08.02.2016, 12:13

Ulaştırma Sistemi, İstanbul’da mevcut durum ve yapılması gerekenler - 1

Değerli okuyucularım; bu kez sizlerle ülkemizdeki ulaştırma sektörünün gelişme eğilimleri, İstanbul özelinde raylı sistemler başta olmak üzere mevcut durum ve yapılması gerekenlerle ilgili paylaşımlarda bulunacağım. Bütün bunlarla ilgili yapmakta olunan çalışmaları aktaracağım. Bu çerçevede İstanbul’un gelişme eğilimleri bağlamında toplu taşıma sisteminin önemi ve özellikleri ile ilgili bilgiler aktaracağım.

Ulaştırma ve küresel gelişim
Ulaştırma, tarih boyunca medeniyetlerin kuruluşunda belirli bir unsur olarak yerini almış, zannedilenin aksine modern zamanlar öncesinden de insan toplulukları geniş bir coğrafya sathında büyük ölçüde hareketlilik halinde bulunmuşlardır. Şehirlerin kurulumunda ve gelişiminde, su yolları ve ulaşım güzergahlarına yakınlık belirleyici olmuştur. Ulaştırma ihtiyaçları gerek ticari gerek sosyal gerek kültürel gerek askeri ve gerekse de siyasi parametrelerin sebebi ya da sonucu olmuştur. Söz gelimi Roma Yolları, ilk olarak askeri ve sonrasında da ticari gereksinim paralelinde işlev görmüştür. Yine benzer şekilde tarihi İpekyolu, Çin, Türkistan, Hint Alt Kıtası, İran, Mezopotamya ve Anadolu’yu kapsayan geniş bir coğrafyada ticari malların taşınımı ihtiyacı sonucunda ortaya çıkmıştır. Modern dönemlerin tetikleyici gücü, Coğrafi Keşifler olup, ulaşım ihtiyacı-teknik gelişmeler-ulaştırma yatırımları-artan talep sıralı bir döngü olarak devam edegelmiştir. Yüklerin taşınım güzergahı, ülkelerin ekonomik gelişmelerin belirleyici olurken, ulaşımda kavşak bir konuma erişen ülkelerin stratejik konumu güçlenmiştir. Osmanlı’nın duraklama dönemlerinde, İran’ın batısı, Basra, Hint Alt Kıtası, Mısır (Süveyş Kanalı) gibi bölgeler, ticaret yolları üzerinde olması nedeniyle egemenlik mücadelelerine sahne olmuştur. Bu çerçevede; Osmanlı döneminde gerçekleştirilen demiryolu yatırımlarının 2 ana aksını, Anadolu-Bağdat-Basra ve Hicaz demiryolu projeleri teşkil etmiştir. Hicaz demiryolu; Anadolu, Bilad-ı Şam (Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin) Müslümanlarının hac ziyareti için inşa edilmiş olup, Anadolu-Bağdat-Basra demiryolu ise Basra’ya gelen malın taşınımı için inşa edilmiştir. Yine benzer şekilde; coğrafi keşifler, denizyolunda yaşanan teknik gelişmeler paralelinde gerçekleşmiş, Endüstri Devrimi’nde Buharlının icadı önemli bir rol oynamıştır. 

Türkiye’de gelişim…
Türkiye’de ulaştırma sektörünün ciddi bir gelişim sürecinde olduğu hepimizin malumudur. Ulaştırma sektörü, Türkiye’nin gelişen ekonomisinin, genç nüfusunun ve AB başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel entegrasyon artışının ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Bununla beraber; ülkemizde özellikle İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde oluşan ve on yıllardır sürgit devam eden kentiçi ulaşım problemleri de -kısmi iyileşmelere rağmen- halen devam eden bir problemdir. Dolayısıyla; ulaştırmada hedeflenen büyüme ve iyileştirmelerin, ekonomik ve teknolojik olduğu kadar sosyal yönü de bulunmaktadır, bulunmalıdır.

Ulaşım problemlerinin çözümünde genel yaklaşım olan yol kapasitesinin artırılmasında, yeni yolların inşa edilmesinden ziyade mevcut ulaşım sistemlerinin daha verimli ve etkin bir şekilde kullanılması yönteminin tercih edilmesi kentin geleceği için daha önem arz etmektedir. Verimliliği artırma çalışmaları ulaşım mühendisliğinde kısa vadeli uygulamalar içerisine girmektedir. Trafikten sorumlu birimlerin kendi sorumluluk alanlarında yaptıkları kısa vadeli çalışmaları geometrik düzenlemeler, sinyalizasyon uygulamaları, bilinçlendirme çalışmaları ve trafik denetim uygulamaları olmak üzere dört başlıkta toplayabiliriz. Trafik denetimi çalışmaları, yol güvenliğinin artırılmasında önemli bir yer tutmaktadır.
Ayrıca ulaştırma teknolojileri o kadar hızlı gelişmektedir ki, daha fazla yolcu ve yükün gittikçe azalan zaman dilimleri içerisinde ve azalan maliyetlerle, güvenli bir şekilde taşınabilmesi için her geçen gün yeni teknolojiler geliştirilmektedir. Buna karşılık artan talebi karşılamak için alınacak kararların kesinlikle bilgiye dayalı olması gerçeği, ulaştırma alanında her geçen gün önem kazanmaktadır.

