27.03.2017, 09:45

Yönetmeli̇kteki̇ sadeleşti̇rme işe yarayacak

Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğümüzün hazırladığı taslağı tam inceleme fırsatı bulamamakla birlikte belgelerin sadeleştirilmesi konusunda önemli bir adım atıldığını düşünüyorum. Özellikle otobüs işletmeciliğinde, yük ve yolcu ayrı ayrı değerlendirilmeli. Yolcu tarafındaki taşımacılıkları ihtisas alanı olarak ayırmak lazım. Şehirlerarası taşımayı tarifeli ve tarifesiz taşıma olarak iki ayrı sınıflandırmak gerekecektir bize göre.  

AYRIMIN KALKMASI LAZIM 
Tarifeli taşımalarda yurtiçi ve yurtdışı ayrımının kalkması lazım.  İsteyen istediği şekilde yurtdışı ile bağlantı kurar, partneri varsa taşımacılık yapar, potansiyel varsa taşımacılık yapar.  Diğer tarifesiz taşımalarda grup taşımacılığı, turizm taşımacılığı -ne derseniz deyin- ayrı bir branş olarak görülmelidir. Belgelerin de yurtiçi, yurtdışı tarifesiz yurtiçi ve yurtdışı tarifeli olarak düzenlenmesi lazım. Zaten büyük bölümünü kısa mesafelerde belediyelere verdiler. D4 ne olacak o konuda net bir açıklık getirmemiz gerekiyor. 

ENGELLER KALDIRILDI
Taşımanın önündeki engeller kaldırıldı. Bakanlığın bu konuda attığı adımı doğru buluyoruz. Bu kadar belge ile taşımacılığın sürdürülmesi mümkün değildi. Sadeleştirme işe yarayacaktır. En doğrusunu bulacağımıza inanıyoruz.  Bakanlığın bu konuda görüşlerimize itibar edeceğine inanıyoruz.  Bugüne kadar olduğu gibi, biz ne isteyeceğimizi bilirsek bundan sonra da doğruyu istersek, karşı tarafın bize yok demesi mümkün değildir. 

ÜLKE EKONOMİSİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ 
Atacağımız adımların; 
1. İnsana hizmet etmesi; 
2. Ülke ekonomisi açısından yarar sağlaması, 
3. Haksız ve yıkıcı rekabet, kapasite kullanımı gibi değerleri de koruyan yeni bir Karayolu Taşıma Yönetmeliği düzenlenmesi lazım. 
Bunlar ülke ekonomisi için vazgeçilmezlerdir. Kaynak israfını önlemek, kapasite kullanımını, verimliliği arttırmak, ulaşımda hız ve güvenlik kavramlarını yerli yerlerinde oturtmak ulaşımı şekillendiren insanların görevleridir diye düşünüyorum. 

YENİ BİR ÇALIŞTAY DÜZENLENECEK 
Bunlar taslak üzerinden gördüklerimiz… Üzerinde mutlaka görüşülecek. Bizler de fikirler geliştirdik, hazırlıklar yaptık. İnanıyorum ki Ulaştırma Bakanlığı ile yeni bir çalıştay düzenlenecek ve bu da nihai çalıştay olacaktır. Bizzat Bakanlığa düşüncelerimizi anlatacağız, onlarınki ile bizlerinkini karşılaştıracağız. Sonuçta sektörlerimiz için, ülke için, ülke ekonomisi için, insanlarımız için en doğru kararın çıkmasını sağlamaya çalışacağız.  

