04.11.2020, 12:45

Günü kurtarmak ve geleceğe bakmak

Salgın konusunda beklentiler, maalesef tamamen tersine döndü. Özellikle İstanbul başta olmak üzere salgının seviyesi tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de artmaya başladı. Bu kaçınılmaz olarak özellikle İstanbul ve diğer büyükşehirlerde yeni kısıtlamaları gündeme getirecek. Bu şartlarda üniversitelerin açılması da hayal oldu. Dolayısıyla kısıtlı kapasite ile taşıma devam ediyor. Zaten çalışan otobüsler de bu yaz boyunca para kazanmadılar, bu şartlar altında para kazanmaları da mümkün değil. Peki, bu şartlar altında ne yapmamız gerekiyor?

Bizim günü kurtarmamız ve geleceği artık iyi planlamamız gerekiyor. Günü kurtarmak için de ne kadar az tekerlek döndürürsek, daha dolu sefer yapabilirsek, ne kadar mekandan, insandan tasarruf edersek sorunları o kadar azaltırız diye düşünüyorum. Boşa teker döndürmenin, direksiyon sallamanın hiçbir anlamı kalmadı. Kaynakları israf etmeden geleceği iyi okuyabilmek önemli. Giderleri kısıtlamak için beklemeye gerek yok. Acente, ikram ve servis konusunda bugüne kadar alamadığımız ortak kararları artık mutlaka almak durumundayız. Kamudan, sektörümüze yönelik talep ettiklerimizin büyük bir bölümü karşılanmadı. Karşılanma imkanın da olmadığını net olarak görüyoruz. Ülke ekonomisi de iyi durumda değil. Sıkıntılar her geçen gün artıyor, işsizlik artıyor. Seyahat oranı da hem salgın endişesi ile hem de ekonomik nedenlerle düşüyor. 

5 yıl çok sıkıntılı 

Bu salgından en çok etkilenenlerin başında turizm ve taşımacılık sektörü geliyor. Sektörlerin büyük bir darboğaza doğru sürüklendiğini görüyoruz. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmek gerekiyor. Bu süreç bir iki yılda atlatılabilecek gibi değil, bu yaralar da öyle kolay kapatılamayacak. Özellikle önümüzdeki 5 yıl çok sıkıntılı. Ben kara tablo çizmekten yoruldum, ama her geçen gün sektörümüzün aleyhine işliyor. Bu durum sadece bizim sektörümüzle de sınırlı değil. Ülkemiz de birçok sıkıntı içinde, zorlu bir kış mevsimi bizi bekliyor. Düşük kapasite ile taşımacılık yapıyoruz ve bu böyle devam edecek görünüyor. Herkesin aklını başına alması lazım. Fiyatları düşürerek bir yere varılmayacağını artık herkes biliyor ve seferlerin zararla sonuçlanması artık tahammül edilecek bir durum değil. 

Bilet satış sistemi

Servis hizmetlerin kalktığı veya ortak servis olarak sunulduğu, bilet satış sisteminin mutlaka gözden geçirilmesi gerektiği de ortada. Şu anda sektörümüzde firmalar zararı kurtarmaya çalışırken sektör üzerinden kâr eden sektörler var. Bilet satış portallarına baktığımızda; komisyonlarını almaya devam ediyorlar. Batan bir sektörde bilet satan portal Türkiye’de ilk 100 şirket arasına giriyor. Ama öte yandan sektörümüz ise ağır yükler altında eziliyor. Artık bir noktada uzlaşmak, patronları masanın etrafına çağırmak ve canı yananların karar süreçlerinde olması gerektiğine inanıyorum. Önceden ilk gündem maddelerini oluşturan sorunlar çok daha gerilere düştü ve bugün artık günü kurtarma ve geleceği tanımlama zamanı. Salgının etkileri devam edecek. Borçların, vergilerin yeniden yapılandırılması konusunda atılan adımlar var. Bir genelge yayınlandı. Kısa vadede sorunları çözebilir ama uzun vadede sektörün durumu içler acısı. Günü kurtarıp geleceğe bakmak gerekiyor. Kimsenin artık sen, ben demeye hakkı yok. Sektörün sivil toplum örgütleriysek ben yaptım, sen yaptın demeye gerek yok. 

Hepimiz iyi niyetli bir şekilde çalışarak sektöre fayda sağlayalım ve sektörün geleceğini planlayalım. Sektörün gerçekten kısa, orta ve uzun vadeli bir planlamaya ihtiyacı var. Canı yananların, istihdam yaratanların dertlerini dinleyip onlarla birlikte çözüm üretmemiz gerekiyor. Onun için herkesi masanın etrafına çağırıyoruz. 

Genel bütçeden pay 

Öte yandan THY, her yere 99 liraya bilet kestiğinin duyurusunu yapıyor. Otobüsle 300-400 liraya gidilen yerlere 99 liraya bilet kesmek ve damping yapmak doğru değil. Üstelik THY’yi kurtarma operasyonları yapılırken bunu yapmak… Zaten gitmek isteyen zorunlu olarak gidecek, dolayısıyla fiyatları bu kadar aşağı çekmenin ne anlamı var! THY’yi kurtarmak için genel bütçeden pay verilirken bu süreç devletin vergi sisteminde ciddi kayıplara ve sektörümüzle de haksız rekabete yol açıyor. Zaten az olan yolcuyu sektörden uzaklaştıracaksınız, ama THY de bunu zararına yapacak ve bu zarar da bizim vergilerimizle kapatılacak. Bu doğru bir uygulama değildir. THY’nin rakibi de kalmadı ki, niye fiyatları aşağıya çekiyor? Havayollarına mutlaka taban ücret getirilmeli ve hiçbir uçak bilet fiyatı otobüsten ucuz olmamalı. Otobüsten ucuza yolcu taşırsanız otobüsü öldürürsünüz. 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı, sektörün geleceğini de kurtaracağı umuduyla, kutluyorum. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159