16.09.2019, 10:36

Sadık Baba (Cafer Sadık Bababalım)

UNESCO'nun 'Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan Pamukkale, Denizli ili içerisinde bulunan bir doğa harikasıdır ve dünya tarafından tanınan bir markadır. Türkiye’nin dünyada en çok bilinen markalarından biridir.

1931 yılında Denizli ziyaretinden dönen Atatürk’ü, tren garından İzmir’e uğurlayan heyetin arasında bulunan birinci dönem Denizli Mebusu Mazlum Bababalım’ın o gün Atatürk’e aktardığı karayolu ile şehirlerarası yolcu taşımacılığı fikri, Gazi tarafından takdir ve teşvik görmüş; ancak o dönemin şartları nedeniyle bu önemli proje hayata geçirilememişti.

II. Dünya Savaşı sonrası, yeniden canlanmaya başlayan dünya ticaretinin ülkemizde 1950’li yıllarda kendini hissettirmeye başlaması ile şehirlerarası yolların açılması, gün geçtikçe yayılan ve gelişen karayolu ağı, beraberinde şehirlerarası ulaşım ihtiyacını doğurdu. Demiryollarının ulaşamadığı kentler arasında yolcu taşımacılığı, Ege’de de bazı oluşumları da beraberinde getirdi. 1931 yılında gündeme getirilen ve Atatürk’ten onay alan proje, 1962 yılında Denizli’nin doğa harikası Hierapolis’ten adını alan “Pamukkale Turizm”, Bababalım ailesi tarafından kuruldu. 

Türkiye’nin genel sorunlardan biri marka oluşturamamak ve oluşan markaların da uzun süre istikrarlı olarak hayatını devam ettirememesidir. Kurulduktan çok kısa bir süre sonra sektörde liderler arasında yer alan Pamukkale Turizm firması, 60 yıla yakın süredir zirvede yerini hep muhafaza etmektedir. 

Geçen bu süre içerisinde hep iyi zamanlar yaşanmadığı da bir gerçektir. İhtilaller, siyasi ve ekonomik çalkantılar ülkeyi etkilediği gibi, tüm kurum ve firmaları da etkilemiştir. Çalkantılı dönemlerden ve krizlerden ders alarak ve her anlamda daha güçlenerek yoluna devam eden markanın başarısının ardında en basit tanımlama ile istikrar ile yönetilmesi yatıyor.  

İstikrar, ülkelerin, bireylerin, siyasilerin ve de firmaların en çok ihtiyacı olan bir özelliktir. Firmalar, tüzel kişilikler olarak tanımlanırlar. Bireyler gibi firmaların da bir kişiliği vardır. Bu kişilik, genellikle kurucularının ve sonrası sahipleri olan tepe yöneticilerinin kişiliklerinin bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Sektörümüzdeki zaaflardan biri olan uzun yaşam eksikliği bugün için Pamukkale Turizm firmasının dededen toruna her anlamda gelişerek yönetilmesi takdire şayan hususlardan biridir.

Birkaç gün önce kaybettiğimiz Cafer Sadık Bababalım, bu firmanın kurucu ortaklarından “büyük abi” sıfatı olan bir işadamıydı. Kendisini, ancak 2000’li yılların başında tanımak şansına eriştim. O döneme kadar ailenin, çalıştığım markaya karşı çok sempatisi bulunmuyordu. Bu tavrın altında, geçmiş dönemlerde rakibimizin aileye yakın olması kadar, firmamızın zor günlerde destek olmaktan uzak bir politika izlemesi de başta geliyor. Firmaların kişilikleri kadar hafızalarının da olduğu da asla göz ardı edilmemelidir. Dün dündür politikası herkesçe kabul edilebilir bir yaklaşım olmuyor. Oyunu büyük görüp uzun süreli ilişki kurmayı hedefleyen herkes, dönemsel menfaatleri doğrultusunda hareket etmemesi istikrarlı bir ilişki için gereklidir.

Böyle bir dönemde başladığım otobüs sektöründe değil araç satmak, davetiye vermek için bile sahiplerine ulaşamıyor, sürekli bariyerlerle karşılaşıyordum. Bu konudaki serzenişimi o dönem Marmaris yazıhanesi sahibi olan dostum, Mustafa Zeybek’e aktarmıştım. Onun hayatında önemli bir yeri olan Mustafa Abi’nin, konuyu Sadık Bey’e iletmesi sonrası o bariyer birden bire yok oldu. 

Marmaris’te bulunduğum bir dönem Sadık Bababalım ile karşılaşmamız ve sonrasında devam eden ilişkide saygıyı hak eden bir kişilik sahibi olduğunu gördüm. Bana gösterdiği yakınlık, yaşı ve tecrübesi nedeniyle kendisine Sadık Amca olarak hitap etmeye başladım. Etrafındaki herkes ona “Sadık Baba” diyordu. Çok detaylarla ilgilenmiyor gibi görünse de her konuda altyapıyı mükemmel olarak bilen bir işadamı olması yanı sıra, şirketin Onursal Başkanlığını üstlenmiş bir keyif adamıydı. Sohbeti, dostlarıyla geçirdiği rakılı sofra muhabbetleri, keyfi paylaşma konusunda da istikrarlı bir insan olduğunu gösteriyordu. 
Tarihte iz bırakan büyük kişiliklerden biri olan Moğol imparatoru Cengiz Han, bütün beylerini toplayıp, “Ben Hanlar Hanı Cengiz Han” diyerek söze başlamış, sonra yanında bulunan eşini işaret ederek, “Bu da benim Han’ım” demiş. O günden sonra erkekler, eşlerine “Hanım” tabirini kullanmaya başlamış. Sadık Amca da, eşi hanımefendiye gösterdiği sevgi ve hürmet ile bu tarz yaklaşım ve saygı duyuyordu. Bu bile çok uzun süren nitelikli bir evliliğin gereği nitelikli davranış, bir istikrar örneğidir.

“Berberi Kadir”
ve “Şoförü Hasan” hayatının sonuna kadar onunla birlikte oldu. Bu iki insan bile istikrar göstergesidir.

Herkes için kaçınılmaz olan son Sadık Amca için yaşandı. Sadık Bababalım, 10 Eylül 2019 tarihinde Hakka yürüdü. Yaptıkları ve soyundan gelen neslin yanı sıra, anıları ile hep hatırlanacaktır. 

Ailenin, onun hatırasına ve yeni nesillerin yetişmesini katkı sağlayacak okul gibi eser ile adını devam ettirmesi Bababalım ailesine yakışacaktır diye düşünüyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159