Sürücü eğitimleri önemsenmiyor!

EĞİTİM

Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Motorlu Araç Komisyonu Başkanı Alpay Lök, “Otobüs işleticilerinin mevzuatını da bilen, üretimini de, homologasyonunu da bilen, muayenesini bilen uzmanlara eğitim verdirmeleri lazım. Bunu önemsemiyorlar, eğitim bizde en değersiz, en ucuz bir şey” dedi.

HABER: CANER ÖZCAN

Geçtiğimiz hafta Ankara’da yaşanan ve son dönemlerde günlük hayatımızın bir parçası haline gelen otobüs kazalarında sürücü eğitimlerine gereken önemin verilmediği ortaya çıkıyor. Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Motorlu Araç Komisyonu Başkanı Alpay Lök, “Otobüs işleticilerinin mevzuatını da bilen, üretimini de, homologasyonunu da bilen, muayenesini bilen uzmanlara eğitim verdirmeleri lazım. Bunu önemsemiyorlar, eğitim bizde en değersiz, en ucuz bir şey” dedi. 

Ankara’da geçtiğimiz hafta 12 kişinin ölümü ile sonuçlanan kazayı Taşıma Dünyası gazetesine değerlendiren Makina Yüksek Mühendisi Alpay Lök, kazanın fren patlamasından değil, sürücünün otomatik vitesli belediye otobüsünde teknik detayları bilmemesinden kaynaklandığını, okuyucularımızla paylaşmıştı. Biz de konunun devamı olarak Makine Mühendisleri Odası Beyoğlu Şubesi’nde Alpay Lök’ün yanı sıra Makina Mühendisleri Odası Motorlu Araç Komisyonu üyesi diğer mühendisler Nurettin Çolak, Ümit Çevik, Fatih Dizdar ile kazaların sebebini konuştuk. 

Eğitim laf olsun diye yapılıyor 
Motorlu Araç Komisyonu Başkanı Alpay Lök, Türkiye’nin, Avrupa’nın otobüs üretim üssü olduğunu, ülkemizde üretilen araçların tüm Avrupa hatta Amerika kıtasında kullanıldığını; araçların freni ve muayenesi ile ilgili mevzuata sahip olduğunu belirterek, “Ama fren patlaması denilen kazalar devam ediyor. Sen aracın freninin bakımını doğru yaparsan, frenlerini gereksiz yere ısıtmazsan, arabayı da hızlı kullanmazsan, bu arabanın frenlerinin tutmaması diye bir sıkıntı olmaz. Türkiye’deki araçlar mevzuata göre üretiliyor. Türkiye’de sürücülerle ilgili ciddi eğitimsizlik var. Bütün otobüs işleticilerinin; mevzuatı, üretimi, homologasyonu, muayeneyi bilen uzmanlara eğitim verdirmeleri lazım. Bunu önemsemiyorlar, eğitim bizde en değersiz, en ucuz, laf olsun diye yapılan bir şey. Avrupa’nın en güvenilir TIR şoförleri bizim şoförlerimiz. Demek ki doğru eğitimle güvenli şoför yetiştirebiliriz. Son yaşanan olay üzerinden söylersek, sürücüye aracı D konumunda park etmemesini öğretebilseydik, 12 kişinin hayatı kurtulmuş olacaktı” dedi.

Yılda 12 bin kişi hayatını kaybediyor 
Türkiye’de trafik kazalarında yılda ortalama 12 bin kişinin hayatını kaybettiği bilgisini de veren Alpay Lök, “Avrupa’daki trafik kazalarıyla kıyaslarsak Almanya, Fransa ve İtalya’nın toplamı kadar ölü sayımız var. Yıllık 12 bin civarında insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz. Trafik kazalarını önlemek için Filo Mühendisliği devreye alınmalıdır.  Başbakanlık, ilgili kurumları acilen toplantıya çağırmalıdır. Türkiye, 2020 yılı trafik kazalarındaki ölümleri düşürme hedefini, şu an için, sağlamaktan uzak. Hangi ilave tedbirler alınmalı, oturulsun konuşulsun. Sürücü eğitimleri bunun önemli bir parçası olacak, emniyet kemerleri ile ilgili ilave tedbirler alınmalı. Ticari araç kullanan şoförün frenle ilgili eğitimi zorunlu hale getirilmeli. Almanya’da ticari araç kullanan bir şoför, arabanın freninde bir problem olması durumunda ne gibi sonuçların ortaya çıkacağını biliyor. Freni ısıtmanın ne kadar riskli bir şey olduğunu da biliyor” diye konuştu.

Sürücü araç kullanmayı bilmediğini itiraf etti 
Ticari araçlarla ilgili eğitim ve danışmanlık hizmeti veren Makina Mühendisi Nurettin Çolak, Ankara’da yaşanan kaza ile geçen yıl Kabataş’ta yaşanan kazaların temelinde sürücülerin araç kullanmayı bilmemesinin yattığını söyledi. Kabataş’taki kazayı yapan sürücünün, araçları kullanmayı bilmediğini belirterek, Makina Mühendisleri Odası’ndan eğitim almayı talep ettiğini aktaran Çolak şunları söyledi: “Bu kazanın oluşumunun bir numaralı nedeni kaptan arkadaşımızın bu aracı kullanmasını bilmemesi. Eğitim almış olsa sonuç çok daha farklı olurdu. Ankara’da yaşanan kaza kesinlikle kullanıcı hatası. Kaptanlara, verdiğim eğitimlerde, “fren patlama  olayını hiçbir yerde söylemeyin” diyordum. Bu, belki dünyanın en büyük yalanlarından birisi. Araç üreticilerinin verdirdikleri eğitimlerde mühendislik diliyle öyle bir terminoloji kullanılıyor ki, kimse bir şey anlamıyor. Ancak tamir bakım ustasının yapabileceği işler anlaşılıyor. Şoföre aracı teknik olarak tanıtmak, ABS’si, ASR’si ile kaptanı ilgilendiren tüm teknik donanımların fonksiyonları ve bu fonksiyonların devre dışı kalmasında kaptanın yapması gerekenleri anlatmak lazım. Eğitim sırasında iç lambaları, bu yakar, dış lambaları bu yakar, sinyal bu, bunu anlatıyorlar. Kaptan zaten bunu rahatlıkla bilir” ifadelerini kullandı. 

Trafik seferberliğine ihtiyaç var 
Makina Mühendisi Ümit Çevik ise kapsamlı bir trafik seferberliğine ihtiyaç duyduğumuzu söyledi: “Sadece ‘fren patlar mı, böyle kazalar olur mu’ değil, bir sürü uygulama hatalı yapılıyor. Hiç durmadan çalışan ticari araçlar var. Bunların muayeneleri gerektiği gibi yapılmıyor. Muayene sistemimiz Avrupa’nın birkaç gömlek gerisinde. Eğitim öncelikli sorunumuz, ama eğitim kadar mevzuat güncellemelerine de ihtiyacımız var” dedi. 

Kapasitenin üzerinde yük sistemleri etkiliyor 
Makina Yüksek Mühendisi Fatih Dizdar ise araçlardaki fren sistemlerinin normal yükü taşıyacak şekilde dizayn edildiğini, normal yükü aştığı zaman her şeyin değiştiğini belirterek, “Günümüzün yüksek güçlü, çok yolcu taşıyan teknolojik araçlarında frenin önemi çok büyük. Araç, kapasitesinin üzerinde yük aldığı zaman fren sistemleri de yetersiz kalıyor. Isparta’da yaşanan kazada aracın fren sistemi modifiye edilmişti” diye konuştu. ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.