2017-01-23 12:22:26

Kim Yapıyor?

Akif Nuray

anuray59@gmail.com 23 Ocak 2017, 12:22

Geçen yıldan hatırlarsınız, bir Alman atasözü vardı, futbol konusunda konuşmuştuk: “Benim sevincim, rakibin gözyaşlarıdır.” Rekabet ne idi: Rakibi ortadan kaldırmak. Adidas ve Puma  spor markalarının sahibi olan 2 Alman kardeş dargın yaşadılar, dargın öldüler. Rekabetin azıttığı, yani yönetilemediği durumların çözümü savaşlar; rakip ortadan kaldırılır. 

Benim yaşamam düşmanın ölmesidir. Bakalım rekabet ne yaptırıyor: Birkaç yıl önce AB, Ukrayna'yı elde etmeye niyetlenince Rusya, fiilen Ukrayna'yı marke etti ve engelledi. Karşılığında da 1 dolara karşı 45 ruble olan kuru kısa zamanda 70 rubleyi gördü, yüzde 65 devalüasyon demek. Sonra yaklaşık aynı sürede Rusya devleti rubleyi 50 düzeyine getirdi. En önemli gelir kalemi olan petrol ve gaz fiyatlarının çok etkili düşüşüne rağmen bu kur hala 50 düzeyinde. Rusya Ukrayna'yı elinde tuttu, ekonomik taarruzu atlattı.

Yakın zaman önce Brezilya'da eskiden  eylemci olan bir kişi ikinci kez devlet başkanı seçildi. Gelir dağılımını düzeltme, gelişmeyi tabana yayma hedefleri olan İşçi Partili Başkan, ikinci dönem de seçildikten kısa zaman sonra seçim yolsuzluğu zannı ile yargılanmaya başladı, direndi, para birimi real çalkalandı, kur  12 yılın zirvesine çıktı, bir başka kişiyi Başkan atadılar, eski Başkan uzaklaştırıldı ve real istikrara kavuştu.
Brezilya politik taarruzu zayiatla atlattı. //www.bbc.com/news/world-latin-america-35810578  Bunlar 2015'te sonuçlandı.

Arjantin de bir diğer örnek. Devlet başkanı Christina Fernandez, Falkland adalarını konu etti, konuyu Papa ile konuştu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ABD aleyhinde dayanaklı ve ters bir konuşma yaptı, yolsuzluk yargılaması başladı, görevi kaybetti, yerine uyumlu bir kişi seçildi, Arjantin yüzde 30 devalüasyon, yüzde 25 enflasyon gördükten sonra istikrara kavuştu (2012-2015).
https://www.theguardian.com/world/video/2012/feb/08/cristina-kirchner-argentina

Der misiniz; Türkiye'de de oralardaki gibi yolsuzluk üzerinden politik taarruz yapılıyor, ekonomik taarruzla birleşiyor ve Ortadoğu'da çözüm arayan Rusya-İran-Türkiye masasının cezası kesiliyor! Herkese, ceza kesenlerin ülkelerinde de, tam da cezalık liderler seçiliyor, bu yıl boyunca bunun örnekleri artacak.
*  *  *
Cezanın ekonomiye etkisini incelesek…
- Döviz borçlusu olan 27 bin şirketimiz var. Toplam borcun yüzde 75'i sadece 1.100 şirkete ait. Bu büyük şirketlerden hiçbiri, bütün kur fırtınasına rağmen alacaklı bankaya gitmemiş ve hedging (kur sabitleme anlaşması, komisyonlu) başvurusu yapmamış. Gerek görmemelerinin iki nedeni olabilirmiş: Ya borcunu karşılayacak kadar doları var ya da kredisini ödeyecek kadar siparişi elde. Belki de ikisi birden var, süper.
- Konuyu bilen kişiler kurun hızlı yükselişinin borsada hızlı düşüşe sebep olmayışını anlamıyorlar! Borsa düşmüyor, üretimin sürekliliğine güven var.
- Kur yükseliyor, ama işlemi olmuyor, ticareti yok.
İç konularımızı da saygı ile ve akılla konuşunca kurun mazereti kalmayacak...
*  *  *
Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesinin 2016 yılında 5.400 MW’lık net artış gösterdiği bildirildi. Türkiye Elektrik İletim AŞ tarafından açıklanan verilere göre bu artışın yüzde 44’lik orana denk gelen 2.400 MW’lık bölümü yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı santral yatırımlarından kaynaklandı. Enerji ithalatımızı azaltmak yolunda büyük umut. //yesilekonomi.com/yenilenebilir-enerji/turkiye-ruzgar-ve-gunes-sektoru-2016da-komuru-yakaladi 
Herkese iyi haftalar… ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.