İkizdere notları... Otobüsçüler değişimin farkında!

banner113

Sektörün Duayeni Ali Osman Ulusoy’un evsahipliğinde TOF ve TOFED’in yöneticilerinin de katıldığı Rize’de yapılan toplantıda otobüsçüler yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdiler. Toplantıda konuşan otobüsçüler, sektörün durumunu anlatırken gelecekte neler yapılması gerektiğini vurguladı. Devlet desteği, servis, terminaller, acenteler gibi konularda beklentiler var.

banner114
MESLEK KRL 30.04.2013, 10:44 01.05.2013, 13:34
İkizdere notları... Otobüsçüler değişimin farkında!

Trakya Otobüsçüler Derneği Başkanı Salim Altunhan

Çare bizde. Devletten bekliyoruz, bekliyoruz bir şey yok. Ben Güneydoğulu arkadaşlarla görüştüm; en büyük dertleri transit otobüslerin çok fiyat kırarak Diyarbakır’dan Urfa’dan yolcu almaları. Bu toplantı hayırlara vesile olur da elbirliğiyle, yıkıcı rekabeti kaldırırız. Otobüsçüler birbirlerine söz versin, yıkıcı rekabet yapmasınlar. 
Edirne Otogarı bir seneden beri herkesin aklında soru işareti. Edirne’de, otogarın yanındaki bir benzin istasyonundan servis yapılıyor ve oradaki araçların ne şoförleri, ne araçlar, ne takometreler kontrol ediliyor. Yandaki terminalde bizim şoförlerimiz kontrol edilirken, o arkadaşlarımız hiçbir kontrole uğramadan servislere devam ediyorlar. Genel Müdürüm de açıkladı: düz yoldaki kazalar kontrolsüzlükten oluyor.

Erzincan Otobüsçüler ve İşletmeciler Derneği Başkanı Sinan Çaktü

Taban ve tavan fiyatlarının yeterince denetlenmediği kanısındayız. Defalarca faks çekmemize ve dilekçe vermemize rağmen en ufak bir iyileştirici yardım görmedik ve sorunların çözümü için adım atılmadı. Biz Terminal acısını yaşayan bir iliz. Terminaller yapılırken önce o yörede bulunan esnafın değerleri, işletmecilerin söylemleri dikkate alınmalı. Sadece kuru bir binayla Erzincan’a bir terminal yapıldı. Yıkama yağlama yeri yok, araç bakım istasyonu yok, petrol alacak istasyon yok, temizlik yok, istirahat yeri yok. Kapalı kapılar arkasında, yüksek bürokrasi ile şirketler arasında, yapılan sözleşmelerin bölge halkına ne darbeler vurduğunu biz yaşadık. Terminal açılalı 1 yıl oldu, gelin 1 yıl sonraki halini görün. Maalesef biz Erzincanlılar olarak bunun altında ezildik. Yeni terminal yapılması düşünülen illerdeki işletmeciler bir değil bin defa düşünsünler. 

Harem Otobüsçüler Derneği Başkanı Kemal Kolaçoğlu

Sayın Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz’ın burada ifade ettiği bir konu var; yolcuların bütün şikayetlerini alıp, taleplerini dinlemişler. Çok mutlu oldum, ama otobüsçülerden bir mail atan, telefon eden, faks çeken olmadı mı da, bizim durumumuzdan haberdar değiller. Harem Otogarı 40 yıldır hizmet veriyor, mal sahibi belediye. Biz bu kiraları az bulduk diyen belediye kiraları fahiş seviyede arttırdı. Mahkemeler açıldı, bir gün, haberimiz olmadan belediye ihale yapmış. Harem Otogarı satılmış, bize tebligat geldi: kiralarınız 10 bin lira, 5 bin lira.  Şimdi size soruyorum, ne yapacağız, nasıl edeceğiz? Sayın Mustafa Yıldırım’a teşekkür ediyorum, TOF yönetimi destek verdi. Esnafımızı topladık, bir güç oluşturduk. Bu gücümüzün de verdiği güvenle Üsküdar Belediyesi’nden haklarımızı talep ettik. Başardık. Başta Mustafa Yıldırım olmak üzere TOF’a çok teşekkür ediyorum. 

