizle bitmek bilmeyen günler ve ayların kovaladığı kayıp 2020 yılının sonlarına yaklaşırken hem iyi hem de kötü haberler almaya devam ediyoruz. Mevcutlarımızın yanında, sağlığımızı ve aile birlikteliğimizi de korumaya çalışıyoruz. Hepimiz için zor olan şartlar ne zaman rutine biner, tahmin bile edemiyoruz. Önceliğimizin Maske, Sosyal mesafe ve Hijyen olduğunu tekrar hatırlarken, 2020 “kayıp yıl” esintileriyle başlamak istedim.
*
Hastalığın ilk onaylandığı mart ayı ile hayatımızda yeni bir dönemin başlayacağını hiç tahmin bile edemezdik. Daha doğrusu böyle bir yaşam olacağını kendimize konduramadık, biz millet olarak güçlü ve yenilmezliğimizi ön plana atarak ‘bize gelmez’ dedik. Mizahını yaptık, şiirler, şarkılar söyledik ve birçok şeyler yapıldı… İşin ciddiyetini en yakınlarımızı kaybedene kadar kabul etmedik. Şimdilerde çok daha bilinçli hareket etsek de maalesef rakamlar iyi olmayan yönde gelişince, birçok yasak ve kısıtlamalar yeniden gündemde. Bu işin kötü tarafı… İyi olan taraf ise Covit-19 aşısında birkaç firmanın üçüncü faza geçmesi ve insanlar üzerinde uygulanmaya başlanmasıdır. Ancak bu durum, işlerimizin birden düzeleceği anlamına gelmiyor.
*
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) üçüncü dalganın, 2021 Mart ayında başlayacağını açıklıyor ve rakamların ikiye katlanacağından iddia ediyor. umarım böyle bir şey yaşamayız.
Olur ise ne olur?
* Kısıtlamadan çok yasaklar tekrar gelir
* Seyahat özgürlüğü daha katı engellenir
* Birçok işyeri hemen ve sürekli kapanır
* Birçok ülke sınırlarını kapatır
* İç ve dış turizm başka bahara bırakılır
*
Yukarıda bahsettiğimiz bu ve benzeri olaylar, bir senaryo olsa da, yaşanmayacak anlamına gelmez.
*
2020 yılı başından bu zamana kadar birçok firma açıldı ve ciddi yatırım yaptılar, ancak hiç kimse işlerin bu kadar kötüye gideceğini düşünemedi. Tahminler işlerin iyi olacağı yönünde idi ancak, hepimizin bildiği “Evdeki hesap çarşıya uymadı” atasözünü
Hatırlattı. Kısaca üretici, satıcı, alıcı, tedarikçi ve birçok kişinin kazanç sağladığı otobüs sektörü içler acısı, konkordato ilan eden, seferlerini iptal eden veya azaltan firmaların, 3 kişiyle gelip 5 kişiyle giden seferlerin durumu içler acısı. Bunun yanı sıra maliyetlerle faizlerin artmasıyla ikinci el otobüslerin de alım satımı içler acısı. Yeni araç alanların çoğu ya aldığı yerde bırakmış ya da otoparka çekmiş. Hepsi satılık. Alan var mı, evet var, ölü fiyatına verirsen var...
*
Doğru olduğuna inanmıyorum ama inanmak da istediğim bazı söylentiler var. Bursalı bir işadamı, Gemlik'te bir arazi kiralamış, uygun bulduğu otobüsü markasına bakmadan topluyormuş, şu ana kadar 150 adedin üzerinde deniliyor. Yeni araç fiyatlarının çok yüksek olması ve insanların alacak gücü olmayacağı için böyle bir yatırım yaptığı konuşuluyor. Hayırlısı…
*
Bizim de bildiğimiz bazı firma sahibi dostlarımız da uygun fiyata buldukları aracı, yatırım amaçlı almayı planlıyorlar. Bu hastalık bu şekilde yükselerek devam ederse, yatırımları ne kadar devam eder bilemiyorum.
*
İkinci el araçlarını satmak isteyen dostlarımızın buldukları müşteriyi kaçırmamalarını tavsiye ederim. Çok fazla direnmek başka bir müşteriyi getirmeyecektir. Herhangi bir borcu veya sıkıntısı olmayan dostlarımızın, araçların bakımlarını yaparak muhafaza etmelerinde fayda var. İlerde araç fiyatları ne olur derseniz, bunu tahmin etmek inanın çok zor. Maalesef sıkıntılarımız çok, herkesin kendine göre hedefleri ve planları var. İnşallah hepimiz için hayırlısı olur.
Hoşça kalın… . ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159