Servisçiler Yönetmelik'te uzun geçiş süreci bekliyor

banner113

İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği Başkanı Ahmet Karakış: Yönetmelik ağır şartlar içeriyor, daha uzun geçiş süresi istiyoruz.

banner114
RÖPORTAJ 19.02.2018, 09:29 21.02.2018, 15:01 Taşıma Dünyası
Servisçiler Yönetmelik'te uzun geçiş süreci bekliyor
Her öğrencinin güvenli şekilde taşınmasının kendilerinin de öncelikli konusu olduğunu belirten Başkan Karakış, “Yaşanan ihmaller bizleri de üzüyor. Ancak mevcut okul servis araçlarının Yönetmelikteki yer alan güvenlik donanımlarına uyumlu hale getirilmesi çok kolay değil, verimli sonuçlar da getirmeyebilir.  Biz bunu Bakanlık yetkililerine ifade ettik. Ayrıca bizim hesaplamalarımıza göre her araç başına 7-10 bin TL arasında bir maliyet yükü de getiriyor. Bu donanımların yapılabilmesi için tanınan süre de yeterli değil. Biz bu sürenin en az beş yıl olmasını istiyoruz” dedi. 
İSTAB Başkanı Ahmet Karakış ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile dernek merkezinde bir araya geldik. Başkan Karakış ve İSTAB Yönetim Kurulu Üyeleri Okul Servis Araçları Yönetmeliği’ni ve zorlu geçen 2017 yılını değerlendirdiler. Mevzuatlardaki değişiklik taleplerini TAŞIMA DÜNYASI’na açıkladılar. 

2017 yordu ve çok üzdü 
2017 yılında birçok olumsuzluğun peş peşe yaşandığına dikkat çeken Başkan Karakış, “Her dönem servis araçları ile ilgili haberler yapılır, servisler gündem olurdu, ama 2017’de inanılmaz olumsuz bir hava oluştu. Önce İzmir’de bir evladımızın servis aracında yaşamını yitirmesi, Ümraniye’de okul önünde yaşanan olaylar, servis şoförlerine yönelik çıkan haberler bitmek bilmedi. Hala da devam ediyor. Bu kadar çok olumsuzluğun bir anda yaşandığı bir süreci hatırlamıyoruz. Üstelik bu olumsuzluklar servisçilerin daha iyi çalışma koşullarına sahip olmasını istediğimiz, hak arayışı yaptığımız bir dönemde oldu. Bu kadar olumsuzluk içinde biz maalesef hakkımızı alma noktasında olamadık. Tüm sektör bu süreçte çok yoruldu ve büyük moral kaybı yaşadı. İstanbul’da 17 bin servis, Türkiye genelinde 100 bin dolayında okul servis aracı var. Yaşanan olaylar iş kaybı da getirdi. ‘Ben getirip, götürüyorum. Bu kadar olumsuz şey duyduktan sonra servise vermek istemiyorum’diyen veli çok oldu. Bütün sektörün bu işin içine katılması çok üzücü. Biz orada kendimizi anlatamadık, eksik kaldık.  Bizim söylemlerimiz medyada çok yer bulmadı. Umarız bu olumsuzluklar bir daha yaşanmaz” dedi. 

Yönetmelik’te ağır şartlar 
Geçen yıl yayınlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği’ne yönelik bir çalışma yaptıklarını ve düzeltilmesi gereken noktalarda ilgili talepleri masaya yatırdıklarını belirten Karakış, “Yönetmeliğin sahada uygulanması çok kolay olmayan şartları var.  Bu şartlarla ilgili İzmir, Ankara, Bursa gibi büyük illerdeki ticaret ve esnaf odasında yer alan arkadaşlarımızla görüşerek, hep birlikte Bakanlığa gidip, endişelerimizi ve sıkıntılarımızı anlatmamız gerekiyor. Çözümü hep beraber bulmamız lazım” dedi. 

Donanımlar için geçiş dönemi 
Yönetmeliğe yönelik ilk taleplerinin, geçiş süreci tanınması olacağını belirten Ahmet Karakış, “Yönetmelikte tanınan süre kesinlikle yeterli değil. Bunun pratikte sahaya yansıyabileceğine inanmıyoruz. Üç noktalı emniyet kemeri, sensor, kamera, renkli cam konusu var. Camlardaki filmler sökülebilir onda bir sorun yok. Ama fabrika çıkışlı renkli camların dönüşümünde çok ciddi bir maliyet söz konusu. Bu şartlara uyum çok ciddi bir zamanı gerektiriyor. Bizim yaptığımız çalışmalarda 7-10 bin TL arası bir maliyet ifade ediliyor.  Biz, bunları sonradan bir araca yapmanın sağlıklı olmayacağını savunuyoruz. Ne kadar güvenlik sağlayacak henüz belirsiz. Yeni üretilecek araçlarda bu donanımların olmasını biz de istiyoruz. Üreticiler, yeni araçları bize satışa bu şekilde sunsunlar. Bakanlığa bu talebimizi sunduk ancak kabul görmedi. Mevcut araçlara da bu sistemlerin zorunlu olmasından vazgeçilmeyecekse en az 5 yıllık bir geçiş süreci talebi ediyoruz. Hem bu dönüşüm sağlıklı bir şekilde yapılmış olur. Hem de maliyetler biraz daha düşer. Yeni araçları da alırken bu donanımlarla alırız. Ayrıca Belediye ile yaptığımız görüşmelerde kamera sistemlerinin ücretsiz takılması konusu gündeme gelmişti. Alınan Taşıt Kartı paralarının bu şekilde bir hizmete dönüşmesi yaklaşımı vardı. Bu imkan kullanılabilir. Bu donanımların getirdiği maliyetlere yönelik, hibe kredisi konusunda talebimizi tekrar dile getireceğiz” dedi. 