Trabzon Otobüsçüler Derneği Başkanı Orhan Sungur

Sektör sorunlarını çözmede en büyük katkı firma sahiplerine düşüyor. Sayın Mustafa Yıldırım, ‘birçok firma sahibini burada göremiyorum’ dedi. Doğru. Böyle olduğu müddetçe sadece sorunları konuşur, gideriz. Yüksek İstişare Kurulu kuruldu. TOFED ile TOF ortak hareket etme kararı aldı. Bu çözüm sürecinin başlangıcı… Bizim de çözüm sürecine katkı için daha çok destek vermemiz lazım. Bu katkıyı vermek için de mesleki birlik oluşturmamız gerekiyor. Mesleki dayanışma sağlanmadan bu sorunların çözüleceğine inanmıyorum. 

OTOGARLAR ŞEHİR İÇİNDE OLMALIAntalya Otobüsçüler Derneği Başkanı Cemal Yağcı

Antalya Otogarı 17 sene önce yapıldı. Bugüne kadar içindeki esnafın, yazıhanecinin, hiçbirinin yüzü gülmedi. Herkes burayı bir rant kapısı olarak gördü. O gün Antalya’nın dışı idi, 17 sene gibi kısa bir zamanda Antalya’nın içi oldu. Şimdi 1-2 sene içinde, bu otogarı belki 25 km. kadar Antalya’nın dışına taşımak istiyorlar. Bu otobüsçümüze ve sektörümüze daha fazla masraflar getirecektir. Şehir dışına çıkan otogarların masrafları artıyor. Servisi, mazotu, terminalleri, bunların hepsi otobüsçüye ayrı ayrı yük getirdi. 30 sene önce bu terminal ve servis işi yoktu. Otobüsçülükte de bu kadar sorun yoktu. Bana sorarsanız, teknoloji adı altında, yenilenme adı altında, bazı rantçılar da devreye giriyor. Otogarda 25 yazıhane varken burası 50 yazıhaneye çıkarıldı. Kırsalda 9 yazıhane varken, maalesef 18 yazıhane oldu. Bunların hepsinin o günkü anlamları farklıydı ve bazılarının işine geliyordu. Bana göre bugün o insanlar vebal altındadır. Çünkü Antalya otogarından intihar edenlerden tutun, kalp krizi geçiren, bir şekilde batan, göçen esnaf oldu. Çünkü bir otogarda yazıhane sahibi olmak çok kolay bir iş değil. Orada evini, arabasını satarak bir işyeri sahibi oldular ama, 25 yazıhane 50’ye çıkarılınca, arkalı önlü yazıhaneler oldu. Bu yazıhanelerde, 10 F1 ile çalışması gereken firmalar, 4’le sınırlandırıldı. 10 firma çalıştırma hakkımız varken, bu elimizden alındı. 17 sene önce binin üzerinde firma varken bugün 250-300 civarında. Kış sezonunda Antalya’ya gelen 50-60 firmayı geçmemiştir. Antalya’da artırılan yazıhanelerden dolayı, büyük bir rezillik var, büyük bir zarar var. Antalya’nın 25 yazıhaneye ihtiyacı var. Yine böyle bir hata yapılırsa bu mağduriyet devam edecektir. 

