14.09.2020, 17:13

Mesai düzenlemesi şart

İnsanlar, ülkeler hatta tüm dünya tarih boyunca çok sıkıntılı dönemler yaşamışlardır. Bunların nedenleri değişiktir. Büyük depremler, büyük fırtınalar, salgınlar, savaşlar vs. hepsi zorluklar getirmiştir ama yarattığı sıkıntılarda farklılıklar olmuştur. Şu anda büyük bir salgın yaşıyoruz. Bunun da çeşitli örnekleri geçmişte yaşandı. Bugünkünün ölümcüllüğünün çok olmadığı, ama çok kolay bulaştığı özellikle belirtiliyor.

Bulaşma

Bulaşma için çeşitli yollar söylendi, ancak bazılarının gerçek olmadığı veya önemli olmadığı görülüyor. Bugün için artık bunun insandan insana nefes yoluyla bulaşan bir salgın olduğunu görüyoruz. Bir insanın ağzından çıkacak virüslerin karşıdaki insanın ağız, burun, göz gibi içeri erişebileceği yerlerine ulaşması gerekiyor. Tabii, eller vasıtasıyla da buralara da aktarılması da söz konusu. Yiyecekti, poşetti vs. şeylerin gözden uzak tutulabileceği belirtiliyor.

Korunma

Buna da bağlı olarak, karşıdaki virüslü kişiden virüslerin alınmaması gerekiyor. Bu da ancak virüslü olduğu bilinen insanlarla beraber olmama şeklinde ve onun nefesinin ulaştığı mesafede olmamak şeklinde. Yani mesafe, maske ve temizlik. Ancak kimin virüslü olduğu bilinmediğine göre bunlara her zaman dikkat edilmesi gerekiyor.

Tehlikeli ortamlar

Kalabalık ve herkesin yakın mesafede olduğu yerler çok riskli. Bunun için çeşitli etkinlikler risk taşıyor. Spor müsabakası, konser, düğün, toplu ibadet, eğitim, iş, toplantı gibi ortak etkinlikler çok riskli. Peki, bunlardan kaçınmak mümkün mü? Bazıları için evet, bazıları için değil. Bazen de insanların keyfine ya da durumuna bağlı. Bazı insanlar işe gitmeme seçeneğine sahipken bazıları da bu seçeneğe sahip değil. Zorunlu olan hallerde de risk azaltıcı bir yaşam tarzına dikkat etmek gerekiyor. İşe gitmek zorunda olanların, iyileştirici imkanları yine de kullanmaları gerekiyor.

Ulaşım

Ulaşım araçları da insanların yakın mesafede yan yana bulunmasını gerektiriyor. Ekonomik nedenlerle araçlarda daha çok koltuk yerleştirmek bir zorunluluk. Bu nedenle de bu araçlarda temas artıyor. Bir de ekonomik nedenlerle çok büyük araçlara az sayıda koltuk koymak çok zenginler için olan özel araçlar hariç mümkün olmuyor. Tabii ki bu durumun da çeşitli sonuçları oluyor. Büyük araç yaparsanız bunun da sonuçları olacağını unutmamak gerekiyor.

Yoğunluk azaltma

Yapıyı değiştirmek için ayakta yolcu almama, koltukların bazılarını boş bırakma, kişiler arası mesafeyi arttırıp bulaşıcılığı azaltma gibi yöntemler var. Bunlar basit yöntemler. Peki, bunun ekonomisi! Bir araçta daha az yolcu taşıyarak aynı insanları taşımak için daha çok sefer gerekiyor. Mevcut araçların çok fazla çalıştırılmasının ötesinde çok sayıda ilave araç gerekiyor. Bu mümkün mü? Değil. Öncelikle bu kadar araç işletmede yok. Hatta pazarda yok. Bunların üretimleri ancak zaman meselesi olabilir. Tabii, alma ve işletme maliyetleri büyük problem. Bu yükler nasıl karşılanacak? Bir de bazı araçları arttırmak yolları arttırmadan mümkün değildir. Raylı sistem ve metrobüs gibi sistemlerde aynı yolda daha fazla araç çalıştırmak mümkün değil. Ancak yeni yolları yapıldığında araç sayısını artırmak mümkün olabilir. Yani burada çözümü aramak imkansız veya zor hale gelebiliyor. Belediyenin işletiminde olmayan, pandemi nedeniyle kullanılmayan araçların kapasitesinden belediyelerin de faydalanma yolları aranmalıdır.

Talebi azaltmak

Bulaşı azaltmak için ulaşım araçlarına olan talebin azaltılması yani seyahatlerin azaltılması bir yöntem. Bunun için de bazı kısıtlamalar düşünülebilir. Bu da çok zor. İş hayatı açısından daha da zor. Bu nedenle pek kolay değil. Bu arada bizim gibi belirli yaşın üzerinde olanlara verilen ücretsiz seyahat haklarının kötüye kullanımının kısıtlanması söz konusu olabilir. Bunun için günde bir-iki biniş veya hatta tamamen ücretsiz yerine yüzde 75 indirimle, yüzde 25 ödeme gibi caydırıcı yöntemler düşünülebilir.

