26.09.2016, 13:32

Rezaletin son perdesi…

Kurban Baayramının da Ramazan Bayramı gibi dokuz güne çıkarılmasıyla yolcu taşımacılığı çok yoğun günler yaşadı. Sezonun bitişiyle birlikte böylesi büyük hareketlilik otobüsçüleri sevindirdi.

Ama eğri oturup doğru konuşalım…
Otobüsçü gerçekten sevindi mi, yoksa yüzünün bir yani gülerken bir yanı ağladı mı? Sorunlar o kadar çok ve çözümünü engelleyen o kadar çok olgu var ki, ne yapacağımızı şaşırdık. Birincisi, İstanbul Otogarı sorunu. Ramazan bayramından beri hep bu konuya dikkat çektim. Bir kere daha gözler önüne serildi ki bu otogar yetersiz. Bayram dönüşleriyle yaz tatili dönüşleri birleşince dönüş trafiği birkaç güne yayıldı. Bayramın son günü de dahil, otobüsler İstanbul Otogarı’na giremedi. Saatler süren bekleyişin tek nedeni otogarın yetersizliğinden başka bir şey değil.

Yolcu da yıldı, otobüsçüler de… Bir televizyon kanalı, mikrofon tuttuğu kaptanın, girişte yaşanan rezaletin aslında hep sürdüğünü söylemesi, ama televizyonların bayramdan bayrama sektörün sorunlarına eğildiği için diğer zamanlardaki sıkışıklıkların görülemediği demecini birkaç defa tekrarladı. Mısır’da sağır sultanın duyduğu bu feryadı anlı şanlı, yandan çarklı federasyon ve derneklerimiz neden duymuyor? Duyuyor da “iyi saatte olsunlar”dan mı çekiniyorlar yoksa? 20 milyon nüfusa ve Avrupa’daki birçok devletten daha geniş alana yayılan İstanbul’a tek otogar yetmiyor artık. Bu otogardan çıkalım, şehrin iki yakasında birkaç otogara geçelim ve otobüslerimiz oralardan kalksın. Yolcu da, otobüsçüyü artık yok etme aşamasına gelmiş ücretsiz seferler yerine toplu ulaşım araçlarıyla gelsin. Yolcunun Sarıyer’den, Büyükçekmece’den İstanbul Otogarı’na gelmek yerine, rahat ve seri ulaşabileceği bir yerde kurulan yeni bir otogara gelmesi hem daha kolay hem daha ekonomik olacaktır. Aynı şey, Anadolu yakası için de geçerli. Düşünün, Kartal’dan veya Beykoz’dan Harem’e gitmek mi, yoksa kurulmuş yeni otogarlara ulaşmak mı daha kolay ve rahat olacaktır? Her otogar hem kalkış hem de varış noktası olur, yolcu da ona göre sefer seçer kendisine… Bu, onlar kadar otobüsçü için de ekonomik, kolay ve konforlu bir seçenektir. Bir husus daha var: Acenteler de azalacak, dolayısıyla otobüsçü onların komisyonunu kâr hanesine yazabilecektir. Şehiriçi ücretsiz yolcu servisleri tümden kaldırılacağı için hem şehiriçi trafik yoğunluğu azalacak hem otobüsçü bir de servis sorunuyla uğraşmayacak hem de yolcu evine çok daha seri ulaşabilecek. 

Türkiye’nin ekonomik lokomotifi; karayoluyla şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörünün sorunları bunlarla sınırlı değil ki… Üçüncü köprü ile birlikte artan masraflar ve uzayan sefer saatleri de var. Onlara önümüzdeki hafta değinelim.

Bayram öncesi kaybettiğimiz, sektörümüzün duayenlerinden Fehmi Aslan’a Allah’tan rahmet, sektörümüze ve kederli ailesine başsağlığı diliyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159