İstanbul’da ulaştırma değeri
İstanbul’da ulaştırma değerlerinden, toplu ulaşımın mevcut durumdan daha yüksek oranda kullanılabileceği ve kullanılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bunun için de; ulaştırma türlerinin çeşitlendirilmesi ve türel dağılımın dengelenmesi, türler arası entegrasyonun sağlanması (toplu ulaşımın farklı türleri arası entegrasyon, ulaşımın farklı türleri arası entegrasyon, toplu ulaşım ile bireysel ulaşım arası entegrasyon vb.) gereklidir. İstanbul’da Şehir Hatları yüzde 10’luk kapasiteyle çalışmakta olup, kapasitenin yüzde 40-50’lerde dahi kullanımının sağlanması, Boğaz köprülerindeki tıkanıklığı önemli ölçülerde düşürecektir.

İstanbul’da ulaştırma değerlerinden, toplu ulaşımın mevcut durumdan daha yüksek oranda kullanılabileceği ve kullanılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bunun için de; ulaştırma türlerinin çeşitlendirilmesi ve türel dağılımın dengelenmesi, türler arası entegrasyonun sağlanması (toplu ulaşımın farklı türleri arası entegrasyon, ulaşımın farklı türleri arası entegrasyon, toplu ulaşım ile bireysel ulaşım arası entegrasyon vb.) gereklidir. İstanbul’da trafik tıkanıklığının katlanılabilir düzeylere çekilmesinde raylı sistem ve özellikle de metro yatırımları hayati bir öneme sahiptir. Bunun yanı sıra; İstanbul gibi adeta denizin ortasında ve denizi çevreleyen bir şehrin türel dağılımında, denizyolu beklenen seviyenin çok altında olup yüzde 1-2 dolaylarındadır. Halbuki İstanbul’da bu oran yüzde 20-25’lerde işletilebilir. Daha önceleri; Boğaz’da, kıyıya paralel hat uygulaması çerçevesinde, aynı yakadaki yerleşim yerleri arasında denizyolu ile ulaşım uygulamaları denenmiş ancak istenen verim alınamamıştır. Burada; yakın mesafeler arasından mevcut şehir hatları vapurları yeterinde fazla büyük olmakta ve talebin doğru yönlendirilmesini engellemektedir.

Türler arasındaki değişim
2010’da İstanbul’ da verilen yolculuk değerlerinde türel dağılımda karayolu ulaştırma türünün yüzde 78,4’lük ağırlığı olup 2014’te yüzde 67,7’ye, 2018’de yüzde 50,7’ye, 2023’te yüzde 26,5’a düşmesi öngörülmektedir. 29 Ekim 2013 itibariyle kısmen açılışı yapılan Marmaray’ın 2014 itibariyle türel dağılımda yüzde 7,4; 2018’de yüzde 7,9; 2023’te ise yüzde 5,7’lik paya ulaşması öngörülmektedir. Daha önce de belirttiğimiz üzere; İstanbul’daki trafik tıkanıklığı sorununun giderilmesinde bir diğer ana belirleyici de kentiçi raylı sistem hatlarının yaygınlaştırılmasıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, son on yıllık süreçte, yaptığı metro yatırımlarıyla şehrin mevcut metro ve hafif raylı sistem hatlarını geometrik olarak arttırmıştır. Ancak; halihazırda İstanbul ölçeklerinde bir şehir için önemli oranda metro hattına ihtiyaç bulunmaktadır. 10. Kalkınma Planı ve 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nda İstanbul özelinde ortaya konan hedeflerde, İstanbul’da 2014, 2019 ve 2019 sonrası metro hatları için inşa, yapım ve işletim projeksiyonları ortaya konmuş olup şehrimizin 10 yıl içerisinde dünya çapında en çok metro ağına sahip şehirler arasına girmesi öngörülmektedir.
Asistanım Mehmet Çağrı Kızıltaş’a, bu diziye altlık olacak çalışmasından dolayı teşekkür ederim. Hepinize huzurlu mutlu sağlıklı ve başarılı günler dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159