23.05.2020, 16:13

Durarak Olmaz…

Yıllarca konuştuklarımızı şimdi yaşamaya başlıyoruz, sanki!

 

“Dünyanın fabrikası Çin” demiştik. Bu fabrika kendi yöresel ve toplumsal uygunlukları sayesinde o kadar büyüdü ki, dünyanın ondan yararlanan devletlerinin korkusu haline geldi. Yaptığı işlerin içeriğini üretir hale gelince tasarım bağımsızlığına ilerledi. Japonya ve Güney Kore benzeri yollarla üçüncü dev olma yolunda. Çin bu ilerleme yolundayken Batı'da yaşlanan ve azalan nüfus nedeni ile azalan talep, daralan pazarlar, daralan hakimiyet alanları dünyanın alışıldık dengelerini bozuyor.

 

Geçen yazımızda (yüzde 1) zayıf bir virüs nedeni ile dünyayı durdurmanın pek de anlaşılamadığını konuştuk. Amerikan Başkanı da, 3 ayın sonunda, bugünlerde, önemli bir yönden bahsetti: "Salgında ikinci dalga gelse bile bu kez ekonomiyi durdurmayacağız."  Demek ki, salgınla yaşamak yolunu seçiyor ülkeler. E, tabii, her salgınla bu kadar duramayacağız, evvelden durmamışız da zaten. 

 

Ülkeler salgın altında olmalarına rağmen, ekonomileri kontrollü bir hız ile açmaya başladılar bile. Biz de bu ülkelere katıldık. Hızımız tam gaza, tam yola erinceye kadar bir miktar maliyet yükleneceğiz. Bu maliyet şimdilik devlet bütçe açığı olarak belirecek, sonra da bu açığı kapatmak üzere vergi artışları olarak ortaya çıkacak. Burada Ege Cansen öğretmenimizin benzetmesini çalıştıralım: "Devlet emme-basma tulumbadır." Alacak ki verebilsin, vermişse alacaktır.

 

2008 krizinden beri her devlet veriyor. Her devlet kendi ithalatını azaltmaya, ihracatını arttırmaya çabalıyor. Yakın zamanda, bizde de hükümetten bir bildirim duyduk: "İthalat artık kolay olmayacak!" İthalatın zor olması, ithalata dayalı olan pek çok konudaki pazarlarımızın daralması demek. Yerli üretimimizi arttırdıkça rahatlayacağız. İstihdamı kuvvetlendireceğiz, kendi kazancımız ile geçinmeyi öğreneceğiz. Kendi kazancı ile geçinmek ithalata alışmış olanlar için çok zor olacak, üretmek gerek.

 

Taşımacılık dünyası neler görecek bu yeni ortamda, acaba? Virüs önlemleri kapsamında çalışmak büyük maliyet-yüksek fiyat demek. Maliyet ile fiyat arasındaki değer ise kâr. Kârlılık mı eriyecek? İşletmeler yaşamak için verimlilik yolunu mu seçecekler, bulacaklar?


Bence bu dönemde mesela; sektör yük ile taşımacıyı buluşturan internet hizmetine yılda 6 milyon dolar ödemekten kendini kurtarmaya çalışacak, kayıplarını azaltarak, verimsizliklerini düzelterek. 

Yolcu taşımacılığımız da yeniden düzenlenecek, fiyatla değil, verimlilikle!

 

Verimliliğimizin yükselmesi dileklerimle… İyi bayramlar. 

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159