21.08.2017, 10:29

Resmi İstatistikler Apaçık Gösteriyor Her Şeyi

Trafik sigortası konumuza devam ediyoruz.
Sigorta şirketleri zarar ettiklerini söyledikçe benim de incelemem artıyor. (https://www.tsb.org.tr/resmi-istatistikler.aspx?pageID=909) Kayıtlı motorlu araç sayımız yuvarlak 22 milyon, bunun yarısı otomobiller, 11 milyon adet. Otomobiller yüzde 90 oranında sigortalı, bu da etsin 10 milyon adet. Diğer 11 milyonun içinde tarım traktörleri var, motosikletler, ağır araçlar, özel araçlar var. 
*
Prim toplamının da yarısı otomobilden geliyor. Bakalım hesaba:
Otomobilin maddi hasar toplamı (2 milyar lira) prim toplamının (6,5 milyar lira) sadece yüzde 30'u kadarı, 2016'da. Sağlık hasar toplamı (2 milyar lira) prim toplamının yüzde10'u (0,6 milyar lira) karşılığında Sağlık Bakanlığı'na devredilmiş durumda, 2011'den beri. İşletme masraflarının toplamın yüzde 20’si kadar olduğunu bildiriyorlar; Bakanlığa sadece yüzde 10 verirken, sağlık harcamaları için. Bu eder 1,3 milyar lira. Elde kâr 2,6 milyar lira, otomobil kaleminde. Finansal gelirler buna eklenecek.
*
Trafik sigortasının geneline bakalım da zarar kaynağını bulalım:
Prim toplamının (12,3 milyar lira) yüzde 42'si (5,2 milyar lira) maddi hasara harcanıyor. Sağlık hasarı (5,8 milyar lira) prim toplamının (12,3 milyar lira) yüzde 10'u (1,2milyar lira) karşılığında Sağlık Bakanlığı'na devredilmiş durumda.
Karar bekleyen dosyalar toplamı 5,8 milyar lira. Yarısını öder sigorta şirketleri, işletme masrafları 2,6 milyar lira, elde kâr 0,4 milyar lira.
Zarar etmiyorlar, hatta yüzde 24 (3/12,3) brüt kâr ediyorlar. AB ortalaması yüzde 22, Almanya yüzde 6!
Yılda 10 bin adet de ağır hasarlı araç (pert) satıyorlar -elde ettikleri gelir- yukarıdaki yüzde 24 kâra 3 puan kadar ekleniyor. 
ODD yukarıdaki adresten doğru bilgileri almıyor da, bir sigorta şirketinin genel ama eksik bilgilerini sektöre raporluyor, her ay. Hasar bilgileri eksik olarak.
*
Sigorta şirketlerinin zarar iddiaları eski yıllardan kalma. Nasıl mı? 
O yıllarda parçacılar, tamirciler, eksperler, mükellefler kâr ederdi; şirketlerin zararına karşılık. O yıllarda kamu yönetiminin sağladığı trafik güvenliği, hız kontrolü,  teknik muayene, yol güvenliği, ağırlık kontrolü çok zayıftı. Ulusal araç parkımız eski idi.
*  *  *
Kamu yönetimi her mükellefe bir sigorta sicili oluşturacak ve kişinin tüm hasar geçmişi kaydedilecek ve o kişinin prim hesabı o sicilin çarpanı ile hesaplanacak. İyi sürücüler  ortaya çıkacak… Aynı kredi riskinin FİNDEKS ile hesaplanması gibi bir ulusal uygulama. 
Bekliyoruz...
*
Şimdi sakince okuyun;
Ankara-Konya  düzlüğünde / koca yolcu otobüsü / önüne aniden çıkan / inek yüzünden / yoldan çıktı, devrildi / dört insan öldü / bir otobüs hurda oldu. 
Sicile bakın... 
Bu sicil tavan primden sigortalı oluyor, maalesef. Prime tavan olunca; kazaya tavan olmuyor! 
*
Sigortanın iyi işlediği ülkelerden birinde, sigorta şirketi kişiyi inceliyor, belirlediği kriter listesine göre değerlendiriyor ve bir puan veriyor. Mesela sigorta primini 2 defa geç ödemiş olmak bile bir kriter, kişi geçerli puan alamazsa, sigorta yapmıyor. https://www.michigan.gov/documents/cis_ofis_ip204_25085_7.pdf
*
Sigortacılık risk yönetimidir, iş dalıdır… Sosyal adalet mekanizması olarak kullanılırsa adaleti bozulur. Yine de; trafik sigortası net kâr ediyor, bilginize... ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159