24.10.2016, 10:50

Hayata bakmanın bin bir yolu

Her gün yeni bir gelişme oluyor, her gün yeni bir şey geliştiriliyor. Her yenilik gücü, güveni, konforu da yanında getiriyor. Ama bazı ufak gibi gözüken ama yeri geldiğinde çok önemli noktaları da götürüyor yanı sıra.

Topkapı’dan taşınırken, hatırlayanlarınız olacaktır, “Yahu, orası çok uzak, kim gider, kim gelir… Hele otobüslerimiz akaryakıt tüketecek, zaten ekonomik durum belli” diyenler vardı. Yenilikler her zaman iyidir, değil mi ki atalarımız “tebdili mekanda ferahlık vardır” demiş. Bayrampaşa’da yeni yapılan otogar, güvenliydi, konforluydu, geniş ve ferahtı. İnşaatının bitmemesinden kaynaklı bazı ufaktefek hataları/eksikleri vardıysa da göz ardı edilebilir ve zamanla da giderilebilirdi. 

Bayrampaşa’daki İstanbul Otogarı, aradan geçen 20 yılda miadını doldurdu. Ne otoparkı yetiyor ne yolu… Ne doğru düzgün girişi var ne çıkışı… Özel günler ve bayramlarda, bir de hafta sonlarında giriş çıkışlardaki kuyruk 30 yıl önceki tüp ve ekmek kuyruğunu geçiyor. Bu, hem otobüsçü için hem de yolcu için handikap. Bu kadar sıkıntı çeken ister personel olsun isterse yolcu hem yorulacağı hem de sıdkı sıyrılacağı için yolculuk keyfi alamayacaktır.
Doğruya doğru… İstanbul Otogarının konumu çok iyi, merkezi… Belediyenin gözü var o arsada… bütün belediyeler gibi hizmet vermek için rant peşinde. Haklı olarak o arsanın gelirini isteyecektir. Buna bağlı olarak son dakikada bildirilen yere mahkum olmaktansa şimdiden yerimizi belirleyelim, altyapısının götürülmesini sağlayalım… Zaten inşaatı bitene kadar buradayız.

Olanla öleni engellemek mümkün değil deriz, bir tek onlara çare bulunmuyor. O zaman duruma göre hareket etmek gerekir. Madem UKOME de cep otogarları öneriyor, o zaman biz de cep otogarlarının daha işlevli, daha büyük, daha modern, daha konforlu ve erişimi kolay olması için çaba harcarız. Mukayese kaldırmaz ama Alibeyköy ile Bayrampaşa otogarları arasındaki modernite ve rahatlığı herkes görüyor. Görünen köy kılavuz istemez.
Şener Şen, bir filmde kurum içi eğitim veren üst düzey görevliyi oynuyordu ve en önemli dersi: “Bakış açınızı değiştirin”di. Değişik açılardan baktığınızda hem hataları daha kolay görürsünüz hem de iyi olan hususları daha da öne çıkarma ihtimaliniz olur. Bu da taşıma modları arasında yaşanan rekabette otobüsçünün kazancı olacaktır. Ya zaman geçecek, hayatı yakalayamayacağız ya da şimdiden yeni açılar yakalayıp hayatı da bizimle birlikte taşıyacağız. Var mı başka bir izah tarzı? ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159