Kamil Koç, 80 otobüs alacak, 20 milyon yolcu taşıyacak (2)

banner113

Kamil Koç Genel Müdürü Kemal Erdoğan, yerel firmalarla birleşerek büyümeye devam edeceklerini belirtti. Erdoğan, halen 56 ilde hizmet verdiklerini yeni yılda bu sayının 65 olacağını söyledi.

banner114
RÖPORTAJ 01.12.2014, 15:49 16.01.2016, 21:03 Taşıma Dünyası
Kamil Koç, 80 otobüs alacak, 20 milyon yolcu taşıyacak (2)
RÖPORTAJ 2. BÖLÜM: ERKAN YILMAZ

Göreve başladığında, ‘6 ay bile dayanamaz’ yorumları yapılan Kamil Koç’un Genel Müdür Kemal Erdoğan, 6 yılı geride bıraktı. Röportajımızın ikinci bölümünde hedefler, çalışma biçimleri, biten İDO çalışması, BUDO işbirliği, TCDD işbirliği, farklı alanlara yönelik yatırım düşünceleri, firmaların katılımı ve yeni otobüs yatırımlarını konuştuk. 

■  İDO ile bir süre deniz+karayolu ulaşımında işbirliği yaptınız. Daha sonra bu işbirliği sona erdi. Şu anda İDO başka bir firma ile işbirliği yaparken Kamil Koç’un İDO ile işbirliğinin neden sona erdiğine yönelik hiçbir açıklama yapılmadı. Ben bu işbirliğinin neden bittiğini öğrenmek istiyorum.   

- İDO hakkında çok fazla yorum yapmak istemem. Ancak kurgunun ister istemez İDO tarafı var. Sistem şuydu: ‘Herkes kendi parkurunun yolcusunun sorumluluğunu, riskini, gelirini alsın’. İDO, bunu sağlayacak sinerjinin İDO’da kalacağını hesap ederek hepsini kendisinde toplamak istedi. Karayolu taşımacılığının riskini ve yolcu bulmanın sorumluluğunu da kendine aldı. Biz, İDO’ya taşeron hizmet verdik, sefer düzenledik. Yolcudan bağımsız olarak ücretimizi aldık. Böyle bir modelle çalıştık. Ancak bizim her iki uçta da geniş bir servis ve bilet satış ağımız var. Buradaki hedef kitle; İstanbul-İzmir, İstanbul-Balıkesir yolcusu idi. Çünkü bu parkurun az bir kısmını İDO kapsıyor. Biz dedik ki, ‘bizim bilet satış noktalarımızdan yolcuyu bulalım, getirelim; siz kendi payınızdaki hasılatı alın, biz kendi payımızı alalım. Burada yolcu da Marmara Denizi etrafını dolaşmaktansa direkt geçerek zamandan kazanır. Biz bu kurgu ile hareket ettik ama İDO bütün satış aktivitelerinde aktif rol almak istedi. Sözleşmeyi bitiren taraf İDO oldu. Biz, modelin çalışmasını, ancak rollerin değişmesi gerektiğini düşünüyorduk. Onlar rolleri değiştirmektense projeyi iptal ettiler. 
Aslında rol değişimine ikinci işbirliği sürecinde adım atmak üzereydik. İDO ile el sıkışmıştık. İDO kara operasyonu ile ilgili ne bir risk ne bir sorumluluk alacaktı, bize koltuk verecekti. Biz o koltuklarla İDO’nun doluluğunu arttıracaktık. Taslak sözleşmemiz hazırlandı, ama sihirli bir el geldi. Denildi ki, biz bunu sizinle değil, başka bir firma ile yapacağız.
Biz bunu öğrendiğimiz gün BUDO ile çalışmaya başladık. İDO ve işbirliği yaptığı şirket hala seferlere başlamadı. Biz, Balıkesir-İzmir araçlarına BUDO vasıtası ile yolcu taşıyoruz. Şu an BUDO bağlantılı iki sefer yapıyoruz. Şuanda projede yokuş yukarı çıkıyoruz. Ben işbirliğimizin yazın çok başarılı olacağını düşünüyorum. 

