06.05.2019, 17:32

Turizm taşımacısı ve UBER uygulaması

Son yıllarda, özellikle turizm taşımacılığı alanında 9+1 araçlarla ilgili sıkıntılar yaşandı. Türkiye’de UBER ile mücadelede ciddi adımlar atıldı. UBER’in kullandığı taşıtlarla D2 belgelilerde kullanılan küçük taşıtlar aynı olunca bir mağduriyet durumu oluştu. Özellikle D2 belgesi olmasına rağmen bazı meslektaşlarımızın araçları Yeni İstanbul Havaalanı çıkışında bağlandı. Bağlananlar arasında Moskova Belediye Başkanı’nın bindiği araç da var. Bütün bunları çözmek için Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy hızlı bir irade ortaya koydu.  

Haklıyız ama 
İstanbul Vali Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Özyiğit ve Jandarma Komutanımız devreye sokuldu. Havalimanı çıkışında araçları jandarma kontrol ettiği için D2 yetki belgesine sahip araçların bağlanma işlemi durduruldu. Son olarak Etiler’de bütün kurallara uyum sağladığı halde belediye izin belgesi olmadığı için de bir araç bağlanmıştı. Bu konuda da girişimde bulunduk. Trafikten Sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcımız, Emniyet Genel Müdürlüğü devreye sokuldu, çözdük… Ancak bu sorunu dile getirdiğimizde, herkes “haklısınız” diyor ama alacağımızı bir türlü alamıyoruz. Bu sorunun çözümüne yönelik İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bir toplantı talep ettik, 3 Mayıs Cuma günü toplandık. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de bizim haklı olduğumuzu kabul ediyorlar, ama UBER’i önlemek adına bizi kobay olarak kullanıyorlar. Bunu yapmamalarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Adil Karaismailoğlu’ndan rica ettik. Sektörün zaten sıkıntıda olduğunu ve İstanbul’a gelen turistlerin taşınması konusunda yaşadığımız olayları anlattık. Araçlar bağlanıyor, uzun süre ile trafikten men ediliyor, ağır para ceza veriliyor. Ama ehliyetlere ceza yazılmıyor. Sürücülere de mutlaka bir yaptırım uygulanması lazım. Büyükşehir Belediyesi’nde bu da enine boyuna konuşuldu. 

UBER’e erişim
Toplantıya taksicilerle birlikte otelcileri temsilen TÜROB’dan arkadaşlar da geldi. Kesin bir karar alınmamakla birlikte, UBER, 3 Temmuz’dan sonra İstanbul’da olmayacak. Taksiciler Odası’nın açtığı dava 3 Temmuz’da görülecek ve oradaki beklenti de UBER’e erişimin kapatılacağı yönünde. Polis ve jandarmadan bağlayıcı bir tedbir yapılmayacak. Kayıtlara geçti. Bu arada bağlanan araçlara yönelik yürütmeyi durdurma davası açtık ve kazandık, belgesi elimizde. Toplantıda bunu ibraz ettik. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan D2 belgesi alanların ulusal taşımacılık yaptıklarını, bunların yerelle hiçbir ilgilerinin olmadığını ifade ettik. Bunun önüne engel koymanın belediyelerin işi olmadığını da vurguladık. Ama 2918 sayılı Trafik Kanunu’na ek bir madde koyarak burada sıkıntı yaratıldı. Tabii, biz de mağdur edildik. Bu düzenlemenin iptalini talep ettik ve turizm araçlarının başka bir belgeye ihtiyaç duymadan taşıma yapmalarının sağlanmasını istiyoruz. Hem turist yok diyoruz hem de gelenlere mağduriyet yaşatıyoruz, bu olmaz! Güzel bir toplantı oldu. TÜRSAB’ın yetkilisi de oradaydı. U-ETDS’nin herkes tarafından sahiplenilmesiyle UBER sorunun biteceğine inanıyoruz. 

U-ETDS ertelenmemeli 
Bakanlığın da bir kez daha U-ETDS’yi ertelememesi gerekiyor. İki kez ertelendi. Her erteleme ile bu düzenleme sulandırılıyor. Yerel mevzuatla ulusal taşıma mevzuatının birbirine uyumunun sağlanması gerekiyor. Bakanlıkla oturup Toplu Ulaşım Yasası’yla 4925 sayılı yasada köklü değişiklikler yaparak, taşıma sınıflarının hat ve sorumluklarını kırmızı çizgilerle belirleyerek bu işlere son vermemiz gerekiyor. Otorite çokluğu karar yokluğu yaratıyor. Çok otorite var, birinin yaptığını diğeri bozuyor, karar çıkaramıyoruz. Bizim mağduriyetimizin giderilmesi için Toplu Taşıma Kanunu ile 4925’in uyumunu sağlayacak düzenlemelerin yapılması lazım. 

İstanbul Otogarı 
Büyükşehir Belediyesi seçimleriyle ilgili sonuçlar henüz belli olmadığı için otogarla ilgili bir karar alınmış değil. Ancak şunun herkesçe bilmesi gerektiğine inanıyoruz: Bu otogar yüzlerce ortakla hayata geçmiş bir otogar ve hâlâ yüzlerce ortağı var. Otogardaki 2 bin esnaf mağdur edilmemeli. Bugüne kadarki belediyelerin vermediği haklardan dolayı iflaslar yaşandı. İstanbul Otogarı 25-30 milyon dolara mal olması gerekirken, 130 milyon dolara mal oldu. Buraya yatırım yapan insanlar servetlerini kaybettiler. Belediye de iskan vermedi, ruhsat vermedi, bir sürü engel koydular.  Bunun için süre uzatımı talebimiz var. Süre uzatıldığı an ilk günden beri yatırım yapan insanların hakları korunacak. Büyükşehir Belediyesi’nin de yönetime katılması gerektiğini düşünüyoruz. Otogarın ıslah edilmesi konusuna kimse itiraz etmiyor. Bu otogarın ıslah edilmeden geleceğe yürüme şansı yok. Otogarın hepimizin ortak paydası olarak hizmet vermeye devam edeceğine inanıyoruz.  
İyi haftalar… ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159