Yönetmelik Zümre Toplantısı 
“Yönetmelikte değişiklik talebimizi Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri,‘bu dört bakanlığın bir araya gelerek hazırladığı bir Yönetmelik. Tek başımıza karar veremeyiz. Yine dört bakanlığın bir araya gelip karar vermesi gerekiyor’ şeklinde karşılıyor. Biz de İTO’da bir zümre toplantısı gerçekleştirip dört bakanlık yetkililerinin bizimle buluşmalarını sağlayarak, taleplerimizi anlatabiliriz. Biz güvenlik donanımlarının karşısında olmadığımızı, ancak bunun bir geçiş süreci zarfında yapılmasını talep edeceğiz. Ayrıca sensorun dışında da güvenlik donanımları var. Bize sorulabilirdi. Bazı firmaların uyguladığı en arkada akıllı telefonla okunan bir barkod uygulamasıvar. Burada asıl amaç sürücü ve yardımcı personelin arabanın içini kontrol etmesi,budaha sağlıklı bir sistem. Sürücü arabanın en sonuna gidip okutursa zaten sorun çözülür veya en son çocuk indikten sonra araç kapısı kapanmaz. Sensör çok  sık arızalanabilir, sensör çok sağlıklı değil. Sensörden daha sağlıklı çözümlerin üretilebileceğine inanıyoruz. Kamera içinde 30 günlük kayıt süresi çok uzun. Bu düşürülebilir” dedi.

Sürücü ve hostes şartları çok ağır 
Teknik  uygulamaların dışında sürücü ve hosteslerle ilgili çok ağır şartların bulunduğunu belirten Ahmet Karakış, “Hosteslerle ilgili tekrar 22 yaş ve lise mezunu mecburiyeti getirildi. 22 yaş ve lise mezunu bir insanı 500 veya 600 lira gibi bir ücretle partime çalıştıramazsınız. Böyle olunca çalışan farklı, sistemde gözüken farklı oluyor. İlkokul mezunu yapsa ne olur? Yapamaz mı, ne özelliği var ki bu işin? Milletvekili yaşını 18’e düşürüyoruz ama hosteslik yapamaz diyoruz. Bununla ilgili davamızı açtık. Kovuşturma esnasında, suç kesinleşmemişse mahkeme sonucu belli olmamışsa bile şoförü çalıştıramazsınız diyor. Taciz ve yüz kızartıcı suçlarla ilgili kabul edilebilir, tamam. Ama bunun dışında o kadar madde var ki? Bir de biz, bunu nasıl tespit edeceğiz; böyle bir sistem yok ki. Ben sabıka kaydını görebiliyorum ama bir davası var mı yok mu, nasıl sorgulayacağım? Belki bu sistemi belediye görebilsin… Gördüğünde yol belgesi vermesin şeklinde olabilir.Bu ağır şartların kesinlikle düzeltilmesi lazım. Kamuoyu beklentisi oluşunca, aceleye getirilen Yönetmelik bu haliyle uygulanabilir değil” dedi.  