Otogar çıkışları pahalı

Bunun yanında, Antalya otogarı pahalı bir otogardır. Antalya ve Alanya’ya giden bir araba için sadece çıkış ücreti 120 lirayı geçiyor. Otobüsçüye otogarlarda verilen bir şey yok. İki kapılı han gibi, bir taraftan giriyor diğer taraftan çıkıyor, ‘ver şu kadar para’ diyor. Ulaştırma Bakanlığının bu işe el atması lazım. Federasyonların çalışmalar yapması lazım. Otogarlar insanların yaşayabileceği bir yerde kurulmalı ve esnafın para kazanacağı hesaplarının yapılması lazım. 24 saatin 15 saatini otogarda geçiren insanlarımız var, ama maalesef otogarda istirahat edilebilecek yerler yok. İnsana yakışır bir şekilde projeler yapılmalı. Yapılan otogarların esnafı korumak ve kollamak adına yapılması lazım, birilerini zengin etmek adına değil. Biz, hak ve adalet çerçevesinde, otobüsçüye destek anlamında bir kamu görevi yaptığımıza inanıyoruz. Bu kamu görevini yaparken devletimiz ve hükümetimizin bize mutlaka sahip çıkması, yardımcı olması lazım.

HER İLDE BİR-İKİ FİRMA KALACAK / Ben Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özkeleş

Görünen köy kılavuz istemez. 5-10 yıl sonra hangi durumda olacağımızı sorgulamalıyız. Ayda 3-5 firma kapanıyor, kalan firma sayısı en son verilere göre 330. 81 ilimiz var, her ilde 2 firma olsa 162 adet firma eder. Ben bakıyorum küçük bir ilde 5 firma var. Benim düşüncem, otobüs sayıları az olan firmalar güçlerini birleştirip artık para kazanmalı. Yoksa geçmişte olduğu gibi birbirlerini bitirip ne kazanırlar, ne de kazandırırlar; yok olup bitmeye mahkum olurlar. Bireysel otobüsçü kalırsa para kazanılır, diye düşünüyorum. Bugün devlet bizlere üvey evlat muamelesi yapıyor Yüksek hızlı trenin birçok yere yapılması ve bunun yaygınlaştırılması otobüse vurulan darbedir. Bunun başka bir açıklaması yok. Bu gelişmelere karşı değiliz. Herkes uçak, tren, denizyolu ile yolculuk yapsın, ama devletin verdiği rekabet gücü ve verilen destek aynı olsun. 

YEREL FİRMALAR BİRLEŞMELİ / Fındıkkale Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Karataş

Son düzenlemeler hayata geçtikten sonra bizi daha zor günler bekliyor. Firma evlilikleri devam edecek. Firma evlilikleri yöre firmalarında çok olacak. Hatların paylaşılmasında da hiçbir mahsur görmüyorum. İki araba gideceğine bir araba gidecek hem doluluk oranı artacak hem de birbirimizi ezmemiş olacağız. İleriye doğru bunu bütün firmaların yapacağını düşünüyorum. Müsteşar Yardımcısı Sayın Talat Aydın ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Ne zaman bir iş için müracaat ettiysek yardımcı oldular. Ben Trabzon bölgesine dahilim, oradaki arkadaşlarımı da burada tanıdım. Kendilerine teşekkür ediyorum. Görevlerini seve seve yapıyorlar. Hesabımızı kitabımızı çok iyi yapmamız lazım. Son 4-5 senedir acı günler yaşıyoruz. 50 yıldır bu işin içindeyim. Bu kış gibi kötü bir kış geçirmedim. Hepimiz yaz sezonunun gelmesini bekliyoruz. 