■ İzmit Körfez Geçişi sonrasında BUDO ile yaptığınız işbirliği devam eder mi? 

- Bence devam eder. İzmit Körfez Geçişi 45 dakikalık geçiş süresini, 10 dakikaya indiriyor, 35 dakika kazanç var ama Marmara Denizi’ni Yalova üzerinde dolaşmanızın süresi hala 1 saat avantajlı. Biz devam edeceğini umuyoruz. Tabii, o günkü şartlara bakmak lazım. 

■ Bu yıl yeni bir açılımla yerel firmaları bünyenize kattınız. Şu anda kaç firma oldu?

- Biz bunu bünyeye katma değil ama birleşerek büyüme modeli olarak kurguluyoruz. Hem biz büyüyoruz hem birleşme yaptığımız iş ortaklarımız büyüyor. Şuana kadar 11 firmayla bu tarz bir birleşme oldu. Biz aslında bunu konsolidasyon olarak görüyoruz. Yerel firma zamanında otobüsleri olanlar, yine aynı parkurlarda Kamil Koç logosu ve standartları ile çalışıyorlar. Biz bunu olması gereken bir model olarak düşünüyoruz. O şehirde oyuncu sayısı değişmiyor, yeni bir rekabet gelmiyor. Sadece rekabetin şekli değişiyor. Beş tane şirketi olan bir ile gitmeliyiz, biz ulusal bir şirketiz. Türkiye’nin ayak basılacak her noktasına basabildiğimiz kadar basmalıyız diye düşünüyoruz. Bu bizim stratejimiz, ama herhangi bir küçük şehre beşinci bir firma olarak girmek de istemiyoruz. Sinerji yaratacak işbirliği yapmak, mevcut ama verimliliği yakalayamayan firmalarla birleşerek büyüklüğümüzü onların yerelliği ile kucaklaştırmak istiyoruz. Çok basit bir örnek vereyim, Göreme Seyahat tamamen bitmiş bir firmaydı. Hiçbir aktivitesi yoktu. Göreme Seyahat’in yerelliği ile Kamil Koç’un ulusal değerlerini çok iyi harmanladık. Başlayalı 6 ay olmadı daha, şu an Nevşehir’in bir numaralı firmasıyız.

■ Peki, bir firmayı bünyenize katarken değerlendirmeye aldığınız kriterler nelerdir?  

- Göreme’de finansal yeterliliğe bakmadık. Biz dokumuza uygun, bu işi aşkla seven, ahlaki değerleri yüksek insanlarla bir araya gelmeye çalışıyoruz. Dokumuza uygun olmak çok kritik, ön şart bu. Hayata bakışı bize benzeyen sıfır otobüsle bir Göreme Seyahat, 40 otobüsü olan ama bizimle aynı şekilde bakmayan bir şirkete göre çok daha kıymetli. 

■ 11 firmada verim alamadığınız işbirliği oldu mu?

- Oldu tabii. ‘Turnayı gözünden vurmuşuz’ dediğimiz oldu. Bu yıl girdiğimiz 16 ilin yüzde 40’ında birinci, yüzde 40’ında ikinci durumdayız. Beklediğimizin çok altında performans gösterenler de oldu. 

■ Orada kusuru nerede gördünüz? 

- Kendimizde gördük, süzgecimiz fazla büyükmüş. İyi filtre edememişiz, yaptığımız analizleri, belki kılı kırk yararak yapmalıydık. Belki kapasitelerinin üzerinde yük yükledik, belki de beklentiyi azaltarak daha küçük girmeliymişiz. Belki de daha doğru partner bulabilirdik.

■ Karadeniz hattından memnun musunuz?  

- En çok yolcu taşıyan firma değiliz, ama memnunuz. Beklediğimizi fazlasıyla aldık. Yerel partnerlerimiz, ‘biz daha önce otobüse bindiğini düşünmediğimiz insanları görüyoruz” diyorlar. 

