2013-03-25 15:53:23

Globally Yours!

Haydar Özkan

haydar.ozkan@iru.org 25 Mart 2013, 15:53

Sorumlu olduğum proje, çalışma ve faaliyetlerin gereği olarak sıkça seyahat ettiğimi söyleyebilirim. Bu seyahatlerimde mümkün olduğunca Türk Hava Yolları'nı tercih ediyorum. Hem uçaklarımızın hizmet konforu hem de "bizden" birileriyle uçmak insana güzel bir haz veriyor.

Tabii bu seyahatler zaman zaman sıkıntılı da olabiliyor. Gecikmeler yaşanabiliyor... Yahut hava şartları kötü olabiliyor... Teknik bir arızanın olması dahi sözkonusu olabiliyor.. Ancak kabul etmeliyim ki bunların hepsi hangi havayolu şirketi ile uçarsanız uçun başınıza gelebilecek şeyler...

Öte yandan bu seyahatlerde pekçok şeyi de gözlemlemek imkanı buluyorum. Bugün, THY kabin personelinin İngilizce konuşmak konusunda var olduğuna ikna olduğum sorunsalını, iyi niyetli bir gözlem mahiyetinde paylaşmak istiyorum.

THY’de değişim

Genel olarak son 10 yılda THY'de yolcu gözüyle neler oluyor?
Evvela uçaklarımız gençleşiyor ve sayıları artıyor. Bunu Atatürk Havalimanı'nda park eden uçaklardan dahi anlayabiliyorsunuz.Buna paralel olarak havalimanı terminallerimiz yenileniyor ve genişliyor.Yaptıkları anonslardan, uçaklarda artık yabancı pilotların da görev yaptığına şahit oluyorsunuz.Doğal olarak havaalanında karşılaştığınız yolcu sayısı artıyor. Özellikle yabancılar bölümünde olmak üzere pasaport kuyrukları uzuyor.
THY'nin filosu o kadar küreselleşti ve İstanbul'u öyle bir transit noktası haline getirdi ki artık uçaklarda önemli sayıda yabancı yolcunun transit olarak seyahat ettiğini de görmeye başlıyorsunuz.
Dünyada en çok noktaya uçan havayolu şirketi olan ve üstüste iki yıl Avrupa'nın en iyi havayolu şirketi seçilen THY'de yaşanan tüm bu güzel gelişmeler, kabin personelini giderek daha fazla sayıda yabancı yolcu ile muhatap yapıyor. İşte bu noktada kabin personeli ile yabancı yolcular arasındaki dialoglar da önem kazanmaya başlıyor.

Yabancı dil sorunu

Maalesef ülke olarak yabancı dil eğitimi konusunda çok başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz.Türkçe'nin tamamen başka bir kökten gelmesinin de etkisiyle Avrupa dillerini konuşmak pek bize göre değildir. Üstelik kültürel farklılıklar da devreye girince yabancı dilde kurduğumuz dialoglar genellikle tuhaf ortamlar yaratır.
İşte bu sosyal çerçevenin doğal bir parçası olarak THY'deki kabin personelimizin önemli bir kısmının sınırlı bir mesleki İngilizcesi olduğunu gözlemliyorum. Bu durumun iki türlü yansıması oluyor. Birincisi, personel yabancı dilde konuşurken rahat hissetmediği için kendisini yolcudan uzaklaştırıyor. Olabildiğince göz kaçırıyor veya o anı, bir an önce geçiştirmeye çalışıyor.
İkincisi ise, işini yaparken kullandığı mesleki İngilizce'yi dahi sorunlu kullanıyor. Ana dili İngilizce olan bir kişinin son derece kaba algılayabileceği dialoglar sınırsızca tekrarlanıyor.

Bazı sonuçlar

Mesela yabancı bir havayolu ile uçarken kabin personelinin tam cümlelerle ve gülümseyerek ifade ettiği komutlar vardır: "Birazdan ineceğiz efendim. Lütfen kemerinizi bağlayınız ve koltuğunuzu dik duruma getiriniz." (Sir, we will be landing shortly. Please fasten your seat belt and bring your seat to an upright position).
Bu komutlar, eğer THY ile uçuyorsanız, aslında personelin dil sorunsalı nedeniyle el ile işaret edilerek anlaşılırlığı sağlanan kaba emir kiplerine dönüşür: "Dik konum! Kemerini bağla!" (Upright position. Fasten your seat belt!).
Burada mesele THY kabin personelinin kabalığı değil; dil konusundaki eksikliğini, makine ruhuyla tekrarlanan en basit kelimelerle kapatma güdüsüdür.
Nitekim eğer bir seferde teknik veya hava şartları nedeniyle bir sıkıntı çıkar ise, bu emir cümleleri yetmeyip yolcuların bilgilenme ihtiyaçlarını karşılayacak doğaçlama dialoglara ihtiyaç olur. İşte böyle durumlarda yabancı bir havayolu ile uçuyorsanız size kabin personeli şahsen veya anonslar ile durumu izah eder ve ne yapacağınızı söyler. Ancak THY ile uçuyorsanız personel size bilgi veremez ve anonslar neredeyse hiç yapılmaz.

Bir örnek

Şimdi, içerinizden "olur mu canım, abartıyorsun" diyenleriniz çıkacaktır. Ancak ben bunların hepsini defalarca yaptığım gözlemlere dayanarak söylüyorum.
Mesela geçen sene Fenerbahçe'nin maç dönüşüne denk geldiğini hatırladığım bir Kişinev-İstanbul seferi vardı. Hava şartları nedeniyle Sabiha Gökçen'e indik. Uçakta Japon transit yolcular vardı. Hepsi uçaklarını kaçırdılar. Üstelik yere inince yarım saatten fazla kabinde bekledik. Japon yolcular kendilerine ne olacağını anlamak için hosteslerden bilgi almaya çalışıyorlar ancak buna muvaffak olamıyorlardı. Öyle ki, kabin personeli Türkçe konuşarak bize verdikleri bilgileri onlara veremiyorlardı. Söyleyebildiklerini ise Japonlar anlayamıyordu.

Bir çözüm önerisi

Lafı biraz uzattığımın farkındayım. Bu haftanın yazısını, vermek istediğim mesajın altını çizerek tamamlayalım: THY, küresel bir havayolu şirketi olmak iddiasında samimi ise -gerekiyor ise her türlü mevzuat değişikliğine de önayak olup- yabancı kabin personeli istihdamına bir an önce başlamalıdır!
Uluslararası uçuşlarda personel içerisinde en az bir kişinin anadilinin İngilizce olması hedeflenmelidir. Aksi durum, THY'nin geldiği konuma ve uluslararası imajına zarar vermektedir.
Bu sözlerime Türk kabin personeli arkadaşlarımız kızmasınlar. Kastım kesinlikle onlara saygısızlık veya haksızlık etmek değildir. Ben kabin personelinin içerisinde az sayıda dahi olsa yabancı personel istihdam edilmesinin, THY'nin küresel şirket olduğu iddiasını teyit edeceğini düşünüyorum.
Bugün Emirates, Japon, Katar, Kore, Singapur, v.b. havayolu şirketlerinin uçaklarında sizinle çok akıcı şekilde konuşan yabancı ülke vatandaşı kabin personeli mevcuttur.
Sloganı "Globally yours!" olduğuna göre; THY'nin de aynı yolu izlemesi kaçınılmazdır.
Hepinize sağlıklı ve güzel bir hafta dilerim. ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.