Ayhan Kara: Hatay’ın normale dönmesi en az 10 yıl alır

DEPREM

Deprem öncesinde Hatay’ın nüfusu 1 milyon 800 bin civarındaydı. Deprem sonrasında 1 milyon 200 bin civarına geriledi. Gidenlerin Hatay’a dönebilmesi için gerekli koşullar oluşmuş değil. Dönebilecekleri bir şehir yok. Daha enkazlar kalkmış değil. Hasarlı binaların yıkımları en az 4-6 ay daha sürer. Bedel ödemeye devam ediyoruz.

Röportaj - Erkan YILMAZ 

6 Şubat 2023 tarihinde ülkemiz, 11 ili etkileyen çok büyük bir deprem felaketi yaşadı. Resmi rakamlara göre 53 binin üzerinde can kaybının yaşandığı bu depremden en çok etkilenen ve yıkımın da en fazla olduğu, medeniyetlerin beşiği olarak da gösterilen, ilimiz Hatay oldu. 

Taşıma dünyası olarak biz de Otobüs İşletme Sahipleri Derneği (OİSD) Başkanı ve Has Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kara ile bir söyleşi gerçekleştirdik ve aradan geçen 1 yılın ardından Hatay’ın durumunu sorduk. 

Bedel ödüyoruz

“O büyük yıkımın enkazı daha duruyor” diyerek sözlerine başlayan Ayhan Kara, çalışmaların hala sürdürüldüğünü söyledi: “1 yıl sonra bütün kalıcı konutlar teslim edilecekti. 319 bin konutun, sanıyorum 1 sene içinde 40 bin kadarı teslim edilecek; bu rakam da muamma ama… Hasarlı binaların yıkımları en az 4-6 ay daha sürer. Bütün Hatay şu anda şantiye halinde. Bedel ödemeye devam ediyoruz. En önemlisi, 170’den fazla konteyner kentte insanlar 21 metrekare içerisinde, yaşıyor. 21 metrekareden tuvaleti, banyoyu, mutfak, dolapları, yatağı çıkarın hareket alanınız olarak 3 metrekare kalıyor. 3 metrekarede yaşamaya çalışıyorsunuz. Yağışsız günlerde toz, duman altında insanlar; yağmur yağsa diyorsunuz, konteyner kentler sel altında, çamur içinde kalıyor. Çukurlar insan boyu. İnşaat makineleri, hafriyat kamyonlarının arasında yaşıyoruz şu anda. Durum bu. Güvenlik diye bir durum yok. Bu anlattıklarım birebir yaşanıyor.”

Tam bir kaos 

Depremin ardından hala bulunamayan 200’e yakın insanın olduğunu da belirten Ayhan Kara, “Sadece Antakya’da bu. Yüzlerce insanın kimlikleri belirlenememiş ve kimsesizler mezarlığında yatıyor. Trafik çok büyük bir problem. Ana arter zaten bir tane. Antakya’dan İskenderun’a, Adana’ya çıkan yol bir tane. Belen Geçidi’nde bir sorun olduğunda zaten trafik duruyor. Trafik arttığında ilerlemek saatler alıyor. Güvenli de değil yollar. Teknik şartlara haiz olmayan araçlar aşırı yüklerle kullanılıyor. Lastiklerde problem var. Şoförler acemi ve onların sebep olduğu ölümlü ve yaralanmalı kazalar var; iş makineleri ve kepçeleri kullananlar da acemi. Birçok operatör hasarlı binaların yıkımı sırasında enkaz altında kaldı. Tam bir kaos yaşanıyor. Atom bombası atılmış Hiroşima’yı gördünüz mü belgesellerde; Antakya ile aynı” dedi. 