Tahdit istedik tahsis geldi
2017’de servisçinin ekonomik olarak da büyük sıkıntılar yaşadığını belirten İSTAB Başkanı Ahmet Karakış, “Servisçinin 2017 yılını kazançlı geçirdiğini söyleyemeyiz. 2018 yılından büyük bir beklentimiz yok. Çok ağır maliyetlerle mücadele ediyor servisçi. Bazı arkadaşlarımız ‘piyasada araç sayısı azaldı, araba bulamıyoruz, yatırım yapmak zorunda kalıyoruz’diyor. Biz, hep birlikte esnaf da, firma da sektöre girişin sınırlanmasını istedik.Gerçekten bu işi yapanlar sektörde yer alsın istedik.Tahdit talep ettik ama tahsis geldi. Sektöre giriş sınırlanınca, 40 bin TL bedel verme zorunluluğu olunca fiyatlarda yukarıya çıkmaya başladı. İnsanlar zor araç buldukları için teklif verirken daha çok dikkat etmeye başladılar. Ben her teklife araç bulurum algısı kalktı. Araç sayısı azalınca firmalar özmal yatırımına yöneldiler. Bu bir süre böyle devam edecek. Tedarikçi girişi çok kolay olmayacak, kolay da olmamalı zaten. Biz neyi savunduğumuza karar vereceğiz. Bir kere çelişkiye düşmeyeceğiz. Biz plaka tahdidini savunduk, hala savunuyoruz…Diğer illerdeki gibi İstanbul’da da plaka tahdidinin bir gün olacağına inanıyoruz. Bu yoldan artık dönüş yok. Bu sektöründe artık para kazanabilir olması gerekiyor. İşte en yakınımızda Kocaeli örneği var.İstanbul’a göre rakamları yüzde 30 daha iyi. Tedarikçi sorunu 2020’ye kadar devam eder, ama ben 2020’ye kadar tahdidin olacağına inanıyorum.  Burada İBB’nin sürecinde ilk 50 özmal araçtan sonra ücret alınması konusu var. Biz bu düzenlemeye yönelik de dava açtık. Ben bu mahkemeyi kazanacağımıza ve bu ücretlerin iade olacağına inanıyorum” dedi. 

Usul ve Esaslar  sıkıntısı 
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ocak ayı sonunda çıkarılan Okul Servis Araçlarının Çalıştırılmasın yönelik usul ve esaslar düzenlemesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Ahmet Karakış, “ Bu düzenleme sektörü ciddi anlamda sıkıntıya sokacak. Daha önce okul önlerinde yaşanan olumsuzluklar tekrar olabilir. İhale sistemi 2000’li yıllarda da uygulandı ancak sorular yaşandı. Amaç kaliteyi daha üst noktalara çekmek olmalı. Açık teklif usulü ihale yapmak yanlış yöntemdir. Hizmet kalitesini ve güvenli firmaları öne çıkaracak sistem uygulanmalı. Bununla ilgili endişelerimizi kamuya da ifade ettik. Düzenlemenin iptaline yönelikte dava açmayı planlıyoruz” dedi.   

Büyük belirsizlik 
İSTAB Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Başda, 10 yıllık yetki belgesine yönelik herkesin bir belirsizlik yaşadığına dikkat çekti: “Ben 3 taşıt kartı aldım. Taşıt kartlarımın süre bitiş tarihi 2027. Şirkete aldığım yetki belgesinin süresi ise 2026. Şimdi burada bir tezatlık var. Yetki belgesinin süresi 2026’da dolduğuna göre taşıt kartı süresi de 2026’da otomatik olarak bitecek. 10 yıl sonra ne olacak? Herkesin kafasındaki soru ve belirsizlik bu.  Eşler arası devirde 3 bin lira ücret alınıyordu şimdi 2 bin TL’ye düştü. Ama bunun olmaması lazım. Bunların düzeltilmesi ve 10 yıl sonraki belirsizliğe yönelik bir çözüm üretmek gerekiyor” dedi. 

Kamu müdahale etmemeli 
Tek tip sözleşme ile ilgili olarak tedarikçilerle şirketlerin sözleşme yapma özgürlüğüne müdahale edilmemesi gerektiğini savunduklarını belirten Aziz Baş, “Biz tek tip sözleşme konusunda da dava açtık. İki taraf arasındaki sözleşme özgürlüğüne kamu müdahale etmesin.  Tek tip sözleşmede belediyenin taraf olup sözleşme hazırlamasını çok doğru bulmuyoruz. Sözleşmenin amacını konuşabilirsiniz, ama sözleşme örneği ayrı bir şey sözleşme ayrı bir şey. Türk Ticaret Kanunu’nda zaten sözleşme serbestliği var. Ödeme tarihi ödeme şartları sabit olmalı iş bırakma ile ilgili şartlar sabit olmalı. Suiistimal eden firmalar var tabii ki. O firmaları esnafın seçip çalışmaması lazım, esnaf seçici olduğu takdirde yapamazlar. Esnafla şirketler, bazı sorunları beraber çözmeli. Artık esnaf şirketsiz, şirket esnafsız mümkün değildir” dedi. ■


(Soldan Sağa): İSTAB Yönetim Kurulu Üyeleri Dursun Ali Camadan, Ahmet Akgenç, Sadık Aksu, Okuldan Sorumlu Başkan Yardımcısı Aziz Baş, Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Karakış, Başkan Vekili Turgay Gül, Genel Koordinatör Derya Terzi, Yönetim Kurulu Üyeleri Köksal Yüzbaşıoğulları, Süleyman Korkmaz  


Erkan Yılmaz, Başkan Ahmet Karakış’la röportajı İSTAB merkezinde yaptı. Yönetim Kurulu Üyeleri de çalışmada hazır bulundu.

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159