Servisçiler UKOME kararını değerlendiriyor

GÜNDEM

Bugün gerçekleştirilen UKOME toplantısında servis taşımacılığının düzenlenmesi teklifi görüşüldü. UKOME’de alınan kararla ilgili servisçiler görüşlerini Taşıma Dünyası’na açıkladılar:

ÖZEL HABER: CANER ÖZCAN / AKOM BİNASI

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, İTO Şehiriçi Taşımacılık Meslek Komitesi Başkanı Ali Bayraktaroğlu, İSAROD Başkanı Hamza Öztürk, toplantı çıkışında, İSTAB Başkanı Ahmet Karakış yazılı olarak görüşlerini şu şekilde açıkladılar.


İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan: Bir düzenleme var 


“Beklediğimiz olmadı.  Plaka tahdidi yok. Sadece bir düzenleme var. Bu düzenleme de bizim için yeterli değil. Hiçbir anlam ifade etmiyor.  İçeriği de belli değil. İçeriği de öğreneceğiz. Alınıp, satılamayan, bazı alanlarda girişi sınırlandırıldığı, durdurulduğu, girilmeyeceği de söyleniyor ama bu da belli değil. Detayları ile ilgili ileriki günlerde bizde öğrendiğimizde doğru bilgiyi paylaşalım. Şimdi buradan yorum da yaparak bir bilgi vermeyelim. Yaptığımız yorumlar yanlış algıya sebep olabilir. Önce bizde doğrusunu öğrenelim ve doğrusunu öğrendikten sonra paylaşalım.” 


İSAROD Başkanı Hamza Öztürk: Bir şekil belgelenme 


  “Çocuğun ismi yok. Cinsiyette belli değil. Bir şey anlamadık ki. Tahdit yok. Söyleyecek bir şey yok. Burada bir karar alındı. Karar, bana göre ölümü gösterip, sıtmaya razı edilmeye çalışıyoruz. Ama bizim; Cumhurbaşkanımızdan da, Belediye Başkanımızdan aldığımız söz “Plaka” sözü. Bizimde plakadan anladığımız tahdit. Başka bir şey anlamıyoruz. Tahditte değil, tahsis de değil, ama bir şey. Ama çocuğun ismi belli değil, veyahutta çocuğun cinsiyeti de belli değil. Onun için bekleyip göreceğiz. Denetlenmesi açısından tek bir plaka şeklinde toplanacak. Bizi de burada toplayıp, “buyurun yiyin dediler bize” Bu arada bizim gösterdiğimiz olumsuz görüşlerin hiçbiri geçerli olmadı. Heyet; bu karar hayırlı olsun dendi ve çıkıldı. Bir şey. İsmi yok ki. Ne olduğunu kimse bilmiyor. Bir karar alınmış, Türkiye’de örneği yok. Karar nedir; 25 Mayıs’a kadar olanlardan, bu işi yapanlardan Belediye herhangi bir ruhsat bedeli alınmayacak. 25 Mayıs’tan sonra sektöre girenlerden Meclis kararı ile bir bedel belirlenecek.  Bu arada 2004 yılı Büyükşehir Belediye Kanunu çıkana kadar daha önce bu işi yaptığını ispat eden, belgeleyen gerçek kişilere araba alma hakkı verilecek. Burada bir sınırlama yok ki. Sadece bu işi gel sende yap. Şu anda zaten İstanbul’da ihtiyacın fazlası araba var. Bir yeni gelene verdik, birde geri doğru gittik. Bir esnafa bir kolaylık yapmadık ki. Veyahutta esnafın mağduriyetini gidermedik. Tam tersine yeniden sektöre girmesi için 10 binleri, 100 binleri teşvik ettik. Buradan bir şey çıkmaz ki. Buradan esnafın beklediği çıkmaz. Belge vermemek sadece bizim anladığımız Belediyenin gelir hanelerine bir tanesi daha eklendi. Servisçiden alınacak ek ücret. Geriye dönükler ne olacak bilmiyoruz. Şunu çok net görüyoruz: Belediyenin yaptığı istatistiklere göre iki sene geri gidildiğinde 70 bin kusur araç oluyordu. 2004 yılına gidildiğinde herhalde İstanbul’daki servis aracı sayısı 100 binin üzerine çıkacak. O zaman artık herkes kendi arabası ile çocuğunu taşır. Başka bir şey kalmadı. Belediye yetkilileri bir şeyler yazdılar, çizdiler ama bizim sektör temsilcilerinin hiçbir tanesi onların önerdiği teklifi 10 yıllığına bir ruhsat verecekler. Her yıl yeniden güzergah kullanım belgesi alacak. Bizim anladığımız kadarıyla  adı tahsis değil, tahdit değil. Bir şekil belgelenme. Geçen UKOME’de dinlemediğimiz öneriyi bu UKOME’de dinledik ve onlar kabul ettiler. Allah hayırlısını nasip etsin, başka bir şey yok. Buradan çıkan bir sonuç yok.  


