30.12.2019, 15:22

Ulaştırmada Sürdürülebilirlik ve Küresel Politika Örnekleri - 9

Davranışsal değişim özellikle önemlidir çünkü daha iyi ekonomi standartları dâhilinde dahi alternatif yakıt kullanımı ve yakıt verimliliğinin arttırılması, nüfus büyümesine bağlı olarak karayolu ve havayolu trafiğindeki beklenen bir artışa yetersiz reaksiyon vermektedir. Dahası; daha iyi yakıtlar, daha temiz araçlar ve daha yakıt verimli uçaklar; sürdürülebilir olmayan kentsel yayılım, üzeri asfaltlanmış bir arazi örtüsünün olumsuz sağlık, çevresel, ekonomik ve sosyal maliyetleri ve karayollarındaki yüksek geçiş ücretleri de dâhil olmak üzere hâlihazırdaki ulaştırma sistemi tarafından üretilen daha geniş problemleri tek başlarına çözemezler. Bütün bu endişelerin işaret ettiği ise yüksek hızlı demiryolları (YHD) ve trenler de dâhil olmak üzere, alternatif ulaştırma türleri dâhilinde uçakların yüksek çevresel maliyetleri ile otomobile yüksek bağımlılık oranlarının yer değiştirilmesi sureti ile sürecin tamamlanabileceğidir. Hâlihazırda önemli kamu şirketleri; trenler, toplu ulaştırma, bisiklet, kentler arası otobüs ve yürümeye daha fazla ilgi göstermektedir. Maalesef ki kamusal yolculuktaki bu söz konusu türel kayma; otomobil ve havayolu yolcu taşımacılığının (HYT) baskın hale gelip demiryollarında bir irtifa kaybına imkân verene kadar Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) en önemli ulaştırma türü olan demiryolları için uygun altyapıdan daha ileri bir durumu teşkil etmektedir. 

Bununla beraber; kentleşme eğilimi ile otomobil ve uçaklardan trenler ve toplu ulaştırmaya geçiş, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ulaştırma sisteminin karşı karşıya kaldığı zorluklarla sürdürülebilir mücadeleye destek verebilir olmakta olup bu sistem özellikle de yükselen ortalama yaş ve artan nüfus problemlerine çözüm aramaktadır. Otomobil ve uçaklardan trenler ve toplu ulaştırmaya bir dönüşüm, kentleşmenin keşif kolu olarak artan talebi karşılamak adına altyapı yatırımlarını gerektirmektedir. Ulaştırma geleceğinin belirlenmesinde önemli bir rol oynayan kültür ve yaşam tarzı üzerinde zevk, tercih ve seçimlerin önemi ortada iken özellikle de bilginin evrimi başta olmak üzere, tahkim olmamış durumdaki bir ekonomi, değişen arazi kullanım koşulları ve sürdürülebilirlik zorunlulukları dahil olmak üzere bir paradigma değişimine aynı zamanda destek olan bir işteki diğer güçlü toplumsal unsurların d mevcudiyeti söz konusu olmaktadır. Bu kapsamda kamunun yolculuğunda yaşanan geçişi destekleyen önemli unsurlar ve eğilimler sınanmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulaştırma Departmanı Ulusal Hane Halkı Seyahat Çalışması(NHTS_UHSÇ) otomobil kullanımında düşen bir talep ve buna karşın tren ve toplu ulaştırma kullanımında ise bir artışa işaret etmektedir. Söz konusu bu türel geçiş; önemli bir yeni ulaştırma altyapısı gelişimi olmasa dahi ortaya çıkmaktadır. Artan bir şekilde daha fazla Amerikalı, olduğu yerde toplu ulaştırmayı kullanmaktadır. Metro kullanımı artmaktadır ve kentler arası otobüs hatları bir kez yaşanan azalma haricinde en fazla büyüme oranını kaydeden ulaştırma türü olmuştur. Demiryolları da yükseliştedir, Amtrak 2012’de 31 milyon yolculuk ile en iyi yılını geçirmiştir. 2007 yılından 2013 yılına kadar Amtrak’taki yolculuk sayısı %55’lik bir artış göstermiş olup bu diğer ulaştırma türlerindeki artışın üzerindedir, söz konusu artış oranı Amerika Birleşik Devletler (ABD) havacılığı için %20 ve otoyolları için ise %16,5’tir. Amtrak’taki bu söz konusu artış oranı aynı zamanda Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’daki (GSYİH) artıştan (%37) ve nüfus büyümesinden (%17) de daha yüksektir. Toplu ulaştırma ve demiryollarında talepteki bu söz konusu büyüme incelenmelidir, bununla beraber nispeten daha küçük olan rolleri ışığında bu söz konusu ulaştırma türleri Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bütün bir ulaştırma fotoğrafında bir yere sahip olmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki taşıt yolculuk milin (TYM_VTM) %1,5’in toplu ulaştırma ve %1’inden azını da demiryolları oluşturmaktadır. Demiryollarının; tercihli yolculuklarda havayolu yolcu taşımacılığını (HYT) aştığı, en yüksek başarının görüldüğü kuzeydoğu koridorunda dahi demiryollarının bütün kentlerarası yolculuklardaki payı sadece %6-15 dolaylarındaki hesap oranlarını teşkil etmektedir. Bu söz konusu gösterişsiz kullanım düzeyi, Japonya’daki demiryollarının %30’un üstündeki payı ile büsbütün çelişmektedir ve Amerikalıların halen otomobillerine süren bağımlılığını göstermektedir. 