■ Yerel firmaları bünyeye katmada bir sınırınız, durma noktanız var mı? 

- Biz günü değil, yılı kurtarmalıyız. Hatta önümüzdeki 10 yılı kurtarmalıyız. Çünkü çok miyopik bir sektör bu, ileri bakmayan firmalar var. Bu sektörün çok enteresan bir afyonu var. Nakitle çalışır, cazibesi de o. Bir şirket kısa vadede nakit akışına, orta vadede karlılığa, uzun vadede karlılığın sürdürülebilirliğine bakar. Bizim sektörümüz kısa vadede o kadar nakit zengini bir sektör ki, yolcuyu taşımadan parasını alırsınız, otobüsü alırsınız parasını yıllarca ödersiniz, mazotu alırsınız sonra ödersiniz, mola yerinden geliri vardır, peşin peşin alırsınız. Nakit çok fazladır, önce nakit girer, sonra hizmet verilir. Bir firma nakit sıkıntısına giriyorsa bu sektörde, muhtemelen uzun süredir zarar ediyordur. Biz nakit akışına bakarak değil, karlılığa bakarak harcama yaparız. Ama uzun vadede karlılığın sürdürülebilirliği de çok kritiktir. Biz, onun için uzun vadeli bakıyoruz. Bizim için de, katılacak firma için de karlı bir sinerjik birliktelikse; biz bu adımı atarız, aksi takdirde atmayız. Bizim sınırımız nedir? İki taraf için faydalı olacak bir işbirliğinde bizim sınırımız yok.  

■ Yeni katılımlara yönelik çok talep var mı?  

- İki-üç yıl önce böyle bir açılım yapmamız beklenmiyordu. Bu açılım, yapıldıkça artarak devam ediyor. Her yıl anket yapıyoruz. Anketlerde hangi illerin bizden ne beklentisi olduğunun listesi çıkıyor. Aldığımız pazar verileri bize ışık tutuyor. İşletme ve rekabet analizlerine göre de dalga dalga büyümeye çalışıyoruz. Bunda esas nokta verimlilik.

■ 2015 sonunda ne olabilir 

- Belki 20’leri bulabilir, belki 15’te kalabilir. Burada biz skor gibi bir şeye bakmıyoruz. Bizim önceliğimiz: kalite olarak, doğru işi yaptığımızı görmemiz lazım. Kaç firma aldığınızdan daha ziyade, girdiğiniz kaç noktada birinci veya ikinci firmasınız o önemli. Üçüncü olmak için hiç bir yere girmek niyetinde değiliz.

■ Büyüme stratejisinde temel hedefi ne olarak belirlediniz? 81 ilde olma yönünde stratejiniz var mı? 

- Güzel bir soru. 81 il de olmak gibi iddiamız yok. Katma değer yarattığımız her ilde olmak gibi bir iddiamız var. Çok yolcu, çok kar ettiğiniz anlamına gelmez. Bazen kısa, bazen uzun mesafeler karlıdır. Uzun vadede pazarı domine eden, yönlendiren, sinerji yaratabilen firmalar, yüksek miktardaki yolcuyu sorunsuz ve yüksek kalitede taşıyan firmalar olacak. Ben, firma sayısının hızla azalacağını düşünüyorum. 25 ve üstü otobüsle operasyon yapan şirket sayısı 65. Bu şirketler arasında eğer verimliliği sağlamak istiyorsanız çok noktadan, çok yolcuyu büyük varyasyonlarla ve sık frekanslarla taşıyor olmanız lazım. Aksi takdirde bu altyapının, devasa personel yükünün altından kalkmak mümkün değil. Bir tek bizim için değil, bütün firmalar için geçerli...

■  Şu an kaç ilde hizmet veriyorsunuz? Gelecek yıl planınız nedir? 

- 56 ilin 3’ünde kısmi bir parkurda gidiyoruz. Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da sadece Kayseri yönünden gidip geliyoruz. 53 ilde bilfiil seferimiz var.  2015’te Muhtemelen 65 ilde olacağız. Yepyeni hatlar olacak. Onları söylemeyi tercih etmiyorum, ama rakiplerimizin takip ettiğini düşünüyorum. 

