03.10.2016, 10:36

Kentleşme Olgusu ve Eğilimlerinin Raylı Sistem Yatırımları Ekseninde Değerlendirilmesi - 1

Değerli okuyucularım bu kez, Türkiye’ de kentleşme olgusu, sürecin nasıl işlemekte olduğu, genel olarak şehir ve şehirlilik kavramları üzerine paylaşımlarda bulunacağım… Bütün bunları İstanbul ekseninde ele alacağım. Bu çerçevede de ulaştırma sistemimizin geldiği yer, raylı sistemler başta olmak üzere demiryolu yatırımları ve bütün bunların küresel ulaştırma politikaları içerisindeki durumunu değerlendireceğim. Raylı sistem yatırımlarını da yüksek hızlı demiryolu yatırımları ve Marmaray ekseninde ortaya koyacağım.

Kentleşme ve trafik yoğunluğu...
Türkiye yüksek oranda kentleşmiş bir ülke olup nüfusun yüzde 72’si kentlerde yaşamaktadır. Son yirmi yılda bu oran yüzde 10 artmış ve Avrupa Birliği (AB) ortalamasına yaklaşmıştır. Kentleşmede yaşanan artış, kentsel alanlardaki başlangıç ve bitiş noktalarının çokluğu nedeniyle yüksek trafik hacimlerine neden olmaktadır. On yıl içerisinde özel araç sayısı iki katına çıkmış ve kişi başına özel araç sayısı halen AB’nin altında olmasına karşın artma eğilimi sürmektedir. Trafik tıkanıklığı oldukça artmış olup kentsel ulaştırma sisteminin sürdürülebilirliği açısından sorunlar oluşmuştur. 

Kent merkezlerindeki trafik tıkanıklıkları esas olarak, yüksek nüfus yoğunluğuna, iş aktivitelerine ve özel araç sahipliğindeki artışa bağlıdır. Yük ve yolcu taşımacılığında karayolundaki dengesiz ağırlık, yol yüklemeleri, şişe boyunları ve geçici tıkanıklıklara neden olmaktadır. Özel araç kullanımındaki artış devam etme eğiliminde oldukça, mevcut durum kötüleşmeye devam edecektir. Diğer taraftan; düşük yoğunluk ve fiziksel kısıtlar, özellikle sınırlı ekonomik güce ve fiziksel engellere sahip insanlar başta olmak üzere, yerel toplu taşımaya erişimi düşürmektedir. 
Entegre ulaşım sistemi…
Türkiye’nin ulusal stratejisinin ulaştırma sektöründeki nihai hedefi; verimli çalışan, güvenli, çevreci, akıllı, erişilebilir, sürdürülebilir ve türler arası entegre bir ulaştırma sisteminin kurulumu olup Avrupa ve dünyanın geri kalanıyla sağlam bir bağlantının kurulması öngörülmektedir. Bu hedeflerin yakalanması amacıyla, Türkiye’nin 2023 vizyonunda ulaştırma ve iletişim stratejisi, daha yüksek hareketlilik, daha az tıkanıklık, daha düşük emisyon, kazalar ve ölümlerin azaltılmasıyla daha güvenli, akıllı şarj uygulaması, akıllı şehir planlaması ve toplu taşımanın geliştirilmesiyle uygun maliyetli bir ulaştırma sisteminin kurulumunu içermektedir. Toplu taşıma, bir kentin ve ülkenin ekonomik, enerji ve çevresel sorunlarının çözülmesinde çok önemli olup hayat kalitesinin yükselmesine yardımcı olmaktadır. Nüfus artışıyla birlikte, insanların toplu taşıma kullanma eğilimi artmaktadır. Toplu taşımanın faydaları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Kişisel alternatifleri arttırır
• Yakıt tasarrufu sağlar
• Trafik tıkanıklığını düşürür
• Ekonomik fırsatlar sunar, sosyal gelişim ve canlanmayı sağlar
• Maliyetten tasarruf sağlar
• Benzin tüketimini azaltır
• Karbon ayak izini düşürür

Toplu taşıma arttırılmalı…
Kentsel hareketlilik, esas olarak toplu taşımanın yaygınlaştırılmasıyla arttırılabilir. Kent planlaması bu nedenle gereklidir.
Hızlı ve güvenilir bir toplu taşıma sistemi sayesinde, trafik tıkanıklığı içinde boğuşan özel araç sürücüleri, toplu ulaşım araçlarının hızlı ve düzenli işleyişlerini gördükçe bu sistemlere kayacaklardır. Vatandaşlarımızın yolculuk tercihlerinde tek yolculu özel araç oranı yüzde 10 olmasına karşın yapılan sayımlarda yollardaki toplam araçlardaki payı yüzde 80 - 85’lere ulaşabilmektedir. Toplu ulaşımın karayolundaki payı yüzde 15 civarıyken yolculuktaki payı en az yüzde 70 seviyesindedir.

Özel araçlar için…
Güçlü denetim ve üçten fazla yolculu otomobillere özel şerit ayrılması halinde, vatandaşın tek kişili özel otomobilden vazgeçeceği anlaşılmaktadır. Bunun oranı ise yüzde 28’dir. Bu oranda bir azaltma yollarda yoğun trafiği akıcı trafik haline getirmeyi sağlayacaktır. Dünyadaki sayılı örneklerden birini teşkil eden, İstanbul’daki metrobüs (BRT) uygulaması ile günde 500 araçla bir milyon yolcu taşınırken, buna mukabil olarak, 50 bin servis aracıyla taşınan yolcu sayısı 2 milyon 200 bin/gün’dür. Özel otomobillerle ise İstanbul genelinde günde 1,5 milyon yolculuk yapıldığı ve bir özel otomobilde ortalama 1-1,2 yolcu olduğu düşünüldüğünde yaklaşık 1,5 milyon yolcu taşınmaktadır. Buradan hareketle hem metrobüs uygulamasının hem de toplu taşımanın, kentiçi ulaşımdaki yeri ve önemi açıkça anlaşılmaktadır. İstanbul’da kentiçi yolculuklarda pik saatlerde ortalama hızın 10 km/saat’e kadar düştüğü ve trafik tıkanıklığının İstanbul’a maliyetinin 6 milyar TL/yıl olduğu düşünüldüğünde, verimli bir toplu taşıma sisteminin önemi daha da açık olarak anlaşılmaktadır. 

Planlı büyüme gerekli
Ekonomik kalkınma sürecinde olan ülkemiz bu çerçevede planlı büyüme hedefleri ortaya koymaktadır. Ekonomik büyüme; işler ve sorunlarını çözmüş bir ulaştırma sistemiyle hayata geçirilebilecek bir süreci ifade etmektedir. Problemlerini en aza indirmiş ve verimli bir ulaştırma sistemi; dengeli türel dağılım ve türler arası entegrasyonun sağlanması ile gerçekleştirilebilmektedir. Ülkemizde ulaştırma sisteminde türel dağılımda karayollarının hem yolcu ve hem de yükte halen yüzde 90’ların üzerinde bir paya sahip olması ve yollardaki geometrik standartların otoyol standartlarının altında olması, karayolu trafik güvenliği açısından önemli sorunlara neden olmaktadır. 
Hepinize huzurlu sağlıklı mutlu ve başarılı günler dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159