600 bin insan şehirden gitti

“Hatay’ın toparlanması en az 10 yıl alacaktır” açıklamasını yapan Ayhan Kara, “Deprem öncesinde Hatay’ın nüfusu 1 milyon 800 bin civarındaydı. Deprem sonrasında ise 1 milyon 200 bin civarına geriledi. Gidenlerin Hatay’a dönebilmesi için gerekli koşullar oluşmuş değil. Depremde okullar, resmi binalar, hastaneler yıkıldı. Ev yok, çadır yok, konteyner yok. Dönen nerede kalacak? Dönecekler için ortada bir şehir de yok; konteynerlerde 3 metrekarelik alana hapsolmak istemeyen insanlar var. Birçok insan çocuklarını gittikleri şehirlerde okullara yazdırdı. Birçok insan yine farklı şehirlerde sağlık hizmeti almak durumundalar. Onlar bu imkanı burada bulamayacakları için dönemiyorlar. Çok büyük bir nüfus kaybına uğradık. Şu anda kente gelenler genelde şantiyelere gelen işçiler, gönüllüler, inşaat şirketleri, hurdacılar ve talancılar” dedi.

Depremden sonra ilk 5 hafta 

Depremin yaşandığı 6 Şubat’ın ardından ilk 5 hafta hiç sefer yapamadıklarını da aktaran Ayhan Kara, “Depremde biz de kayıplar verdik. Şoförler, onların yakınları, muavin yakınları, çalışanlar ve yakınları vefat etti. Her birinin akrabası enkaz altındaydı ve onlar kurtarma çalışmalarına katıldılar. Elektrik yok, internet yok, bilet satamıyorsunuz. Yakıt yoktu. Deprem dalgalarında borular kırıldı, yakıt çekemedik. Su depolarımız var, binalarımızın altında. Şamandıralar deponun dolduğunu hissetmediği için binlerce metreküp su binalarımızın alt katlarını bastı. Böyle bir ortamda ofis yok, muhasebe yok. 5 hafta çalışamadık, ancak beşinci haftanın sonunda başlayabildik çalışmaya. Bunu da ‘işe başlıyoruz’ diye duyurduk ve şu andan itibaren ‘her otobüsümüzde depremzede kontenjanımız var’ dedik. Hatay’dan bütün illere gidişler ve gelişlerde ‘param yok, depremzedeyim’ diyen binlerce insanımızı ücretsiz taşıdık. Hatay’dan ev taşıdık farklı şehirlere. Dönmek isteyenlerin tekrar eşyalarını taşıdık. Bütün yardım malzemelerini otobüslerimizle taşıdık. Mercedes bayiliğimiz ve servisimiz var. Boyama kabinlerinin olduğu bölümü depoya çevirdik. Bu arada çok güzel bir şey de oldu, otobüs işletmecilerine çağrıda bulundum; otobüsler dolusu yardım geldi. Tırlar dolusu eşyalar. Allah hepsinden razı olsun. Hepsini ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Kimi otobüsçülerimiz kendileri bizzat gelip yardım dağıttılar. Sektörümüz tam bir dayanışma örneği gösterdi” dedi.

Hakkını teslim edelim

Depremin ardından bölgeye çok geç müdahale edildiğini de belirten Ayhan Kara, “Bu kesin. Yalnız bizim bir şansımız var. Haziran 2023’te kentimize atanan şu anki Hatay Valimiz Mustafa Masatlı, canla başla çalışıyor. Sürekli sahada. Hatay’ı kendi meselesi gibi kabul etti, mücadele ediyor. Bunu söylememek, hakkını teslim etmemek, vicdansızlıktır. Ben buna şahidim ve görüyorum. Alkışlıyorum, takdir ediyorum. Başka herhangi bir devlet adamı mevcut valimizin yaptıklarının yarısını yapamazdı. Ben bundan eminim. Bu açıdan şanslıyız. Müzakereci, fikirlere açık bir insan” dedi.