■  Bu büyüme stratejisinin ‘Actera grubunun firmayı finansal anlamında şu kadar yolcu taşıyoruz, şu kadar ildeyiz sonuçlarını göstererek satma yönünde bir hamlesi olarak değerlendiriliyor’, siz buna ne dersiniz?

- Siz fazla ciro yapıyor veya çok fazla yolcu taşıyor diye bir şirketi satamazsınız. Öyle olsa şehir hatları seferleri çok kolay satılırdı. Çünkü milyonlarca insan taşıyorlar. Bunun onunla ilgili bir alakası yok. Bir şirket bir yatırım yapıyorsa, bu yatırımdan bir verim alması lazım. Actera satsın veya satmasın, verim almayacağı bir şirkete yatırım yapacak kadar naif bir organizasyon değil. Aksine çok ciddi finansal mühendislik yapan, çok ciddi bir işletme ve finansal bilgisi olan bir firma. Her firma daha fazla verimli olmak için daha fazla kaliteli üretim yapmak için ya da daha yüksek karlar elde etmek için yatırım yapar. Sürdürülebilir bir yapının gereği budur. Kimse büyük diye bir şirkete para vermez; verimli ve işi bir iş yapıyorsa ve katma değer üretiyorsa para verir. Hele hele Kamil Koç gibi bir devasa organizasyon için… Benim tahminim bu sektörde 60 bin kişi çalışıyor 6 bini Kamil Koç’ta ya bilfiil iştirakçi olarak ya da bordrolu olarak çalışıyor. Bu kadar büyük bir organizasyona, sırf büyük diye kimsenin milyonlarca dolar vereceğine inanmıyorum. Kamil Koç, Actera öncesinde de büyüyordu. Actera, büyüme hızını arttırdı sadece. Kamil Koç’un vizyonunu biz üç yıl önce iş ortaklarımız ile paylaştık: Biz, bu işi, üç kıtada verimli, güzel iyi yapan, dünya çapında bir şirket olmak istiyoruz.
İkincisi hizmet alanında platformumuzu genişletmek istiyoruz. Mola yerleri ile otogar işletmeciliği ile belki kargo ve lojistik ile hizmetleri ile şehiriçi personel ve turizm taşıması ile genişletmek gibi bir vizyonumuz var. Hem hizmet alanımızı genişletmeyi planlıyoruz hem yeni iş modelleri oluşturmayı istiyoruz.  Actera bu yatırımı yaptığı için mutlu ve daha da yapılacak gidilecek çok mesafe olduğunu düşünüyor.

■ Actera farklı alanlara girmeyi düşünüyor mu? 

- Kamil Koç düşünüyor, Actera bunları makul görürse uyguluyor. Şehiriçi servis taşımacılığı ve turizm taşımacılığına yönelik de çalışmamız var. Bir iki yıl içinde atılım yapabiliriz. 

■ Bu büyüme nedeniyle ‘çok oluyorsunuz’ gibi olumsuz tepkiler alıyor musunuz? 

- Aslında sektörde çok eskiden beri tanıdığım birçok insan var. ‘Çok gurur duyuyoruz, harika gidiyorsunuz’ diyen eski dostlarımız da var; tepki gösterenler de… Ama tepki gösterenler yüzümüze karşı göstermiyor. Bazı tehditler aldık ama çok ürkütecek şeyler değil.

■ TCDD Eskişehir-Bursa hattında yaptığınız çalışma nasıl ilerliyor?

- Aslında pazarı büyüten bir çalışma oldu. Devlet Demiryolu ile Eskişehir-Bursa ve Eskişehir-Balıkesir hattında 300 bini aşan potansiyelimiz var. Dördüncü yıl bitiyor. 5-6 ay sonra tekrar bir ihale olur. İki tarafın da çok rahat çalıştığı bir sistem. Bizimle mi devam eder, farklı bir firma mı alır, bilmiyorum; ama bu hizmetin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

■ Elektronik bileti hayata geçirme yönünde düşünceniz nedir?

