25.07.2014, 15:54

Sektör önündeki duvarları yıkmalı

Siz bu satırları okuduğunuzda İstanbul-Ankara hızlı tren seferleri başlamış olacak ve sektörümüze etkilerini de yaşayarak göreceğiz. Türkiye, ulaşımda zenginleşiyor. Baktığınızda her ne kadar sektörümüz açısından sıkıntı yaratsa da, bunlara Türkiye’nin zenginlikleri olarak bakmamız gerekiyor. Ulaşımda çok modlu taşıma düzenine adım adım gidiliyor. Bizim açımızdan duble yolların yapılması ulaşımda bir konfor aracı.  Marmara Denizi’ni otomobil ve yolcu taşımacılığında yoğun bir şekilde kullanan İDO’nun, bir anlamda çok modlu sisteme geçtiği kabul edilebilir. İDO’nun yanında BUDO da var. İç hatlarda havayolunun son 12 yılda 15 kat büyümesi de çok modlu sistem için bir gösterge. 

Ulaşım katsayısı artıyor 

Göz ardı etmememiz gereken bir nokta var: Ulaşım katsayısı giderek artıyor. Yıl bazında seyahatlerde Türkiye nüfusu şehirlerarasında, 1.70’lerden 4 kere seyahat eder hale geldi. Süreç bundan sonra nasıl gelişecek buna bakmak gerekiyor. Ulaştırma altyapısı ve sistemlerini birbirine entegre ederek daha verimli çalışmasına olanak tanıyacak adımları atmamız gerekiyor. 

Üniversite işbirliği ile sektör analizi 

Geçtiğimiz hafta, sektörümüzün analizini yapmaya yönelik bir çalışma başlatacağımızı ifade etmiştim. Bir üniversite ile bu konuda bir görüşme yaptım. Bu değişimden, dönüşümden nasibimizi nasıl alabiliriz, daha kârlı, daha verimli nasıl çalışabiliriz, nerde hangi rolü almamız lazım, hangi düzenlemelere ihtiyaç duyacağız; bunu tespit etmek için bir anket çalışması yapacağız. Bu piyasa ve sektör analizi olacak. Sektörün gelirleri belli. Yolcu sayısı, bilet ücretleri belli. Şu kadar cirodan neden kâr edemiyoruz ve nerede çok harcama yapıyoruz. Bunları masaya yatırıp giderlerimizi de göreceğiz.  Gelirleri artıramadığımıza göre, kârlılığımız aslında giderlerin içinde saklı. Ana gider kalemimiz akaryakıta fazla müdahil olamıyoruz. Akaryakıt fiyatları mümkün olduğu kadar dünya ortalamasına inmesi lazım. Akaryakıt fiyatları hayatın bütününü etkiliyor.

Demiryolunda gelişim sürecek 

YHT ile birlikte başlayan İstanbul-Ankara seferlerinden sonra bu hatlar uzayacak. Havayolunda da büyüme devam edecek. Sadece İstanbul-Ankara hattında demiryolu biraz sıkıştırınca kaçacak yeni yerler arayacaklar. Çapraz hatlara, yaz kış demeden, daha da rekabetçi şekilde uçacaklar. Bu gelişmelere bağlı olarak bizim yapmamız gerekenler verimlilik üzerine olmalı. Sektörün yatırımcıları, işletmecileri ile konuşarak şu kadar ciro elde ediyoruz ama otogara, servise, ikrama, acenteye bu kadar veriyoruz. Bu yüksek giderleri azaltmamız gerekir. Kârlılığımızın giderlerimizin arasında saklı olduğunu unutmamalıyız. Almanya otobüsçülüğe dün başladı. Otobüslerde otomat makineleri var. Onu da kâr unsuru olarak görüyorlar. Aslında zarar ettiğimiz kalemleri kâr unsuru olarak görme şansını kullanabilirsek otobüs işletmeciliği gelecekte çok daha parlak olabilir. Bütün bu çalışmalarla 2015 yılının ilk çeyreği içerisinde sektör analizimizi yapmış olacağız. Firmalara katılım formlarımızı göndereceğiz. Çalışma amaçlarımızı ve hedeflerimizi anlatacağız. Kârımızın giderler arasında olduğunu göstereceğiz. Acente, servis, ikramdan, otogardan tasarruf edilerek, yıllık en az 150 bin TL kâr edilebileceğini anlatacağız. Bu tasarruf otobüsçünün önünü açacak. Bu maliyetin içinde israf ettiğimiz değerleri de görebileceğiz. Patronlar ve biz yöneticilere bir toplantıda, “kazandığınız yolcudan aldığınız her bir liranın şu kadarını, şuraya veriyorsunuz oysa şöyle yaparsak bunun bu kadarını tasarruf edersiniz” diyeceğiz. Havayolu için yer hizmetlerinin paydaşı olmak, yarın demiryolu işletmesine bir konsorsiyum olarak girme şansı çıkabilir. Rekabet boyutunu da dikkate alarak havayolu şirketi kurabiliriz… Bütün bunlardan da halka, arza giden büyük bir yapıyı oluşturma şansımız doğar.

Akademik gelişme…

Ülkemizde şu anda 178 üniversite var. 2023’te bu sayı 300’e ulaşacak. Bu ülkemizdeki hareket katsayısını artıracak. Otobüsçülüğün önü kapalı değil, ama önünü kendimiz kapatmayalım. Şu anda, işimizin önünde bir duvar var. O duvarı yıkıp geçmemiz ve yolumuza devam etmemiz lazım. Bu duvar giderlerin yeniden yapılandırılması ile yıkılacak. Bu duvarı yıkmanın bir yolu da otobüs şirketlerinin birleşmeleridir. Hiç kimse “ben 10 otobüslü firmayım” deme hakkına sahip olmamalı. Birleşerek büyümeleri lazım, büyük firmalara katılabilirler, kendi aralarında yöresel olarak birleşebilirler. Ortaklıklara gidebilirler konsorsiyum yapabilirler… Seçenek çok, araştırmak, en verimlisini seçmek gerekir. 
Ülkemizin ve tüm sektörümüzün Bayramını kutlar, bol kazançlı, kazasız bir bayram geçirilmesini dilerim… ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159