Otobüsçü 2019’da filosunu korumaya odaklandı 2020’de yatırımlar olacak

RÖPORTAJ

Best Van Turizm Yönetim Kurulu Üyesi İrem Bayram, “Bu yıl güzel bir yıl oldu. Geçmiş yıllardaki gibi sezonluk firmalar ortaya çıkmadı, bu daha düzgün bir rekabet ortamı getirdi. Havalimanın taşınması ve bilet fiyatlarındaki yükseliş yolcuyu tekrar otobüse yöneltti. 2019’da, otobüsçüler yeni araç almak yerine mevcut filoyu korumaya odaklandı. 2020’de yeni yatırımlar olacak. Best Van Turizm olarak 15 civarında otobüs yatırımı planlıyoruz.”

RÖPORTAJ: ERKAN YILMAZ

Best Van Turizm şehirlerarası yolcu taşımacılığında 30’uncu yılını geride bırakıyor. İrem Bayram, şirkette 7 yıldır sorumluluklar alıyor ve yeni stratejileri oluşturuyor. İrem Bayram ile firmanın Aksaray’daki merkezinde görüştük. 


Eski nesil çok tutucu 
Söyleşimize; sektörde, neden hâlâ genç nesli göremediğimizi sorarak başladık: “Yeni nesil jenerasyonun bu sektörden uzak kalmalarında ben, babaları suçluyorum. Benim burada olmam babamın önümü açması, inisiyatif ve yetki devretmesiyle mümkün oldu. Yeni neslin sektörde daha az olmasının ise önceki neslin daha dominant olması ve sonraki nesillere bu dominantlık nedeniyle saha açmamaları kaynaklı olduğuna inanıyorum. Ben inanıyorum ki, yeni nesil bu işi severek ve ileriye taşıyarak yapar.”

Sezonluk firmalar yoktu
İrem Bayram’dan 2019’un genel bir değerlendirmesini yapmasını istedik: “Yıl, genel anlamda iyi geçti. Bunu aslında birden çok neden ile açıklamak mümkün. Birincisi; eskiden artan yolcu talebini fırsat bilerek, yol tesislerinden de ‘para alırım nasıl olsa’ diyerek, sezonluk firmalar kurulurdu. Bu yıl biz bunu görmedik. Bu firmaların kurulmaması daha düzgün bir bilet fiyatlaması ile daha düzgün bir rekabet ortamı getirdi. 
İkincisi; havayolu şirketlerinin bilet fiyatlarındaki yükseliş ve havalimanın taşınması. Bu da bize bir avantaj sağladı. Bölge insanı daha fazla bagaj ile seyahat ettiği ve daha iyi fiyat imkanı sunduğu için otobüsü tercih etti. 
Üçüncüsü; seyahat sıklık oranımız artık çok artıyor. Yıl içerisinde bir kişi en az 10 kez seyahat etme alışkanlığı edindi. 
Dördüncüsü ise yurtdışından gelenler için ülkemiz çok cazip hale geldi. Dolar kurunda yaşanan artış ile daha önce 3 gün kalan turist, 7 gün kalır hale geldi. Daha çok ziyaret edip, mal alır duruma da geldi.”


Ekonomik krizin otobüsçüye öğrettikleri 
İrem Bayram, ekonomik krizin sektöre öğretilerinin olduğunu da düşünüyor: “2019 güzel bir yıldı. Saydığım dört nedenin yanı sıra ekonomik kriz de otobüsçüye bazı gerçekleri gösterdi. Bir kere rekabeti sadece bilet fiyatları ölçeğinde yapmamayı öğrendik. Geçmiş yıllara göre kıran kırana bir rekabet ortamı olmadı. Son Sakarya-Harem örneği hariç. Bu da sektörü canlı tuttu. Belki de biz de bir araya olmayı öğreniyoruz…” 

Mevcut filoya yatırım 
İrem Bayram, ekonomik krizle birlikte sektör mensuplarının yeni otobüs alımı noktasında daha temkinli davrandığına dikkat çekti: “Herkesin gönlünde tabii ki en son model otobüsle hizmet sunmak var. Ama bu yıl herkeste gördüğüm, öncelikli olarak filoyu korumak oldu. Sektör, yeni otobüse değil de mevcut filoya yatırım yaptı, biz de böyle yaptık. Bu nasıl oldu? Araçlarımızı daha iyi bakımdan geçirdik. Araçları daha verimli nasıl kullanacağımızın arayışı içinde olduk. Krizin öğrettiği doğrulardan biri de bu oldu.”


