Sular çekilince...

Yazın kuraklık olacak, susuz kalacağız diye kaygılanıyorduk. Ama, meteorologların deyişiyle ‘modeller’ kışın zorlu geçeceğini işaret ediyordu. Hava, modellere her zaman uymuyor; kafasına göre takılabiliyor. Kışın ortasında yaz havası yaşayabiliyoruz, yazın ortasında da palto aradığımız olabiliyor.

İçinden nehir geçen Edirne, en çok yağan yoğun yağmurdan etkileniyor. Arda ile buluşarak daha da büyüyen Meriç’e bir de şehrin içinde Tunca birleşiyor. Bu güzel bir şey, tabii altyapı olursa. Sağanaklar birden bastırdığında, Bulgaristan baraj kapaklarını haber vermeden açtığında Edirne sular altında kalıyor. Bu görüntü payitaht olan şehrimize yakışmıyor, ama önlem de alınamıyor bir türlü.

Bu yıl birden bardaktan boşanırcasına bastıran yağmur nedeniyle tarihi köprüler sular altında kaldı ve geçişler engellendi. Üstüne bir de Bulgaristan baraj kapaklarını açınca insanlar işlerine gidemedi, okullar kapandı, sosyal hayat sekteye uğradı. Sular çekilir, kalıntılar temizlenir, yaşananlar unutulur, ama gönül ister ki bir daha yaşanmasın böylesi durumlar. Çok zor olmasa gerektir. Yöneticilerin basiretli olması istenir, öyle ifade edilir. Her durum için bir çözüm yolu bulması, bulamasa da önermesi beklenir. Üç beş yılda bir, o da birkaç gün için onca masrafa değer mi diye düşünebilirsiniz. Ancak Edirne hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle, sosyal gelişmişliğiyle turizmin göz bebeği. Haberleri kötü örneklerle değil iyi örneklerle verilmeli. 

Buna bir de, sınır kapılarından geçişleri eklemek istiyorum. Zaten otobüsçüyle her türlü zorluk çıkaran bürokrasi, koltukların doluluğunun yanında bir de geçişlerde x-ray cihazıyla denetim yapmaya başlayınca Edirne düşmanlarının ekmeğine yağ sürülmüş oldu. Sel dolayısıyla ulaşımın kesilmesi de cabası. 

Gümrüklerden geçişlerde denetimlerin sıkılaştırılması, uyuşturucu, silah ve benzeri kaçak geçişlerin engellenmesini hepimiz istiyoruz. Ancak bu, günübirlik şehrimizi ziyarete gelen turistleri, alışveriş yapmaya gelenleri, iyi ilişkiler kuracak olanları engellememeli.

2015’ten başlayarak istenmeyen durumların yaşanmaması, sıkıntıların azaltılması, şehrimizin tarihi ve doğal güzelliğinin daha çok insan tarafından gezilip görülmesi için Valilik, Belediye, sivil toplum kuruluşları, büyük şirketler, esnaf ve halk olarak elimizden geleninde daha fazlasını yapmalıyız. 

Biliyorsunuz, başka Edirne yok! ■