Mercedes nakliyede büyüme bekliyoruz

Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Bahadır Özbayır ve Ürün Yönetimi Grup Müdürü Cüneyt Uslu, sektörel basınla 20 Aralık Çarşamba günü bir araya gelerek 2017 yılını değerlendirdi ve 2018 beklentilerini açıkladı.

Mercedes-Benz Türk’te 33 yılı geride bıraktığını ve bunun 19 yılının satış bölümünde geçtiğini belirterek açıklamalarına başlayan Bahadır Özbayır, “Bu yıl değişik bir yıl. Geçmiş yıllara benzeyen tarafları da var, benzemeyen tarafları da... 6-9 ton serisi hafif kamyonda aracımız olmamasına rağmen, onu da işin içine katarak söylediğimizde toplam pazarın 18 bin adetler seviyesinde olduğunu görüyoruz. Geçen yıl bu seviye 19 bindi. Geçen yılın yüzde 5 altında pazar. Yıl sonundaki hareketliliğe bakarak, bu yıl, geçen yıl seviyesinde bir pazar seviyesi ile kapanacak. Bütün olan bitene, birçok zorluğa ve belirsizliklere rağmen geçen sene ile aynı pazar seviyesi oluyorsa, ‘fena değil’ gibi görünebilir. Otomotivde üretim rekoruna gidiliyor açıklamaları doğru, bunun büyük bölümü de hafif ticari araç ve daha çok ihracat kaynaklı. Böyle baktığınız zaman, otomotiv çok iyi gidiyor diyebiliriz, ama ağır ticari araçlar için durum öyle değil. Pazar 40 binlerden 22 binlere gelerek zaten yüzde 45 daralmıştı. Aynı seviyede devam ediyor olması, dipte çırpındığı anlamına geliyor. Aynı seviyede kalması, bu yıl için sevindirici ama ileri gitmemesi de endişe verici. İki yıl aynı olduğuna göre, burada bir sıkıntı var demektir” dedi. 

Talep nakliye tarafında düştü 

2017 yılının diğer yıllardan farkının inşaat ve çekici ürün gamındaki talep farklılığı olduğuna dikkat çeken Özbayır, “Çekici pazarı, 11 aylık süreçte 5 bin mertebesinde. Geçen yıl bu seviye 8 bin 500 idi. Yüzde 40 pazar geri gitmiş. Toplam pazarın yüzde 5 geride olmasının en büyük nedeni ise inşaat. Bu yıl inşaat 7 bin seviyesinde. Geçen yıl 4 bin 800, demek ki yüzde 45 artmış. Bir de çekicinin yarısına yakını inşaatta kullanılıyor. Onları da kattığınızda çok düşük bir çekici pazarı var. Bu yıl inşaatın lokomotif olduğu bir pazardan bahsediyoruz. Dolayısıyla böyle bir yapısal değişiklik var. 6 ton ve üzeri yüzde 50 çekici olan Pazar, Kasım sonu itibariyle yüzde 28, inşaat ise yüzde 40’lara gelmiş durumda” dedi. 

Nakliyecinin Euro 6 araçlarının yakıt avantajının, bakım maliyetinin düşüklüğünü göz önüne alarak yeni yatırımlar yapmasını beklediklerini ifade eden Özbayır, “Bir süre sonra Euro 6 kullanan ile Euro 5 kullanan arasında rekabet avantajı ortaya çıkacak.  Dönüşüm süreci çığ gibi gelecek. Euro 6’nın çok ciddi yakıt avantajı var. Bakım aralıkları 120 bin km’ye çıktı. İşletme maliyetleri yüzde 20 düştü. Euro 6’ya geçmek çok cazip bir yatırım hareketi olacak. Biz ürünlerimizle hazırız. Pazarda liderliğimiz sürüyor” dedi. 

Çekici lehine değişim 

2018’de çekici lehine pazarda bir değişim beklediklerini de ifade eden Bahadır Özbayır, “Önümüzdeki yıl, çekici lehine bir değişimin gelmesi şart ve bu beklenmeli. Bunun ilk işaretlerini de görüyoruz. Konuştuğumuz müşterilerle seneye bir araya gelmek üzere sözleşiyoruz. İnşaat tarafı hareketliliğine devam ettirir, nakliye tarafında da talep olursa pazarda yüzde 10’luk bir artış bekliyoruz. Ancak yine de iddialı tahminler yapmak zor.  

