02.05.2016, 15:00

Büyüğü ile küçüğü arasında bir fark olmalı

Türkiye, bulunduğu coğrafi kuşak dolayısıyla hep göz önünde… Bu nedenle de Ortadoğu’nun en güvenilir, en güçlü ve sözü dinlenir ülkesi de yine Türkiye. Hepiniz biliyorsunuz, ekonomisi giderek güçleniyor. Yatırımlar birbiri ardına yapılıyor. Dünyanın en büyük havaalanı inşaatı sürüyor. Osman Gazi Körfez Geçişi ile Yavuz Selim Boğaz Köprüsü açılışa gün sayıyor. Marmaray geçişinin yanı sıra Avrasya Tüneli ile kıtalar arası geçiş hem çeşitleniyor hem de hızlanıyor. Buna bir de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın açıkladığı yaya geçiş projesi eklenecek. 

Bu kadar büyük ve güçlü bir ülkenin Meclisinde, bu büyüklük ve güçlülüğe hiç yakışmayan karşılıklı sataşmalar, söz atmalar, hatta yumruklaşmalar yaşanıyor. Vatandaş da, “Biz, sizi oraya, bize hizmet verin diye gönderdik. Birbirinizi yemek yerine hizmet üretin” diye feryat ediyor.

Tüm yaşananları sizler de takip ediyorsunuz. Sorunları olan sektörler, çözüm beklerken çıkarılan kavgalar hiç de iyi olmuyor. Hiç mi güzel bir şey olmuyor? Oluyor tabii. Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş. Karayolu yolcu taşımacılığı sektörü de sıkışınca imdadına “Karayolu Yolcu Taşımacıları Konseyi” yetişti.

Sektörde ne kadar sivil toplum örgütü, ne kadar mesleki örgüt, ne kadar federasyon ve önemli kişi varsa bir araya gelerek bir konsey oluşturdu. Sektörün sorunlarını çözmeye soyunan bu konseyin, aynı zamanda büyük meclise de örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer akılcı davranır da, daha önceki birliktelikler gibi yapmayıp kavga etmeden sektörün sorunlarını çözerse büyük meclise de yol göstermiş olur.
Benim adım Hıdır, yapabileceğim budur. Az şey midir, huzur ve barış içinde hizmet vermek için çaba harcamak. Az şey midir ülkemizin ana ulaşım sistemini ayakta tutmak ve askeri ocağına, hastayı doktoruna, çalışanı işine, öğrenciyi okuluna, gurbettekini evine kavuşturmak. Otobüsçülerin örnek olacağı inancıyla…

Bugüne kadar hangi işi çözmüşler, hangi adımları başarılı olmuş bu kişilerin? Kendileri de inanmıyordur muhakkak bir çözüm bulacaklarına. Buluşup çay kahve, muhabbet… sen sağ ben selamet!
Bunca dernek, bunca federasyon kurmuş, birçok mecliste sektörü savunmuş bu otobüsçüler, hatalarından sıyrılıp bu sorunu çözeceklerine kendileri de inanıyor mu acaba? Yine de umudu üzmeyerek, oluşturulan konseyin görev ve sorumluluğunu İstanbul Otogarı ile sınırlamamasını, Edirne’den Ardahan’a kadar bütün otogarların, bütün otobüsçülerin sorunlarını çözmek için çalışmasını istiyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159