18.12.2018, 11:29

Toplu Taşıma Kanunu bir hayal!

Taşımacılar ve meslek örgütlerinin temsilcileri, epey bir süredir ara sıra da olsa Toplu Taşıma Kanunu hazırlanmasından söz ediyor. Bir ara unutulup, tekrar hatırlanıyor. Bir arpa boyu bile yol alınmış değil. Neyin amaçlandığı, neyin kapsanacağı bile açıklanmış değil. Belki de var da ben bilmiyorum. Varsa öğrenmekten memnun olacağım. Bu ortamda dahi diyeceklerim var. 

Toplu taşıma kapsamı
Adı üstünde büyük ölçekli taşıma söz konusu olacak. Bu büyüklüğün bir ölçüsü mevcut değil. Belki biraz erken ama karayolunda hangi kapasitedeki taşıtın buna gireceği bilinmiyor. Bu kavram yolcu yanında yükte de anlamlı.
Toplu taşıma denizyolu, demiryolu, havayolu ve karayolu modlarında geçerli. Sıvı yüklerde boru hatları da toplu taşıma sistemi. Bugün denizyolunda 4 bin kişiyi aşan sayıdaki yolcuyu taşıyabilen gemiler var. Demiryolu ve havayolunda üst kapasiteler bile düşük. Karayolunda bırakın otomobili, otobüslerin bile toplu taşıma sayılma ölçüsü yok. 

Kanun kapsamı
Eğer tüm modları kapsayacak bir kanundan söz ediyorsanız, çıkmaz yola girmiş olursunuz. Başta denizyolu olmak üzere her birinin ciltler dolusu mevzuatından harman yapmak bir hayal. Ana hatlarını kapsayacağız demekle de olmaz. En iyisi siz kendinizi karayolu ile sınırlayın. Bu arada amaç diğer modlara getirilen ÖTV’siz yakıt gibi kolaylıkları genelleştirerek karayolunu da bu sayede kapsatmak istiyorsanız iyi, ama hayli dolambaçlı bir yol seçmiş olursunuz. Bunu isteyen bugün de verebilir, o gün de vermeyebilir. 

Karayolu alanı
Karayolunda yük-yolcu ayrımının ötesinde de geniş bir çeşitlilik var. Uluslararası-yurtiçi, illerarası-iliçi, belediye alanı içi-dışı, otomobil-otobüs, büyük-orta-küçük otobüs, ticari-ticari olmayan taşıma, kâr amaçlı-sosyal amaçlı, taşıma gibi. Bunun içinde firma, taşıt, sürücü, sürücü dışındaki çalışanlar, yakıt, vergi, yol, yolcu, trafik, kaza, sorumluluk, sigorta, eğitim… gibi çok sayıda konu da var.

Mevcut durum
Halen çok sayıda mevzuat söz konusu. İlk akla gelenler; trafik, taşıma ve belediye kanunları. Daha genel bakarsanız Türk Ticaret Hukuku, Borçlar Hukuku gibi alanlar karşınıza çıkar. Sigortacılık ayrı bir alan. Örgütlenme konusunda TOBB ve TESK mevzuatları bile karşınıza çıkar. 

Kurnazlık yok
ÖTV’siz yakıt almak, ayrı bir odada örgütlenmek, UKOME’de temsil edilmek için gibi amaçlarla böyle bir kanun hayal ediyorsanız, boşuna çaba gösterirsiniz, boşuna ümit verirsiniz. UKOME’de temsil için böyle dolambaçlı yola gerek yok. Kimseye verilmeyen, Ticaret Odasından ayrı oda size de verilmez. Kimse konuyu TESK’in odalarıyla karıştırmaya kalkmasın. 

Sorunlar var
Taşımacılıkla ilgili sorunları en çok yazanlardanım. Öyle ki, trafik ve taşıma kanunlarının sınırlarını ve kapsamlarını bile netleştiremiyoruz. Şoför-sürücü, taşıt, taşıtların seyri gibi konular hangisinin alanına girer, belli değil. Mesleki yeterlilik hangi taşımalarda aranır net değil vs… İyileştirme ihtiyacı tabii ki var, ama olmayacak duaya âmin denilmesin. 

İbretlik bir konu
Toplu Taşıma Kanunu çıkarılması dahil toplu taşımanın her türlü destek ve önceliğe kavuşturulması için önce toplu taşımanın öneminin anlaşılması gerekir. Sonra da otobüs cinsinden karayolu araçlarının da toplu taşıma aracı oldukları kabul edilerek, avantajlı hale getirilmesine çalışılmalıdır. Bunun içinde daha ucuz akaryakıt desteğinin de olması beklenir. Bunun ötesinde bir gelir kaybı yaratmayan konulardaki anlayış önemlidir. Bu kapsamda yetersizlik bulunan yol, meydan, park yeri ve köprü gibi alanlardan toplu taşıma aracı olan otobüslerin öncelikle ve düşük ücretle faydalandırılmaları gerekir. Bizde ise hiçbir toplu taşıma özelliği olmayan tek kişilik otomobiller İstanbul’un en avantajlı köprüsünden en uygun fiyatlarla faydalandırılırken otobüsler zaman ve yakıt kaybı getirecek en uzak köprüden en yüksek ücretle geçiriliyor. Toplu taşımanın önemini dilinden düşürmeyenler dahil kimse buna ses çıkarmıyor. Bunun düzeltilmesi için Toplu Taşıma Kanunu çıkarmak mı gerekiyor? Bir başka bakışla bu anlayışla Toplu Taşıma Kanunu çıkabilir mi?   

İliçi taşıma tartışması 
Trafik Kanunundaki belediye alanlarında, belediye belgesiyle taşıma yapma zorunluluğu hayli tartışma getirdi. Bazıları bunu çelişki veya belirsizlik olarak sunuyor. Hiç de değil. Yine bizim yanlış yorumlama yaptığımızı iddia edenler var. Bakanlık, hiçbir düzeltme yapmadığı gibi belediyelerin haklarını da kabul ediyor. Anlamak isteyene bence çok açık. Derseniz ki, bu düzenleme yanlış oldu, haklı olabilirsiniz. Ancak söylenen gayet de net. Bakanlıkça yapılmasını beklediğimiz açıklamalarda her şey ortaya çıkacaktır. 

Bir açıklama 
Geçen haftalarda beş AB ülkesini ve buralardaki çok sayıda şehri kapsayan bir gezi yaptım. Uçakla gidiş sonrasında otobüsle dolaştık. Bu beş ülkenin dışındaki başka bir AB ülkesine  ait bir otobüsle tüm geziyi tamamladık. Kısacası bu seyahatin karayolu kısmı tek bir tur kabul edilmiş idi. Bizde de böyle olmalı. İstanbul’dan yolcu alan bir D2 otobüsü Bursa, Çanakkale, Balıkesir gezileri sonrasında İzmir’e giderse tek bir seyahat yapmış olur. Büyükşehir olan illerin içindeki geziler de bunun parçaları olup ayrı bir belge gerektirmezler. Ama İzmir’de seyahat bitimi sonrasında başka bir grubu alıp İzmir ili içinde gezi yaptırmaya kalkarsanız ayrıca bir izin belgesi tabii ki gerekir. Bırakın İzmir turunu da yerel belgeli taşımacı yapsın. ■

Not: 
Fındıkkale Turizm’den İsmail Aslan Karataş’ın vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Babası Sabri Karataş başta olmak üzere kardeşleri ve tüm ailesine baş sağlığı dileklerimi sunarım. 
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159