- Biz geçirmeyi tercih etmedik. Çünkü aslında elektronik bilet fiilen var. Nasıl var? İnternetten aldığınız bileti bankoda bastırıyor, otobüste teslim ediyorsunuz; bizim sistemiz böyle çalışıyor. Elektronik bilet bir sürü regülasyonu yanında getiriyor. İptallerde sorun yaşanıyor.

■ İnternetten bilet satışınız hangi noktada? 

- Hala istediğimizden çok uzağız. Yüzde 18 civarında internet, akıllı telefon, yüzde 3-3,5 oranında çağrı merkezi rakamı var. İstediğimiz yüzde 40’lara ulaşması.  İnsanlar, kredi kartı bilgilerini internette paylaşmayı çok tercih etmiyor ama hem finansal kuruluşlarla hem elektronik ortama yönelik bazı çalışmalar yapıyoruz. Yolcunun kendisinin kodladığı sistemler yaptık ama her yıl yüzde 1 artıyor. Böyle gitmemesi lazım. Akıllı telefonlar daha kolay büyüyor. 

■ 2014’ü ne kadar yolcu ile kapatacaksınız, 2015 hedefiniz? Otobüs yatırım planınız?

- 2013’ü 14 milyon ile bitirmiştik. 2014, 16-17 milyon civarında biter. İlk 10 aylık performansta en kritik nokta 16 ile girmemiz ve hizmet standartımızı orada da sağlamış olmamız. Bu çok önemli. Bizim için başarılı bir yıl oldu. Finansal açıdan da iyi bir yıldı. 2015 hedefimiz 20 milyon; 2016’da ise 20 milyonu aşmak. Bu yıl, şu ana kadar 80 otobüs yatırımı yaptık. Yeni siparişler var. Yıl sonunda 100’ü bulur. 2015’te 80 otobüs yatırımı yapmayı ve 10 yeni hat açmayı planlıyoruz. Bu yıl Kamil Koç ailesine 1200 civarında yeni işgücü katılımı sağlandı. 550’si bizim kendi çalışanımız, diğerleri tedarikçilerimizin çalışanları. 6 bin kişiye yaklaşmış durumdayız. 

■ Yurtdışına yönelik yeni yatırım çalışması olacak mı? 

- Yurtdışı hattında bir iki alternatife bakıyoruz. Özellikle kentiçi toplu taşıma alanında da yeni planlar var. Afrika’da bazı incelemelerimiz var. Türkiye içinde de yeni büyükşehir olan illerde incelemeler yapıyoruz. Bir fırsat çıkarsa bu alanda da olmak istiyoruz. ■

■ Türk otobüsçüsünin Almanya’da taşımacılık yapması çok konuşuldu ama olmadı…

- Almanya’nın Kamil Koç açısından olmamasının en önemli nedeni, satın alınma dönemine geldi. O nedenle kesintiye uğradı; içerideki büyüme hızımızla ona vakit ayıramadık. Bence hala girilebilecek bir alan. Biz hizmet kalitemizle orada fark yaratabiliriz. Hala bizim için aday noktada. 

■ 6 yıldır Kamil Koç’ta 

- Ben göreve başladığımızda “6 ay bile dayanamaz” yorumlarını duymuştum. Ama 6 yıl bitti. Tabii, çok kolay ve sancısız olmadı. Daha önce otomotiv sektöründe çalıştım. Her iki sektörün de kendine göre keyfi var. Ama yolcu taşımacılığında çok fazla insanlarla iletişim içinde olmak durumundasınız. Sıcaklığı hissetmek çok özel. Bir yerden su böreği, bir yerden dolma, bir yerden ekmek kadayıfı, bir yerden balık geliyor. Bu yoğunlukla kendime, aileme zaman ayırmak çok güç oluyor. Çok sevdiğim uzun yola da gidebileceğim bir motosikletim var. Ama bu yıl, ona, 100 km bile binemedim.

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159