15 otobüs yatırımımız olacak
2019’da yapmayı planladıkları 15 dolayında otobüs yatırımını 2020 yılına ertelediklerinin bilgisini veren İrem Bayram, “Filomuzda 60 otobüs var. Yüzde 75’i öz malımız. En eski otobüsümüz de 2015 model. 2020 yılında 10-15 arasında Mercedes otobüs yatırımı planladık ve görüşmelere başladık. Daha önceki yıllarda, otobüs alımında önce bir otobüsümüze altın, diğer yıl siyah inci dedik. 2020’de zümrüt veya elmas diyeceğiz. Mercedes-Benz Finansman ile diyalogumuz çok iyi. Bize en iyi imkanları sundular. 2020, ertelenen yatırımların hayata geçirileceği bir yıl olacak ve her firmanın bir-iki adet de olsa otobüs alacağına inanıyorum” dedi. 

Kârlılığımızı yükselttik  
Doluluk oranları yüzde 80’ler seviyesinde olan bir firma olduklarını belirten İrem Bayram, “Yolcu sayımız her yıl artıyor. Kârlılığımızı da geçen yıla göre yükselttik. 2018’de 200 TL olan İstanbul-Van bilet fiyatımız 2019’da 250 TL oldu. Maliyetleri daha da aşağı çekmek için çalışmalar yapıyoruz. Akaryakıt konusunda Petrol Ofisi ile çalışıyoruz. Toptan alımlarla birim başına düşen maliyeti de azaltmaya çalışıyoruz” diye konuştu. 

Yolcuya sunduğumuzu geri almayız
Bayram, 2+1 trendinin devam edip etmeyeceği yönündeki sorumuzu da cevapladı: “Biz 2+1 otobüs yatırımı yapmaya devam edeceğiz. Yolcuya daha önce sunduğumuz konforu geri almanın doğru olmadığına inanıyoruz. En kötü strateji ikisini de filoda bulundurmak. Bunu biz yaşayarak gördük. Irak hattında 2 saat sonra kalkan 2+2 otobüsümüz de vardı. Ama yolcu size 2+1 algısı ile geldiğinde siz ona 2+2 sunduğunuzda o kişiye hakaret etmiş gibi oluyorsunuz. Yolcu ciddi olarak tepki gösteriyor. Bu tepkiyi size dile getirse iyi, daha da kötüsü sizi bir daha tercih etmeyerek gösteriyor. İkisi de filoda bulundurulacaksa en azından hatların ayrıştırılması gerektiğine inanıyorum. Bu da aracınız arızalandığınızda size operasyonel zorluklar getiriyor. 2+1 ile giden yolcuya siz 2+2 otobüs gönderdiğinizde kıyamet kopuyor. Her firmanın kendini konumlandırması farklıdır. Biz kendimizi konforda konumlandırmaya çalışıyoruz. 2+1 yatırımlarımıza devam edeceğiz.” 


Flixbus’ın geliş amacı 
İrem Bayram’dan, Kamil Koç’un Alman şirketi Flixbus tarafından satın alınmasını değerlendirmesini istedik: “Benim için sürpriz oldu bu alım. Ben Flixbus şirketinin Türkiye’ye gelmesinde farklı ajandaları olduğuna inanıyorum. ‘Harika yolcu taşıyayım, yolculara hizmet vereyim, Türkiye’nin ulaşım ağı bende olsun’ diye düşündüğünü sanmıyorum. Belki ulusal pazarlardaki taşıma hacimlerini şu kadar büyütmek amaçlı farklı çalışmalar yürütebilirler. Yurtdışındaki çalışma şekline baktığımızda daha çok ‘otobüsünü al, bana gel. Benim markamın altında çalış. Biletlerini internetten satayım. Araç içine otomat koyup, hem sana hem kendime para kazandırayım. Seni host, hostes maliyetinden kurtarayım’ çizgisinde... Onların sahada yaptıkları ile bizim yaptığımız birbirinden farklı. O, ne kadar çok yolcu taşırsa oradan para kazanmayı hedefliyor. Otobüs ve şoför maliyeti de olmadan bunu yapma peşinde. Bunu nasıl oturtabilir, mevzuat açısından belirli bir özmal yapısı ile çalışmak zorunda. Bunu nasıl çözecekler, bilmiyorum. Ben Flixbus’ın Türkiye’ye gelişine yönelik bir araştırma hazırlıyorum. Sanırım Şubat sonu gibi biter. O zaman tekrar konuşuruz…” 

Uzak mesafede zor 
Uzak mesafeli hatlarda ikramın, host veya muavinin kaldırılmasının zor olduğunu belirten İrem Bayram, “Bizim araçlarımızdaki muavinlerinin iş tanımlarında kaptana zaman zaman çay-kahve götürmesi, onunla diyalog içinde olması da var. Kaptanın sefer sırasında uyumaması ve dikkatini vermesi açısından bu önemli. Eskiden yolcular kendilerini kahraman ilan ederdi, ‘en önde oturdum, gece boyu kaptanı uyanık tuttum, ben de uyumadım’ diye” dedi.  