İTO Şehiriçi Taşımacılık Meslek Komitesi Başkanı Ali Bayraktaroğlu: 30 ildeki tahdit ile alakası yok 


Öncelikle biz buraya umutlu gelmiştik. 2014 yılındaki bizim zümre toplantımızdan sonraki 13 aylık geçmesine karşılık bu hakkın bize Şubat UKOME’sinde verileceğini düşünüyorduk. Maalesef yine öyle olmadı. Karşımıza evet Belediye yetkilileri bir çalışma ile geldiler. Gerçektende çalışmışlar. Fakat bizim istediğimiz 30 ildeki tahdit sistemi ile herhangi bir alakası olmayan bir çalışma. İstanbul’u biz farklı görüyoruz, farklı bakıyoruz hep diyorlar. İstanbul farklı bir yer diyorlar. Ama bana göre Türkiye’nin bir mozaiğidir İstanbul. 30 ilde olan eşitlik ilkesinin burada da uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Zaten hep bunu savunduk.  Şu anda olan sistem ne bize, ne tüzel kişiliklere, ne bireysel servisçilere çok yaramayacağını düşünüyoruz. Ama bununla beraber şunu da söylemiş olayım; Bu çalışmanın alt kırılımlarını henüz görmedik. Yani yüzeysel olarak başlıklarla gündeme geldi ve kabul edildi. Kırılımları ile ilgili bu hafta içinde Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’ne biz çağrılacağız. Orada bize bu işin kırılımları, detayları anlatılacak ondan sonra daha çok konuya vakıf olduktan sonra sektöre demeçler vereceğiz. Ama şu anda aldığımız kısıtlı bilgi ile  ne tahdit, ne tahsis ne başka bir şey olduğunu düşünmüyorum. Devir edilmesi olmayan bir değer, değer ifade etmez, elinizde altınınız vardır, o satılamıyor ise o çöptür. Değeri varsa satılmak durumundadır. Değer o durumda o tür şeylerde ortaya çıkar. Birde bize göre tamamen ayrışması gerekmektedir. Plakaların örneğin J, S gibi ayrışması gerekmektedir. Devir hakkının mutlaka verilmesi gerekmektedir. Artı, bu konu ile sektörü rahatlatabilmek adına girişlerin gerçekten kayda değer bir rakam oluşturması gerekmektedir. Örneğin; işte 100 bin ve katlarından oluşan bir giriş değerinin olması gerekmektedir. Eğer bunlar oluşamıyorsa gerçekten sektörümüz için yeni bir problem başlıyor diye düşünüyorum. Devir olması gerekmektedir. Bu hafta içinde Pazartesi-Cuma’ya kadar bizi çağıracaklar ve bu işin kırılımlarını anlatacaklar. Bir adım var. Açıkçası biz adımlar bekliyorduk. Bize yarım adım atıldı. Bu adımla ilgili detayları da öğrenirsek sektöre daha ayrıntılı bilgi vereceğiz. Alt kırılımlarını mutlaka görelim. Gördükten sonra açıklamalar yapalım.







İSTAB Başkanı Ahmet Karakış’ın UKOME kararına yönelik yazılı açıklaması:



İSTAB Başkanı Ahmet Karakış: 
Plaka Tahdidi'nde kötü haber


İSTAB Başkanı Ahmet Karakış, toplantı sonrasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sektör beklentilerini karşılamadığını belirten açıklamalarda bulundu.


Tahdit değil  


İSTAB Başkanı Karakış, "İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği olarak bizim beklentimiz ülkemizdeki diğer illerde olduğu gibi plaka tahdidinin İstanbul’da da olması idi. Maalesef burada İBB’nin yaptığı on yıllık bir oldu. Alınan kararın detayları çok net olmamakla birlikte, 25 Mayıs tarihine kadar araç alanlardan belediyenin herhangi bir bedel almayacak olması, o tarihten bugüne kadar olanlardan bir bedel alınacak olması  ve yeni araç alımlarında İBB Meclisinin belirleyeceği bir bedelin  alınacak olması öne çıkıyor" dedi.


Sektör olumsuz etkilendi


Taşımacılık sektörünün, 25 Mayıs tarihinden beri, büyük bir umutla iyi bir haber beklediğini söyleyen Ahmet Karakış, Toplu Ulaşım Müdürlüğünden detaylı bilgi alıp sektörle paylaşacağını açıkladı: "Bu süre içinde sektöre 10-15 bin ilave araç girişi oldu. Bu da sektördeki dengeleri olumsuz etkiledi. Geriye dönük olarak bu işi yaptığını belgeleyenlere bir hak tanınması, sektöre araç girişinin ciddi sayıda artacağı anlamına geliyor." Karakış, mücadelelerinin devam edeceğinin altını çizdi. ■ 







Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı ve 31 Ocak-4 Şubat 2016 tarihleri arasında iş forumu düzeyinde düzenlenen Latin Amerika ziyaretlerine katılan İSTAB Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Ahmet Karakış, Okullardan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve İTO Meclis Üyesi Turgay Gül, İTO Meclis Üyesi ve İSTAB Eski Başkanı Levent Birant, Cumhurbaşkanını bir kez daha bilgilendirerek plaka tahdidi ile ilgili dosya sundular.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.