RAKİPLERİMİZ TREN VE UÇAK / Tokat Seyahat Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tekeli

Rakiplerimiz  artık A firması B firması değil, tren ve uçak. Bu rakiplerimize karşı da bazı avantajlarımız var; insanları daha hızlı bir şekilde evlerinden, işyerlerinden, yakın noktalardan alıp gidecekleri yerlere bırakabiliyoruz. Bunun için şehir içi servisleri komple kaldırmak gibi bir hataya düşmemek, ikram malzemelerini azaltmamak gerekiyor. Bu, özellikle demiryollarında karşımıza çıktı. Ankara’da Yüksek Hızlı Tren Daire Başkanımızı ziyaret ettiğimizde, onlar Konya hattında sadece su dağıttıklarını, bunda bile zorlandıklarını söyleyip bizim ikram malzemelerimizi kısmamızı istedi. Böyle bir şey mümkün değil. Onların rekabet avantajı hızı ve süresi ise bizim de ikram malzemesi ve servisimizdir. Bu konularda lütfen daha hassas olalım. Bunun dışında, şehir içi servisimiz özellikle, vatandaşa net anlatılmalı. Firmalar kalkış noktasından sonra yolda yolcu alabilir; örneğin Tokat’tan kalkıyor benim otobüsüm, Amasya’dan yolcu alıyor. Niye almasın? Ben bütün otobüslerimi bir ilden doldurmak için kurmadım ki bu firmayı. Ama fiyatlara uymak, oradaki rekabeti bozmamak zorundayız. İnsanlar orada eğer 30 liraya bilet kesiyorsa, siz de kesmek zorundasınız. Ama ‘nasıl olsa geçiyorum’ diye, düşük fiyattan bilet kesmek oradaki yapıyı bozduğu gibi size de hiçbir gelir kazandırmayacaktır. Diğer bir husus da şehir içinde ara duraklara olan ihtiyaç. Bu İstanbul’da yapılıyor, Alibeyköy Terminali bunun güzel bir örneği. Büyükşehir belediyelerinin Kara Ulaştırma Yönetmeliğinin 60. maddesinin 5. fıkrasına göre buna zaten yetkisi var. İndirme bindirme noktaları tanımlayabilir. Yalnız bu indirme bindirme noktaları eğer, ‘terminal’ belgesine sahip değillerse sizden çıkış ücreti alamazlar. Bunu da baştan iyi bir şekilde bilmek lazım. Siz çıkış ücretlerini sadece terminallere ödersiniz. Ara duraklarda, sanki otobüsümüz oradan kalkıyormuş gibi bizden ücret alınıyor. Örneğin Denizli’de terminalde 55 lira çıkış ücreti alınıyor; normalde Denizli’yi ara durak olarak kullanıyorsanız 16 lira ödemeniz gerekiyor. Oradaki yanlış uygulama, doğruymuş gibi gösteriliyor. Lütfen araçlarınızın geçtiği ara duraklardaki çıkış ücretlerini teyit edin. Yani bir ara durağın en üst rakamı 23 liradır, bu nüfusuna göre de değişir. 
TOFED vasıtasıyla, akaryakıt ve KDV oranları ile ilgili olarak Başbakan’dan randevu talep edildi. Yaklaşık 5 ay oldu, herhangi bir dönüş olmadı. Eğer başbakana ulaşamıyorsak kontak kapatamayız belki ama bir köprüyü kapatabiliriz. Fatih Sultan Mehmet Köprüsünde 4 şerit varsa, 4 şeride 4 otobüs çekip köprüyü kapatabiliriz. Belki uç bir fikir gibi gelebilir ama bir şeyler yapılması, bir şekilde tepki gösterilmesi lazım. Bizler olduğumuz yerde durduğumuz sürece kimse bize randevu vermiyor. Kimseyle görüşemiyoruz. Görüşsek derdimizi anlatsak, belki bir çözüm bulacağız. Bulamadığımız zaman da en azından tepkimizi koymamız lazım diye düşünüyorum.

Talat Aydın mantıklı buldu

Müsteşar Talat Aydın’ı ziyaretimizde, toplam 2 bin 500 F1 yetki belgesi sahiplerinin demiryolu bileti satma hakkının da olması gerektiğini söyledik. Kendisi de bunu mantıklı buldu, dilekçe verdik. Bundan sonra bizler de demiryolu bileti satabileceğiz.  ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159