22.05.2017, 11:15

Tanımlar önemlidir

Her kanun ve yönetmeliğin bir tanımlar ve kısaltmalar maddesi vardır. Amaç ve kapsam maddesinden sonra üçüncü, bazen de dayanak maddesinden de sonra dördüncü madde olarak karşımıza çıkar. 
Buradaki kısaltmalar konusu pek problemli değildir. Metin içinde çokça geçen uzun ifadeleri kısaca anlatan ifadeler belirtilir. Örneğin, metinde çokça Türkiye Büyük Millet Meclisi ifadesi geçiyorsa, kısaltmalarda bunun yerine daha kısa bir ifade seçilir. Bu, bazen TBMM örneğindeki gibi harfli anlatım olabileceği gibi Meclis şeklinde de kısaltılabilir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yerine UDHB kısaltması kullanılabileceği gibi Bakanlık ifadesinin, bu bakanlığı göstereceği kısaltmalar da belirtilebilir.

Tanımlar…
Tanımların doğru olması kolay değildir. Kısaltmalardaki gibi neyin, neyi göstereceği değil, bir şeyin nasıl anlaşılacağı veya algılanacağı anlatılmaya çalışılır. Bu da zor bir iştir. Başkaları önemser mi, bilmem, ben çok önemserim. Hiçbir sakıncası olmasa bile bazı yanlışlar beni rahatsız eder. Benim açımdan, bu, öncelikle bir kalite ölçüsüdür. 

Taşıma mevzuatı
Karayolu Taşıma Kanununda ve Yönetmeliğinde de ‘tanımlar’ maddesi var. Bazıları kısaltma olsa da başlık, tanımlar diye atılmış. Kanunda başlangıçta yapılan yanlışları düzeltmek kolay değil. Yönetmelikse, farklı. Zaman zaman bir yönetmelik üzerinde değişiklik yapıldığı gibi yönetmeliğin tümüyle yenilenmesi de söz konusu olabiliyor. Ama benim eleştirdiğim yanlışlar nedense hep oluyor. 
Taşıma Kanununda, ‘şehirlerarası taşıma’ tanımı var. Normalde bunun iki şehir arasında yapılan taşıma olması lazım, ama değil. Tanımlanan şey, şehirlerarası taşıma değil, illerarası taşıma. Ama bu yanlışlık sürüp gidecek. Peki, Yönetmelik niye iyi tanımlardan oluşmasın. 

Tanım mantığı
Tanım, “bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme veya açıklama, tarif” olarak veriliyor TDK Sözlüğünde. Ben de “belirtilen kavramın algılanması, benzerlerinden ayırt edilmesi anlamındaki ifade” olarak belirtebilirim.

Eğer elmayı tanımlayacaksanız, yapacağınız tanım tüm elma çeşitlerini içermek zorundadır. Meyve tanımı yapılmış ise bu size kolaylık sağlar. “… şeklindeki meyve” deyiverirsiniz. Elma meyvesi, tatlı, mayhoş, ekşi, kırmızı, sarı, yeşil, küçük, büyük… olabilir. Siz, yapacağınız tanımda bunların hiçbirini dışarıda bırakmamalısınız. Tatlı, kırmızı, büyük elmayı sevebilirsiniz, ama ötekileri elma saymazlık edemezsiniz. Keza tatlı, kırmızı, büyük olmayan elmaların taşımalarda yolculara ikramını yasaklayabilirsiniz, ama bunu tanımla yapamazsınız. Sizin ikramını yasakladığınız elmalar da elma olmaya devam ederler ve tanım içinde kalmak zorundadırlar. Yasaklamayı tanımda değil, yönetmeliğin ikram veya ikram yasakları maddesinde yapabilirsiniz. 

Bazı yanlış örnekleri
Şu anda yürürlükte olan Yönetmelikteki tanımlarda yer alan bazı ifadeleri sıralamak istiyorum. Bir tanımda, ‘Yönetmelikteki şekil ve şartları ihtiva eden’ deniyor. Peki, şekil ve şartları ihtiva etmeyenler ne olacak? Onlar da tanım içinde kalıp, adı geçen şekil ve şartları ihtiva etme konusu ilgili maddede belirtilmelidir. 

