20.04.2015, 18:56

Kim zengin?

Türkiye istatistik kurumu tarafından belli aralıklarla, yoksulluk ve açlık sınırı değerleri yayınlanır. 
Yoksulluk sınırının hesaplanması genelde normal bir yetişkin bireyin kabul edilebilir bir yaşam sürmesi için bir yıl boyunca tüketeceği tüm kaynakların değerinin toplanmasıyla bulunur ve  enflasyon  oranında artış arz eder. 
Peki, yoksulluğun bir sınırı varsa zenginliğinde de bir sınırı var mıdır? Yıllar önce zenginlik alt sınırı olarak duyduğum bir milyon dolar gibi miktarın dünya çapında zengin sayılmak için yeterli olduğuna inandım. Ancak, yazmak için kulaktan dolma bilgiler yeterli olamayacağından, araştırdım ve dünya genelinde yoksulluğun sınırının yüz bin dolar olduğunu; yüz bin doların altındaki kişilerin alt gelir grubuna girdiğini; zenginliğin  alt limitinin ise bir milyon dolar, altındaki miktara sahip olanların orta sınıf üyesi oldukları bilgisine ulaştım. Tabii bir de ultra zenginlik tabiri var. Bunun için yatınızın, yalınızın, uçağınızın, helikopterinizin olması da yetmez. O tabakada bunlara sahip değilseniz zaten yeriniz yoktur.
Geçenlerde bir sohbet esnasında bu konu geçtiğinde parası çok, kültürü az arkadaşlardan biri miktarı azımsayarak “olur mu ya benim bindiğim araba bile onun yarısı kadar” demişti.  Bu mantığa sahip kişiyi görünce zengin sayılmak için paranın miktarından çok gerçek zenginliğin ancak kültürle ve hazımla olabileceğine dair kanaatim pekişti.
Servet dediğimiz olgu, insanın ihtiyaçlarını artırdıktan sonra geriye kalan paradır. Para kazanmanın eğitim ile çok alakası yoktur. Okuma yazmayı bilmeniz yeterli. Hayatta okuryazar olmayan ama servet sahibi olan pek çok insanla karşılaşmışsınızdır. 
Başarıyı yakalayan ve zengin olan insanların en büyük hatalarından birisi servet sahibi olmalarını sağlayan özgüvenin esiri haline dönüşmeleridir. Oysa devletlerin, şirketlerin ve patronların zirve dönemleri, çatırdamaya en yakın oldukları dönemdir. Bu dönemlerde insanlar, şirketler ve devletler firavunlaşır... Gücünün, zekasının, yeteneklerinin ve potansiyelinin her istediğini yapacak; her şeyi başaracak güçte olduğunu zanneder... Paranın böyle bir tehlikesi de olduğunu asla hatırdan çıkarmamak gerek.
Parayı hayatınıza tahvil edemediğiniz sürecek elde edilen miktar sadece rakam, bir nesne olarak kalacak ve ego şişirmekten öte, bir anlam ifade etmeyecektir. Gerçek manada para sahibi olmak ile zengin olmak arasındaki farkı iyi irdelemek gerek. 
İnsanın, maddi zenginliği ile kültürel yapının artış hızı eşit olamaz. Maddi anlamda çok hızlıca büyüyebilirsiniz, fakat kültürel yapının gelişimi daha uzun süreç gerektirir. Aracınızın, evinizin ya da kıyafetlerinizin değeri sizi gerçek anlamda zengin yapmaz.   
Bugün ülkemizde kişi başına gelir seviyesinin geldiği seviye ile övünüyoruz. Keşke hem birey hem de toplum olarak övündüğümüz konular içerisinde eğitim, kültür ve sanat konuları da olabilse. 
Gelişmiş ülkelerin medeniyet seviyelerine yükselmek onlar benzeri maddi yaşamdan ibaret olmadığını anlamamız gerekir. Keşke öyle bir hayat tarzını benimsemekle kültürel anlamda zengin ve medeni birey ve toplum haline gelmek mümkün olabilseydi… ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159