OTOGARLAR KENTLERDEN KOPARILMAMALI 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin özellikle yeni otogar yeri ile ilgili attığı adımlar bizi çok yakından ilgilendiriyor. Karayolu yolcu taşımacılığının erişim özgürlüğü gözden kaçırılıyor. Geçen hafta da gündeme getirdiğimiz bu konuyu biraz daha irdelersek,  şöyle bir durum ortaya çıkıyor: 
1. Otogarların halklardan ve kentlerden koparılmaması, 
2. Toplu taşıma sistemlerinden koparılmaması lazım.  
Karayolu yolcu taşımacılığının diğer taşıma sistemleri ile entegre olacak şekilde yapılandırılması kaçınılmazdır. İstanbul’un doğu-batı istikametinde ana arterlerin arasında yapılandırılması lazım. Eğer 3’üncü köprü kullanma zorunluluğu devam edecekse (ki biz buna direniyoruz) otobüs işletmeciğimizin altyapısı Kuzey Anadolu Otoyolu ile koridoru arasında yapılandırılması lazım.  Servis hizmetlerinin ise TEM ile E-5 arasında yeniden yapılandırılması ve planlanması lazım. 

BELEDİYE İLE GÖRÜŞMELER
Belediye ile daha önce yaptığımız görüşmeleri yetkililer dikkate aldılar… Cep terminallerinin ve toplama merkezlerinin yapımı, ortak servise geçilmesi, kaynak israfının önlenmesi açısından büyük bir yarar sağlayacaktır. Belediyenin bu fikri kabul etmesi bile bizim için olumlu bir gelişmedir. 

ULAŞIM EKONOMİSİ İÇİN AYKIRI 
Ancak yeni havalimanına yakın bir noktada yapılan bir otogar, 25-30 km gidiş-geliş fazladan 60 km yol yapılması ve senede 2 bin 600 ton fazladan yakıt tüketilmesi demektir. Bütün bunlar ülke ekonomisine zarardır.  Ters istikametlerde ters trafikler oluşacaktır. 10-20 liralık yola gidecek insanlara 20-30 liralık fazladan harcama yaptırılacaktır. Bu ulaşım ekonomisi için, ulaşım entegrasyonu açısından aykırıdır.  Ulaşımda hız ve güvenlik  kavramları açısından da yanlıştır. Toplu taşıma sistemlerinin güzergahı üzerinde olan otogarın varlığının ıslah edilerek devam etmesi bizim sektörümüz için önemlidir. 

BAYRAMPAŞA OTOGARI 
Yeni havalimanına, gelen yolcuları almak üzere bir cep terminali yapılabilir. Burası bölgesel yolcuyu, havaalanı yolcusunu toplayabilir, turizm otobüslerinin transfer noktası olabilir. Ama otogarı oraya taşır da şehirden koparırsak ulaşımın önüne engel koymuş oluruz. Havalimanı yakınlarına otogar yapılması fikri yanlıştır. Otogarların erişme özgürlükleri dikkat çeken unsurlardır. Karayolu taşımacılığının önünü açmak gerekir. Biz şehrin ortasında otogar olsun demiyoruz. Mevcut Bayrampaşa Otogarı, iki ana koridorun kesiştiği noktada yer alıyor. Trafik yönünden kente en az zarar veren noktadadır. Orada ciddi bir yapı vardır. Milli bir servettir. Bunu yok etmeye gerek yok, ıslah edilerek devam etmesi sektörümüzün önemli beklentisidir. 

ANADOLU YAKASI OTOGARI 
Anadolu yakasında yıllardır otogar yapılmadı. Kararsızlıklar devam ediyor. Anadolu yakasının Harem’e alternatif olacak ilk kalkış noktasına ihtiyacı vardır. Ondan sonra da Kurtköy’de yeni bir terminal olabilir. Bu, Formula pisti yanında olmamalı. O da taşımacıları kentten, insandan koparıyor, dağ başına taşıyor. Otobüsçüler, her sene üç dört tane otogar parası ödeyecek kadar fazla akaryakıt tüketmek zorunda kalacak. Bunlar milli servettir. Evet, otogarların trafikte yük yaratmaması gerekir. Ama şehirden koparılmayacak noktalarda olması ve projelerinin de akıllı sistemlerle desteklenmesi lazım.
İyi haftalar diliyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159