07.04.2014, 15:31

Bir başka gelinlik giyiyor İstanbul, her bahar

Gökyüzünde hızla koşturan bembeyaz bulutlarla yarışırcasına büyük bir dönüşüm yaşanıyor kentimizde her bahar. Sahi, her yerde yaşanıyor tabii, ama İstanbul’da bir başka oluyor. Çünkü İstanbul’da erguvanlar çiçekleniyor.


Bizans’tan başlayarak, Osmanlı’nın da rengi olan erguvan, aslında adını kente de vermiş. İstanbul gibi ‘işaret’ olan bir ad yerine kendini var eden bir isim kim bilir ne çarpıcı olurdu: Memleket nire hemşerim? Erguvan kenti! Yanıtın güzelliğini duyumsuyor musunuz? “O ne tarafa düşüyor ki” sorusu muhtemeldir ki gelmeyecekti, adını değiştirmiş olsaydık… yine de söyleyelim: Bir zamanlar Bizans, sonra Konstantiniyye, en sonunda da İstanbul adını almış, hani Dünya’nın ortasına (yalan da değil, Sultanahmet’teki ‘million taşı’ dünyanın da merkezi sayılır), en güzel yerine konuşlanmış içinden Boğaz geçen o kent.


Erguvan Boğazı


Bir diğer nokta da Boğaz’ın adı… Kimi zaman İstanbul Boğazı, kimi zaman sadece Boğaz, kimi zaman da Boğaziçi diye kıyısının adıyla anılan o güzelim suyolu… Neden Erguvan Boğazı olarak tescil edilmesin? Prof. Dr. Süheyl Ünver çok yıllar önce önermiş, ama kimse dikkate almamış. Şimdi “demokrasi” geldi ya, hem de ‘ileri’ olanı, artık orada yaşayanlara soracağız ya yapılacakları… Niye Boğaz’ın adının Erguvan olmasını sormayalım?


Şiirlerde, şarkılarda…


Necati Cumalı, "Bir erguvanlar vardı / pembe mi desem deli mi desem / bu ümit olmasa içimde / buralarda bir gün beklemem" diye şairce dillendiriyor beklentisini… gecikince merak etmiş besbelli. Bu yıl, küresel iklim değişikliği dolayısıyla belki de, biraz erken çiçeğe durdu ağaçlar. Biliyorsunuz sert çekirdekli meyveler (erik, badem, kayısı hatta kiraz) gibi önce çiçek açar erguvan da, sonra yaprak verir. İçten gelen bir duyguyu işaret ettiği için olsa gerek, kalp şeklindedir yaprakları da…


Hilmi Yavuz “Erguvan Sözler” adını verdiği toplu şiirlerle ve erguvan içeren dizeleriyle katılır erguvan kervanına… Şeyh Galib’den Orhan Veli’ye, Nefi’den Ahmet Hamdi Tanpınar’a kadar hatta Yusuf Has Hacip de, Kutadgu Bilig’de yer verir erguvana. Düzyazı da olsa şiirsel değil midir Oya Baydar’ın “Erguvan Kapısı” romanı?


Adalet Ağaoğlu, benim “Erguvan renkli bir akşamüstü” tanımımı sabaha taşımış: “
Uzaklarda kat kat açılan sabahın mavi sisine vurmuş, şeker pembeliklerinden portakal kızıllıklarına alacalanan renk cümbüşü: erguvan şenliği..."


Bitmek tükenmek bilmez ki…


Rengini utancından aldığı bilinen bir rivayettir ve aslını sorarsanız o kadar da çoktur ki rivayetler, birini tuttuğunuzda artık bırakamazsınız ucunu. Çünkü hemen karşıtı çıkmıştır muhakkak…


Erguvan Bayramı…


Bizim kültürümüzde çiçeklere adanan iki bayram var(mış), biri güle, diğeri erguvana. O kadar değerli yani. Peki, insanın aklına neden her geçen gün azalıyor erguvan ağaçları sorusu gelip takılmaz mı hemen? Tabii ki takılır. Peki, o zaman lale de kuşkusuz çiçeğidir İstanbul’un, laleye verilen değerin onda biri neden verilmez erguvana sorusu havada niye asılı kalır? Kuşkusuz güzeldir lale, kuşkusuz daha da çoğaltılmalıdır, ama toprağa katkısıyla, gölgesiyle bütün bir yıla damga vuran erguvan neden desteklenmez?


Baki, bakın ne güzel betimliyor: “
Dürr u yâkût ile nahl-i murassa’ sandım / Erguvan üzre dökülmüş katarât-ı emtâr” Yukarıdaki sorularımız ışığında, “Üzerindeki çiğ damlalarıyla yakut ve mercan süslü fidandır erguvan” diye serbest bir çeviriye kimse bir şey demez sanırım.


İstanbul’un çağrısı var…


Her güzel gibi zorlu yanı vardır erguvanın da… Tohumu zor çimlenir, nazlıdır. Emek vermenizi ister. İstanbul gibidir yani… Bir diğer deyişle İstanbul çiçeğidir. Bir tuttu mu, bir fidana durdu mu asla yılmaz, her koşulda tutunur toprağa.


O zaman ne duruyoruz? Edip Cansever’den el alarak, haydi, kentimize kendisine yaraşır ağacı ve çiçeği vermeye…


"…
Nerdesin ey benim her gün yeniden doğan oğlum
Sevginin çoğul oğlu

Senin ülkende yalnız bütün özlemler
Bilirim yalnız orda, içtenlik, erinç, coşku
Bayrağındaki bir tek çiçekli dalla
Orda uçsuz bucaksız
Olanca görkemiyle bir erguvan imparatorluğu.
…”
 

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159