Talebi yaymak

Araçlardaki dolulukları azaltmanın bir yolu da insanların seyahatlerini mevcut imkanlardan daha etkin faydalanacak şekilde planlamak olabilir. Yani araçlara talebin çok olduğu, doluluğun da -buna bağlı olarak riskin- yüksek olduğu pik saatler var. Bunları yayarak doluluğu azaltmak bir çözüm olabilir ve tek çözüm de bu oluyor. Bu saatler için talebi azaltmak zamana yayarak mesai saatlerini düzenlemek en akılcı çözüm, yani yaygın mesai düzeni. Bir de bu saatlerde yapılan seyahatleri yasaklamak, caydırmak mümkün olabilir. Bu saatte seyahat etmesi gerekmeyen insanları başka saatlere yönlendirmek gerekir. Pik saatlerdeki seyahatleri pahalandırmak mümkün olamayacağına göre; pik saatler dışındaki seferlerin ucuzlatılması, zorunlu olmayanların bu saatleri seçeceğini getirebilir. Keza ücretsiz seyahatlerin de bu saatlere kaydırılması da aynen böyledir.

Şehirlerarası seyahatler

Şehiriçi seyahatlerde pek fazla çözüm bulamayan ve insanları taşımakta çaresiz kalan kişiler bazen ilgiyi şehirlerarası seyahatlere yönlendiriyorlar. Haklı olabilirler ama bazı şeyleri de unutmasınlar. Şehirlerarası seyahat denilince hemen otobüs akla gelmesin. Getirecekleri kuralı, tren, vapur gibi araçlara da uygulasınlar. Uçaklar ise zaten şehiriçi olmayan sadece şehirlerarası seyahatlerdir. Bunları dikkate alsınlar ve hepsini bu kapsamda düşünsünler. Bu arada havaalanı terminali, tren terminali gibi yerlerde riskin otogar türü karayolu terminallerinden daha fazla olduğunu unutmasınlar. Bir de şunu bilsinler ki, tüm şehirlerarası seyahatlerde ayakta yolcu gibi bir risk yoktur. Bunlar şehiriçi araçlara göre çok daha konforludurlar ve yaptıkları taşıma miktarları bunlara göre daha azdır. Bu nedenle şehirlerarası seyahatlere de dikkat edilmekle birlikte burada haksızlık yapılmaması önemlidir.

Yeni bir düzenleme

11 Eylül 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı’nın HES Kodu Zorunluluğu ile ilgili yeni bir genelge yayınladığını da öğrendim. Ben karayolu ticari taşıma araçlarının hor görülmesini her zaman eleştirdim. Ayrımcılığa her zaman karşı çıktım. Bunu neyle gerekçelendirirlerse gerekçelendirsinler haklılıkları olduğunu düşünmüyorum. Yüzde 50 kuralının başka sistemlerde uygulanmayıp, otobüsçülükte uygulanmasını anlayamamıştım. Şimdi de HES Kodu olmayan yolcuya bilet satışında otobüs firmalarının cezalandırılması gibi düzenlemeden haberdar oldum. Bu olabilir, ama niye diğerlerinde böyle bir kural uygulanmıyor? Diğerlerinde, “böyle bir şikayet yok” diyebilirler. Diğerlerinde yoksa bu kural onlara işlemeyecektir. Siz onları da dahil edin, onlar bu kuraldan etkilenmezler.

Otomobiller

Otomobiller taşıma kapasitesi az olması nedeniyle içeride birisinin virüslü olup diğerlerine yayma ihtimalinin daha düşük olduğu araçlardır. Bu nedenle otomobillerin kullanımına kısıtlamayı en son düşünmek gerekir. Otomobillerin kullanımı daha riskli olan toplu taşıma araçlarının kullanımını ve bunlara olan talebi azaltabilir. Bu nedenle kısıtlanmasından kaçınılmalıdır. Yalnız, özel otomobillerin ticari taşıma yapmasını, ticarilerin de kapasite üstü taşıma yapmasını engellemek gerekir. Yine de ticari otomobillerde insanların koltuklarda yan yana oturmamaları, iki kişi arasında bir mesafe bırakılması gerekir. Otomobilleri, ticari alanlar dahil bir terminale ihtiyaç duymamaları nedeniyle bazı risklerden uzak olduklarını kabul etmek gerekiyor.

İşin ekonomisi

Ayakta yolcu alınmasın, doluluklar azaltılsın gibi seçenekler her zaman konuşulabilir, konuşulsun da. Ancak bunun bedelinin olduğu da unutulmasın. Yani taşıdıkları yolcu ile geçimlerini, maliyetlerini karşılayamama gibi durumları dikkate alınmalıdır. Bunlara bu yönüyle de destek verilmesi söz konusu olmalıdır. Bunun için de bu tür araçlara geçici süreyle de olsa salgın boyunca indirimli yakıt desteği gibi çözümler de düşünülmelidir.

Yorumlar (1)
Mehmet Erden 3 yıl önce
Zeki bey merhaba nerede ben MEHMET ERDEN yaşıyorsunuz Selamlar
banner117
15
açık
banner159