22.06.2017, 16:09

Emek değer katar

İnsan, emek verdiği her şeyi diğerlerinden daha çok sever. İnsana kendi yaptığının değerli gelmesinin nedeni, üretmek, işe yaramaktan mutluluk duymasıdır. İnsan, sadece sevmekle de kalmaz, emek verdiği her şeyi aynı zamanda sahiplenir. Kendi emeğiyle ortaya çıkardığı her şeye çok daha fazla değer verir.

Harvard Üniversitesindeki deneyler, katılımcıların kendi yaptıkları tasarımları, ünlü sanatçılarının eserlerinden bile daha üstün gördüklerini ortaya koymaktadır. İnsan, kendi yaptığına orantısız bir hayranlıkla bağlanır, başkalarının da aynı beğeniyi paylaşacağı yanılgısına kapılır.

İnsanlar, IKEA’dan bir kutu içinde aldıkları tahtaları evde montajını gerçekleştirdikleri zaman kendiler bir masa üretmiş olurlar. Başlangıçta tahtalar ve vidalardan oluşan bir kutu, kendi emekleriyle ürüne dönüştüğünde, oların gözünde daha değerli olur. Kendi katkılarıyla ortaya çıkan bu ürünü daha çok sahiplenirler. Söz konusu markanın başarısının nedenlerinden biri de budur.

Geçen hafta babalar gününü kutladık. 2015 yılında, yine bu köşede yazdığım yazıda da belirttiğim gibi; babalık, genetik olarak geçen bir olgu değil, zaman içinde öğrenilen bir müessesedir. Bir insanın çocuğuna bağlanmasının nedeni, kan bağı değil, onu büyütürken harcadığı emektir. Ebeveyn, çocuklarını o kadar sevip sahiplenir ki, onlara tarafsız bir gözle bakamaz olur. Anne babaların, çocuklarında başkalarının hiç görmedikleri özellikleri görmelerinin nedeni de budur.

Aynı şekilde insanlar, besledikleri evcil hayvanları da aynı nedenle severler. Bir kedi, köpek, kuş ya da balığın insanlara verdiği mutluluk, onlar için harcadıkları emek ve bu emek sonucunda aralarında gelişen bağdır. Emek vererek, bakmak da büyütmek de üretmek de insanı mutlu eder.

İnsanlar emek harcadıkları şeyler üzerinde kendilerini hak sahibi görürler. Sahiplik duygusu, sadece maddi şeylerle sınırlı değil; inançlar ve fikirler için de geçerlidir. İnsan, geliştirilmesinde emek verdiği fikirleri de sahiplenir ve savunur.

Gerçek lider, bu sahiplenme duygusunun gücünün farkındadır. Bu nedenle yönettiği  işyerinde, çözüm sürecine mümkün olan en çok sayıda insanı dâhil ederek,  onların katkılarını alır. Böylece aldıkları kararı çalışanların sahiplenmelerini ve bu fikrin savunucusu olmalarını sağlar.  Bunu yapan lider, katılımcı yönetimin sihrinin sahiplenme duygusunda gizli olduğunu çok iyi bilir.

Hayatın bütün alanlarında geçerli bir kuraldır; “İnsan emek verdiğini sever.” Bu kural şirketlere, hem yönetim hem de pazarlama alanında çok önemli fırsatlar sunar: Katılımcı yaklaşım, çalışanlar için son derece önemlidir. Çalışanlar şirketin kararlarına katkı yaptıkları ölçüde, yaptıkları işi ve şirketi sahiplenirler.
İnsanın ürettiği ya da üretimine katkıda bulunduğu her şey, onun için biricik ve değerli olur. Hepimiz bu ilkeden  hayatın her alanında daha çok yararlanmasını bilmeliyiz.

Emeklerimizin karşılıksız çıkmaması, çalışan, öğrenci, anne-baba olarak, hepimizin beklentisidir. 
Bayramınız kutlu olsun. Toplum olarak gerçek bayramları yaşamak dileğiyle… ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159