En büyük isteğim

Ayhan Kara, en büyük isteğini de şu şekilde açıkladı: “Depreme dirençli kentlerin oluşturulması. Bu benim en büyük arzum. İkinci arzum; ilkinden daha az önemli değil. 850 bin organ ampütasyonundan bahsedildi. Kol, bacak kaybı. Şu an engelli bir topluluğumuz var. Hastanelerde hala tedavi gören insanlarımız var. Düşünebiliyor musunuz; sağlıklı bir insansınız ve 1.5 dakika sonra engelli oluyorsunuz. Bu konuyla barışmak çok kolay değil. Zaten toplumsal psikoloji de altüst, şehri yeniden ayağa kaldırırken bu faktörü de muhakkak gözetmek lazım. Güvenlik konusunda ciddi bir zafiyet var. Bu tür facialarda, savaş ve doğal afetlerde en çok zarar görenler çocuklar ve kadınlar. Onlara özel bir önem vermek gerekiyor. Biz sivil örgütler olarak sorumluluklarımızı biliyoruz ve yerine getirmeye çalışıyoruz. Şahsen, ben hiç terk etmedim memleketimi. 25 ayrı yerde konteyner, çadır, araba, kamyon, tente, tır dorsesinde yattım. 1 hafta duş almadığınızı, elbiselerinizi değiştiremediğinizi düşünebiliyor musunuz, sıcak hiçbir şey içememiş ve yiyememişsiniz. 

Bu yaşadıklarımızı biz hayal edemedik

Doğa bizi bir zorunlulukla karşı karşıya bıraktı. Doğa, ‘bakın’ diyor, ‘Bugüne kadar yapmış olduğunuz hatalardan dolayı öldünüz. Tekrarlamayın. Yoksa tekrar öleceksiniz.’ Depremler bu ülkenin gerçeği ve tekrarlanacak. Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Marmara Depremi yaşandı ve bundan ders alınmadı. Bu hallere düştük. Yaralarımızı saracağız ama bu aldığımız dersleri de belgesel haline getireceğiz. Fotoğraf ve videolarla deprem riski olan bölgelere gidip insanlara anlatıp korkutacağız, gerçeklerle. Bu yaşadıklarımızı biz hayal edemedik, zaten hayal etseydik tedbir alırdık. Biz anlatacağız insanlara. Anlatmalıyız. Deprem belki de bir gerçeği daha gösterdi bize… Şehir, sadece bina ve işyeri değil. Yeşil alanlar, parklar, sosyal merkezler gerekiyor. Birçok arkadaşımın da içinden geçen; tarihi yapılar kalsın, restore edilsen, yıkılanlar yeniden yapılsın, diğer alanlar yeşil bırakılsın. Hataylılar da, Hatay’a gelenler de tarih kadar doğal güzellikleri de yaşayabilsin, değil mi ki medeniyetler beşiği, kültürler kavşağı Hatay burası.” ■

Hatay’ın yeniden ayağa kalkması için hazırladığımız fikir kumbaraları

Umutluyuz. Bizi ayakta tutan, umutlarımız ve irademiz. Biz inanıyoruz. Mücadele edeceğiz. Hatay bizim. Bir de Hatay’da demografik yapı değişmesin diye mücadele edeceğiz. Hatay, Hataylılarındır. Bu çok önemli. Ülkeye çok güzel bir model burası. Bu modeli kaybedersek, ülke gider, laiklik gider. Her şey gider

Hatay Ayağa Kalkıyor Kent Meclisi 

“Hatay Ortak Meselemiz” diye bir meclis kurduk. Atatürk’ün, ‘Benim Şahsi Meselem’ dediği Hatay’ı ortak meselemiz yaptık. “Hatay Ayağa Kalkıyor” adında, 163 sivil örgütün bir araya geldiği bir kent meclisi oluşturduk. İşi şansa bırakmamaya çalışıyoruz. Hatay gibi bir memleketimiz olduğu için çok şanslıyız, bizim gibi evlatları olduğu için de Hatay çok şanslı. İnsanıyla, tarihiyle, doğasıyla, ekonomisiyle ayağa kaldıracağız.  

Ayhan Kara ile "Depremin 1.yıldönümünde yaptığımız röportaj, Taşıma Dünyası Gazetesi 5 Şubat 2024 tarikli sayısında yayınlandı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.