31.08.2015, 15:41

Fazlalıkları Azaltın...

Sosyal medyada, "... Bir düşünceyi iki zıt ucuyla düşünebiliyorsan ve tüm zıtlıklarını hesaplayabiliyorsan, ancak o zaman gerçekten anlayabilirsin. Fikrin bir ucunda durmak sadece dengeyi bozar, o fikri öldürür. Fanatiklerin sorunu da budur, öldürürcesine inandıkları fikre sadakatleriyle ihanet ederler aslında..."  diyen bir alıntı beğendim. Abone olmak, fanatik olmak, taraftar olmak, otomatik olmak kolaydır, çünkü. Amigonun bağırdığını yaparsın, olur. Hükümet kuramayışımızın nedeni bu uç tutumlarımız. Ama çok önemsediğim nedensellik, analitik olmak, iletim, iletişim, anlayış ise çaba ister. Bu kadar fazla siyasi parti daha iyi demokrasi demek değil. Toplumsal yarılmamızı toplumsal tercihimize çevirecek, tıkanık siyasetimizi işleteceğiz. 
Haydi, uygulamaya! 
* * *
Hatırlayalım; geçen haftalarda dünyanın fabrikası olan Çin'in yavaşladığını, ithalat- ihracatını yani dış ticaretini azalttığını, parasının değerini düşürdüğünü konuştuk. Çin malzeme kullanmayı azaltınca da hammadde fiyatları düşmeyi hızlandırdı, petrol fiyatı düşmeye devam eti. Çin'in yavaşlaması ona mal satan ham maddeci ülkeleri durduracak. 
Bu arada, Yunanistan'dan bir siyasal sonuç daha geldi ve hükümet tıkanık ekonomiyi açamadığı için, seçimden sadece birkaç ay sonra istifa etti. Erken seçim yapacaklar, ekonomiyi nasıl açacakları büyük merak konusu. 
Finansçılar da şimdilerde ABD'nin 2015'te faiz arttırma iştahının zayıfladığını söylüyorlar, 2016'ya kalabileceği konuşuluyor. Halbuki aynı finansçılar, 2014 sonunda, 2015 Martında faizin artacağını söylüyorlardı. ABD'de, AB'de ve Japonya'da basılan paralar ne olacak şimdi? Fazlalıklar fazla geliyor. 
* * *
Bir bilgi: Gelişmekte Olan Ülkeler grubu var, GO. Bu ülkelerin kendi paraları, kendi ekonomi verileri var. Bunların kimi hızlı büyüyor, kimi hızlı küçülüyor. Dış ticaretleri fark ediyor. Bütün bu farklılıkları harman edecek, bu ülkeleri tek sepette değerlendirecek bir birim gerekmiş. Yani AB ülkelerinin avrosu, enflasyonu, büyümesi, devalüasyonu gibi bir tane rakam. Buna Gelişmekte Olan Ülkeler Tahvil Endeksi (GBI-EM) demiş bir Amerikan kuruluşu olan JP Morgan, 18 ülkeyi şöylece avuç içinde görmek gereği ile. 2010 yılından bu yıla kadarki gidişatta bu endeks yüzde 35 değer kaybetmiş. Türk tahvilinin de bu dönemde eşit değer kaybettiğini bildiriyorlar. Ekonomiden iyi haber, ama tıkanık siyasetimizi de işletmemiz gerek.                                                                                                                                                                                                                                                                                 
* * *
Taşıma dünyasından bir örgütlenme haberi var
Geçtiğimiz hafta, IPRU 1. Olağan Genel Kurul toplantısına gittim. Türkiye kuruluşlu uluslararası ilk dernek. Komşu ve çevre ülkenin temsilcileri iki yıllığına ilk yönetim kurulunu seçtiler. IPRU, bu ülkelerde karayolu ile yapılan yolcu taşımalarını düzenleyecek, ilerletecek, bilgi ve uygulama paylaşacak. Bu ülkeler arasında Yunanistan ile Ermenistan yok. 
IPRU aslında, yolcu taşımacılığı temsilinde, Avrupa örgütü IRU'ya alternatif. IRU, 1948 yılında dünyanın yükünü ve dünyanın yolcusunu taşıyanların haklarını korumak üzere İsviçre'de 8 büyük Avrupa ülkesi tarafından kurulmuş, 73 tane de şube üyesi var. Kurumsal ve bireysel tüm taşıyıcıların temsilcisi. 
Tam bu noktada koordinasyon geliyor aklıma. Türkiye'de yük taşıyanların örgütü Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), “yük” kelimesine karşılık olarak “goods” koyup IGRU kurarlar ve aynı ülkelerde yük taşımacılığını da ilerletir, düzenlerler. Ki; yük taşımacılığının düzenlenme ihtiyacı ekonomi açısından da daha şiddetli. Temsili iyileştirmek için sadeleşmekte yarar var. 
Lise öğretmenimin düsturu hep aklımda: "Mükemmellik eklenecek şeyler bittiğinde değil; çıkarılacak şeyler bittiğinde erişilen durumdur." 
Kırkayakta bile fazladan ayak bulamazsınız. 
* * *
2008'den sakınalım, dikkat! ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159