Şoförlerin % 10’u muavinlikten gelme 
Sektörde yetişmiş kaptan bulmanın zorluğunun giderek arttığını da belirten Bayram, “Biz hâlâ muavinlik sistemini yaşatarak bu soruna bir nebze olsun çözüm üretiyoruz. Bizim kaptanlarımızın yüzde 10’u muavinlikten gelme. Bu bizim için sevindirici, çünkü işine ve firmasına sahip çıkan, kendisini bu ailenin bir parçası olarak gören bir çalışana sahip oluyorsunuz” dedi.

Çarpık büyüme bitiriyor
İrem Bayram, ulusal firmaların son yıllarda kapanması veya yaşadıkları sorunlarla ilgili de şu değerlendirmede bulundu: “Ulusal firmaların maliyetleri kazançlarının çok üstünde gidiyor ve kontrol mekanizmaları çok eksik. Sektörde hesaplama, maliyet yönetimi ve satın alma planlamalarında ciddi açıklar var. Genelde günü kurtarmaya odaklı anlayış, rakibinden alan çalma çabası çarpık bir büyüme getiriyor.”


İrem Bayram’ın, meslek örgütlerinde yeniden görev alma yönünde bir isteği var mı: “Artık gerçekten masa etrafında patronların yer aldığı bir oluşum veya yönetim olursa orada yer almayı düşünebilirim. Yoksa şu anki yapılanmalarda yer almayı düşünmüyorum.” 

Habur yenilenmeli 
Yurtdışı operasyonlarının çok iyi gittiğini, hatta sefer sayılarını arttırdıklarını belirten İrem Bayram, “O tarafta işler iyi ama yorucu da. Çünkü bir tarafta taşıma yaparken öbür tarafta gümrük müşavirliği de yapıyorsunuz. Habur Sınır Kapısı’nda tek pasaport kontrol noktası vardı, sayı arttı ama sınır kapısının daha modern hale getirilmesine ihtiyaç var” dedi. 

Kuruluşlara aşık olmak doğru mu?
Bir gün teklif olursa, siz de Best Van Turizm’i satar mısınız sorusu İrem Bayram’ı hazırlıksız yakalamadı: “İşletme eğitimimden dolayı, kurduğumuz kuruluşlara aşık olmayı, sonuna kadar ‘bu yola baş koyduk’ demeyi yanlış buluyorum. Belki 10 yıl içinde satmış da olabiliriz, bu sektörün farklı noktasında da olabiliriz. Best Van Turizm’i, daha iyi noktaya taşınacaksa satabiliriz. Ben de belli bir süre danışmanlık verebilirim. Ben bu sektörü çok seviyorum. Her zaman bir yerinde olmak isterim. Ama optimum noktasına getirdiğimizde neden satmayalım... Bu sektör kolay bir sektör değil. Bazen sabrınızı da zorluyor, ama bu sektörde olmayı seviyorum. Herkesin bize yolu düşüyor çok fazla insan tanıyoruz. Buradaki üç yıllık deneyim farklı sektördeki 6 hatta 10 yıllık deneyime bedel. Verimli yapabildiğimiz sürece bu sektörde olacağız, yapamadığımızda da olmayacağız.” 

Otogar yerinde kalmalı 
İstanbul Otogarı’nın yerinde kalmasının erişim kolaylığı açısından çok önemli olduğunu belirten Bayram, “Sayın Başkan Ekrem İmamoğlu, otogarı son ziyaretinde Ekim sonunda bir kez daha geleceğini ifade etmişti, ama gelmedi. Tahsis sahibi ve kiracı belirsizliğinde, belediye kararını açıklamada geç kaldı. Bu noktada bir netliğe ihtiyaç var. Ben otogarların da aynen havalimanı, tren garında olduğu gibi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın planlamasında olması gerektiğine inanıyorum” dedi. 

İrem Bayram ile Aksaray’daki Best Van Tur’un ofisinde Muammer Başkan’la birlikte görüştük. ERKAN YILMAZ
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.