01.06.2015, 12:07

İnsana dair

Herhangi bir görüşmede, kişiden kendini anlatması istendiğinde, zorlanır ve başkalarının gözünden Bir anlatım yöntemini seçer. Bu kendisi hakkında tarafsız olamayacağı ve bu nedenle inandırıcılığının zayıf kalacağı endişesi ile fazla konuşmak istemediği veya alçak gönüllülük olarak algılanabilir. Ancak, gerçekte durum, çoğu kez kişinin kendisini iyi tanımaması ve doğru ifade yeteneğine sahip olmamasından kaynaklanır.

Aynı şekilde çoğu insan birisiyle tanıştırıldığında karşısındaki insanın ismini daha birinci dakikada unutur. Hele, aynı anda birkaç kişiyle tanıştırıldığı zaman aklında pek azının ismi kalır. Bunun sebebi de kişinin kendini fazla önemsemesidir. Başkalarıyla tanıştığında kendisinin nasıl göründüğünün telaşıyla karşısındakine dikkatini veremez. Bu durum bir topluluğa konuşma yapanlar için daha vahim bir hal alır.

İnsanın kendini ifade etmesinde ikinci büyük engel de, kişinin sahip olduğu bilgilerin tümünü anlatmaya çalışmasıdır. Bu yüzden bazı insanların çok konuşması, ama aynı ölçüde anlaşılamamasının nedeni budur. Çok konuşmakla, iyi anlaşılmak farklı şeylerdir. Bazıları da konuşmalarına kattıkları teknik terimler ve yabancı sözcükler ile kendilerini daha üstün bir yere konumladıklarını zannederek, anlaşılmaz ve de itici olurlar. 

İnsanlara yukardan bakarak iletişim kurmaya çalışmak boşuna bir uğraştır. Hiç kimse kendisini küçük gören, buyurgan bir edayla konuşan insanı dinlemek istemez. İyi bir iletişim kurmak insanların kalplerine, vicdanlarına, sağduyularına hitap etmek ve saygılı olmaktan geçer.

İnsanın amacı, kendisini ortaya koymak, ne kadar çok bildiğini sergilemek değil de konuştuğu insanlara kendi duygu ve düşüncelerini anlatmak olursa, iletişim dili ve davranışı kendiliğinden düzelir. İnsanın aklındakileri anlatabilmesi için karşısındakinin hem bilgi düzeyini hem de ruh halini anlaması gerekir. 

Hepimiz, mantıklı olmak konusunda ne kadar tutarlı ve sağlam bir yol izlersek o kadar etkili olacağımızı düşüncesiyle özel ilişkiler ve iş hayatında sıklıkla bu yolu kullanıyoruz. Gerçekte, başkalarının düşünce ve davranışlarında değişiklikler yapmak hiç de kolay değildir. Bir insanın görüşünü mantıkla değiştirmeye çalışmak, karşı taraftaki kişinin görüşünü daha da sağlamlaştırır. İnsan önemli bir konuda fikri değiştirirse kendini zayıf ve kimliksiz kalmış hissedeceği için kendi görüşüne daha fazla sarılır. İkna etmeye çalışan insan, mantık yolunu izledikçe arzu ettiği amaçtan uzaklaşır. 

İnsanları ikna etmek, onları harekete geçirmek için özel ilişkilerimizde ve iş hayatımızda öykü anlatma çok etkili bir yoldur.  Ağzımızdan çıkan büyük sözler, anlaşılması zor kavramlar, teknik laflar, istatistikler yerine, günlük hayattan alıntılar, hayatın içinden benzetmeler, kişisel deneyimler, her konuyu çok daha anlaşılır kılar. Hepimiz doğal, dostça konuşan, gündelik dil kullanan kişilerle daha çabuk ve daha rahat bir iletişim içine gireriz.

Kendini doğru tanımlayan, açık ve dürüst bir şekilde ifade eden, anlatımda doğru sözcükler kullanarak değerini azaltmayan ya da abartmayan kişiler, iş ve sosyal ilişkilerde çok daha başarılı, mutlu, huzurlu ve güvenli olacaktır. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159