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) ulaştırma gereksinimleri, ülkelerin artan nüfusları bağlamında artmaktadır. 2000 yılı ila 2010 yılı arasında nüfus %9,7 artmıştır ve bu da her 15 saniyede bir insanlık artış anlamına gelmektedir. Nüfus büyümesi hızı azalır iken Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) nüfusu 2012 yılı itibari ile 315 milyon iken 2040 yılı itibari ile bunun 400 milyona ulaşması beklenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) nüfusu aynı zamanda yaşlanmaktadır da, orta yaş 2000 yılı itibari ile 35,3 iken 2010 yılı itibari ile 37,2’ye yükselmiştir. Yaşı 65 ve üzeri olan insanların sayısının ise 2060 yılı itibari ile ikiye katlanması ve o gün ki nüfusun 5’te 1’ine ulaşması öngörülmektedir. Kısmen de nüfusun yaşlanmasından dolayı olmak üzere yüzyılın ortalarına doğru gelindiğinde yetişkin nüfusun 5’te 1’inin araç sürmeyeceği öngörülmektedir. Sürücüsüz taşıtlar ve diğer yenilikler gelecekteki hareketlilik gereksinimlerinin bir kısmının karşılanmasına destek olabilecek iken otomobillerden öte daha sürdürülebilir seçimleri de dikte etmektedir. Nüfus patlamasının yaşandığı dönemin daha yaşlı kesiminin emeklilik dönemine gelmiş olmaları dâhilinde nüfusun yaşlanmakta olan kesiminin, genç kesimdeki artıştan daha hızlı bir şekilde artmakta olduğu görülmektedir. Nüfus patlaması döneminin çocuklarının çoğunluğu ise otomobil kullanımı ihtiyacının en yüksek olduğu iş ve/veya çocuk yetiştirme dönemini hâlihazırda geçirmiş durumdadır. Bununla beraber bu gruptakilerin çoğu, kendi büyüklerinin kendi yaşlarında yaptığından daha fazla olacak şekilde uzun süre çalışmayı ve araç sürmeyi sürdürmeyi öngörmektedir. Nüfus patlaması dönemi kuşağı, eğer ki kendi hareketlilik gereksinimlerinin karşılanması için uygun bir alternatif olmaması mevcut durumunun yanı sıra, gereksinim dışı olan daha ileri yaş dönemlerinde de araç sürmeye devam edebilir görünmektedirler. 


Şekil 4. ABD’de Yaş Gruplarına Göre Ortalama Yıllık Mil/Ehliyetli Sürücü
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159