20.06.2016, 13:09

“Ben de yazdım”…

Eski cumhurbaşkanlarımızdan Celal Bayar, yaşadığı onca olay sonrasında yazan, konuşanlara karşı işin iç yüzünü, yukarıda, benim de başlığa çıkardığım kitapla anlatmıştı. Kendisinden başka işin içinde olan kimse de kalmamıştı. Rahmetli Celal Bayar’dan ödünç aldığım başlıkla ben de otogarların, asıl olarak da İstanbul Otogarının üzerine yazacağım. 

Bilindiği gibi Topkapı’da otogar olarak kullanılan alan hem yoğun trafiğin ortasında kalmış hem de yetersiz hale gelmişti. Giderek artan yolcu hareketliliğini kaldırması mümkün değildi. Zamanın belediyesi ile bir araya gelen otobüsçüler, başta Cemal Ulusoy olmak üzere, yap-işlet-devret anlayışı ile şimdiki otogarı “Büyük İstanbul Otogarı” olarak inşa ettiler. Otogar olarak başlanılan yapı, daha inşaat halindeyken projeleri değiştirilerek rantiyeye dönüştürüldü. Büyük reklamlarla alt katları satıldı, rant elde edildi. 

Kime sorarsanız sorun, buna bugün bu beton yığınını savunanlar da dahildir, otogarı beğenmez. Otobüsçüler, bir otogar inşaatında, o otogarın asıl sahiplerine söz hakkı verilmesinden yanadır.

Çünkü orayı en çok otobüsçüler kullanır, çünkü otogarlar otobüsçülerin evidir. Ne girişi giriş, ne parkı park, ne peronu peron, ne tuvaletleri… oraya girmeyelim, çünkü otogarın alt katları umumi ve açık tuvalet. Aksini iddia edecek kimse olabilir mi? 

Bugün İstanbul Otogarı yeterli değildir. Zaten savunanlar da sadece metronun altında durağı olmasından başka öne bir şey çıkaramıyorlar. Sözü edilen yeni yapılacak terminallerin raylı sistemle entegre edilmesi mümkündür. Artık teknoloji gelişti… Siz otogar inşaatını yapana kadar raylı sistem de yapılır. Zaten dile getirilen yerler otoyol bağlantısı olan mekanlar. 

Geniş bir coğrafyaya yayılan İstanbul’da tek otogar olmasındansa birkaç otogar olması hem firmalar hem otobüsçüler hem de yolcular için faydalı olur. Ulaşım kolaylaşır, trafikte geçirilen zaman azalır. Yolcu da şehir dışına kaçan havalimanına gidene kadar otobüsle seyahatini bile tamamlamış olur. 

Burada iş otobüsçüye düşüyor. İyi bir planlama yapacak, seferlerini ve güzergahlarını çıkış yaptığı otogara göre ayarlayacak. Bu, aynı zamanda karayolu yolcu taşımacılığı sektörü için reform sayılacak bir gelişme olacaktır. Çok zor bir şey değil… Hemen bütün firmaların başında üçüncü kuşak dediğimiz gençler yer alıyor, ayrıca profesyonel yöneticilerimiz de var… Gelişmeye açıklar ve bizlerin tutuculuğu gibi atadan kalma metotlarla hizmet vermiyor onlar. 

İstanbul’a hem girişi çıkışı rahat, otobüsçünün de gönül rahatlığıyla hizmet verebileceği, yolcunun da güven ve huzur duyarak gelebileceği yeni otogarlara ihtiyaç var. Bu konu daha çok su kaldırır, daha çok tartışılır -ki, tartışacağız da- ama ana hatları bunlardır.  ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159