17.10.2016, 11:23

Akaryakıta gelen zam…

Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak diye bir deyimimiz var. Biz, otogarın durumunu, yetersizliğini konuşurken akaryakıta öyle bir zam geldi ki, otobüsçü zaten ekonomik sıkışıklıkla bükülen belini doğrultmak için ne yapacağını bilemez durumda.

Başka hiçbir sektörde olmadığı kadar federasyonumuz var. Her biri de üfledi mi mangalda kül bırakmıyor, ama iş icraata gelince, hepsi el pençe divan. Başka işlerle uğraşacağınıza kendi mesleki sorunlarınızla uğraşsanıza… 

Üçüncü köprüden geçiş zorunlu olunca 60-70 kilometre daha fazla yol yapmaya başladı otobüslerimiz. Bu hem ekonomik külfet hem de zaman kaybı. Tamam, belki duraklamadan gidiyorsunuz ama sağ elinizle sol kulağınızı göstermek gibi oluyor. Biraz dolambaçlı yani.

Adam, yolda bir nal bulmuş, sıra geldi ata demiş… Bizdeyse nal bile değil, mıh bulununca, hara kuruyoruz neredeyse. Akıl var, izan var… Üçüncü köprüyü madem yolları açılmadan hizmete soktunuz, bari geçişlerini düzeltseydiniz. Otobana giriş dar ve bütün araçlar sadece oradan girebiliyor, diğer giriş ve çıkışlar tamamlanmamış. Peki, bir de nakit gişesi yapmışsın ama OGS ile HGS’yi birleştirmemişsin… Olacak şey mi, ben diyeyim üç yıldır, siz deyin iki yıldır bu konu hep gündemde. 

Otobüslerimiz hem fazladan yol yapıyor hem fazladan geçiş ücreti ödüyor hem de akaryakıta zam geliyor. Zaten zor durumda olan, devletin haksız rekabetiyle uçak ve hızlı trene karşı mücadele eden otobüsçü nasıl olacak da hizmet verecek? Dünyanın en sistemli, en seri, en güvenli ve en konforlu karayolu yolcu taşımacılığı hizmetini veriyoruz; tüm dünya övgüyle bahsediyor bizden, ama gelip bir noktada tıkanıyoruz. Olacak şey mi?

Yetersiz ve artık miadını doldurmuş otogarın yerine, şehrin çeşitli bölgelerinde çok sayıda terminal olsun, isteyen istediği terminalden kalkış-varış yapsın. Şehirlerarası yolcu taşımacılığı otobüsleri Boğaz’ın iki yakasını bağlayan köprülerin üçünü de kullanabilsin. Akaryakıta yapılan zamlar otobüsçünün belini büküyor, halkın alım gücünü de düşünürseniz otobüsçünün durumunu anlarsınız. 

Otobüsçüyü koruyun ki ülke ekonomisi canlansın. Ülke ekonomisinin canlanması demek, daha müreffeh bir Türkiye demektir. Otobüsçüyü korumazsanız, üretimden turizme hayatın birçok alanında sorunlar artar ve çözümünde güçlükler çekilir. Gelin, yol yakınken otobüsçünün sesine kulak verin. İleride herkes sevinir, demedi demeyin. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159