Trend belirlemede öncü 

Trendlerin ve müşteri beklentilerinin çok hızlı değiştiğine dikkat çeken Bahadır Özbayır, “Çok dinamik bir ortamda yaşıyoruz. Trendler ve müşteri beklentileri değişiyor. Müşterinin daha beklentisi oluşmadan bunları ortaya çıkarmak bizim işimiz. Bu da bizim başarımızı sağlıyor. Türkiye’de, çekici pazarının gelişmesinde Mercedes-Benz Türk, Axor ile dönüşümün öncüsü oldu. Actros ile de bunu destekledik. Trendleri tutmakta ustayız. Önümüzdeki yıl dokunuşlarımız olacak. Niş yerlere yeni ürünler olabilir. Ama şimdiden adını koymayalım. Bu devam eden bir süreç. Daha yüksek kabinli amiral gemisi olarak adlandıracağımız araçların üretimine Aksaray’da başlayacağız. Ürün gamımızı yenileyip daha da mükemmel hale gelmek için çalışmalar yapıyoruz” dedi.

Yatırımlar devam ediyor 

Bütün zorluklara rağmen Daimler ve Mercedes-Benz Türk’ün Türkiye’ye her dönemde yatırım yaptığını vurgulayan Bahadır Özbayır, “En sıkıntılı dönemlerde bile yatırım yapmaktan geri kalmadık. Üretimimizi 34 bin adede çıkarıyoruz. Bugüne kadar 1 milyar Euro’dan fazla yatırım yaptık. Bu da Daimler’in Türkiye’ye güvenini gösteriyor. Zaman zaman ülkeler arasında olan atışmalar bizi etkilemiyor. Biz, Türkiye’nin geleceğine güveniyor ve trendlerin yukarı doğru gideceğine inanıyoruz. Kapasite artırımı gündeme geldiğinde değerlendirmeler yapılıyor ve alınan kararlar hep Türkiye lehine oluyor. Bugüne kadar 34 bin 144 kamyon ihraç ettik. Kamyon ihracatında birinciyiz. Toplam üretim adedimiz 230 bini geçti. Buna bağlı olarak çok derin bir ikinci el işimiz var. En son olarak 113 milyon Euro’luk yatırım yaptık. Çalışmalarımız tam gaz devam ediyor. Aksaray, büyük bir üretim merkezinin olmasının yanı sıra büyük bir Ar-Ge merkezi haline de geliyor. Aksaray’a 8,4 milyon Euro yatırım daha yapıldı. Mercedes dünyasında belirli kapsamlar sadece Türkiye’de yapılacak, geliştirilecek. Uzun yol testleri de sadece Türkiye’de yapılacak ” dedi. 

Otomotivdeki değişim 

Dünyada değişen şartların otomotiv endüstrisinde de değişimi getirdiğine dikkat çeken Bahadır Özbayır, “Elektrikli araçlar, otonom sürüşler, endüstri 4.0… bütün trendler çok hızlı bir değişim getiriyor. Bunun dışında kalanların yaşama şansı yok. Mercedes bu işin dışında değil, öncülerinden bir marka. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde araçlarla ilgili değişimlerde bağlanabilir olması, otonom sürüş olması, paylaşımlı olması ve elektrikli olması söz konusu olacak. Araçların artık birbiri ile bağlı olması, verilerin bir yerde toplanıp ayrıştırılması ve kullanıcı lehine kullanılır hale gelmesi kaçınılmaz hale geliyor. Bu noktada Mercedes-Benz’in yürüttüğü Uptime ve FleetBoard çalışmaları var. Uptime bir aracın yolda kalmaması ve hep yürümesi için öngörülebilir arızaları tespit edilmesi, aracın her daim kontrol altında tutulması ve verilerin bir merkezde tutulmasını olacak.
Araçta küçük bir kutu ve sensorlar ve uydu aracılığıyla bilgilerin merkeze akışı sağlanacak. Bu sistem 2018 yılında devreye girmiş olacak. İkinci konu FleetBoard uygulaması. Bu, aynı zamanda bir filo takip sistemi. Aracın nerede olduğunu değil, aracın nasıl kullanıldığını verilerle müşteriye gösterebilmek. Sürücü değiştiğinde verilerin farklılığını ortaya çıkarmak. Bu, gün gün, ay ay, verilerle firma sahibine ulaşacak. Bunun pilot uygulamalarına ve satışına başladık. Otonom sürüşler ile ilgili çalışmalar da sürüyor. Bu işler önce yarı otonom başlayacak yine şoförün belirli bir insiyatifi olacak. Kısa bir saman içinde kamyonun kendi kendine gittiğini görebileceğiz. Elektrikli araçlarla ilgili en önemli konu pil ömrü” dedi. ■


Cüneyt Uslu, Bahadır Özbayır