‘Bakanlıkça düzenlenen’ denmiş. Peki, o belge Bakanlıkça düzenlenmese ne olur? Yine belge olur. Sadece geçersiz veya sahte olur, o kadar. 

Bir tanımda ‘uyulması zorunlu olan’ deniyor; galiba ücret veya zaman tarifesi tanımı. Uyulması zorunlu olanı tanımda belirtirsiniz, onun metin kısmında ne diyeceksiniz? Uyulmasının zorunlu olduğunu tekrarlayacaksınız. Orada, bunu zaten yazacağınıza göre tanıma niye koyuyorsunuz? Uyulması zorunlu olmadığında da o tarife, zaman tarifesi veya ücret tarifesi değil mi? 

Yönetmelikte hem düzenli sefer hem de tarifeli taşıma tanımlanmış. Burada, düzenli sefer tanımı var ise, tarifeli taşımanın özel tanımına gerek yoktur. Düzenli seferlerle yapılan taşıma dersiniz, olur biter. Hani meyveyi tanımlamışken elma tanımında bundan faydalanma misali. 

Yönetmelikte ara durak tanımı var. Ara durak tanımında ‘indirme-bindirme yapılabilen yer’ deniyor. Keza indirme-bindirme kurallarında ara durakta indirme-bindirme yapılabileceği ayrıca yazılı. En azından biri fazla değil mi? Bana göre, tanımdaki indirme-bindirme ifadesi gereksiz. 

Özel bir örnek
Yönetmelikte, ‘kalkış ve varışların bir terminalden yapılması esastır’ deniyor. Peki, bu terminalin yetki belgesi yoksa… Şöyle belirtelim: Biri belgeli, diğeri belgesiz iki terminal olsun. İkisi de kullanılabilir mi? Tabii ki, hayır. Yetki belgelisi varsa, o kullanılacak. Bunun, bu şekilde netleştirilmesi gerekir diye eleştirdiğimde o gün Bakanlıktan bana “yetki belgesi olmayanları biz terminalden saymıyoruz ki” dendi. Halbuki saymak zorundasınız. Bir terminal yetki belgesi almadığında yine terminaldir. Siz, kullanımını yasaklayabilirsiniz, o başka. Yetki belgeli terminalde yer olmadığında, idare, bir yer gösterecek. Gösterilecek yer de yetki belgesiz terminal olacak. Yani orası zaten bir terminal. 

Sigorta konusu…
Kötü de olsa, Taşıma Kanununda bir sorumluluk sigortası tanımı var. Bu Kanunun 18’inci maddesiyle ihdas edilen zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası deniyor. Aslında bu bir tanım değil, neyin kastedildiğini anlatan bir kısaltma. 18’inci maddeden başka maddeye geçse, kısaltma tanımının değişmesi gerekiyor. Niye? Üstelik Kanunda olduğu halde, bu sigorta uygulamada yok. Ama tanımda veya kısaltmada durmaya devam ediyor. 

Yanlış bir beklenti
Bir ara halk otobüsçüleri, “halk otobüsünün tanımı mevzuata girsin” diye ısrarcı oldular. Herhalde tanım sonucu kendilerine bir hak veya menfaat doğacağını düşünüyorlardı. Dileyim ki, şöyle bir tanım yaptık: Belediye ile yapılan sözleşmeye göre belediye otobüs hatlarında çalışan, özel mülkiyetli otobüs. Kötü bir tanım mı, hayır. Ama beklentileri karşılamadı. Yanlışlık tanımda değil, beklentide. Beklenti, tanımla değil mevzuatın ilgili maddelerinde talep edilen hakların verilmesiyle karşılanır. 

İyi bir mevzuatta bu türden detay gibi görünen hususlara dikkat edilmesi gerekir. Tabii, kaliteden, mükemmel işten yanaysanız. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159