25.06.2020, 15:06

Otobüsçünün zor günleri!

Otobüsçülerin uzun süredir pek değişmeyen, ancak önemli de olan gündemine ilişkin görüş ve eleştirilerimi paylaşmak istiyorum. 

Ayrımcılık

Öteden beri karayolu yolcu taşımacılığının olumsuz anlamda ayrımcılığa tabi tutulduğunu belirtirim. Özel sektörce de işletilmesi mümkün olduğu halde henüz gündemde olmayan ve sadece devlet tarafından işletilen tren taşımacılığını bir yana bırakırsak taşıt kapasitesinin yüzde 50 kullanılması deniz, hava ve kentiçi taşımacılıkta yok. Sadece şehirlerarası taşımacılıkta var. Yine diğer modların hiçbirinde olmayan tavan ücret tarifesi de sadece otobüsçülükte bulunuyor. Üstelik gereği de yokken. Bunlar kötü örnekler.

Destek ve kolaylıklar

Öteden beri diğer modlar, başta vergisiz akaryakıt olmak üzere çeşitli kolaylıklardan faydalanıyorlar. Şimdi bunlara yenileri eklenme gayretleri sürüyor. Ama otobüsçülüğe toplu taşıma olduğu da unutularak hiçbir destek ve kolaylık gösterilmiyor.

Tavan ücret tarifesi 

Yayınlanan ilk tarife hakkındaki görüşlerimi daha önce belirtmiştim. Şimdi bunun genelde yüzde 25, kısa mesafelerde yüzde 30 indirimlisi olan yeni bir tarife yayınlanmış bulunuyor. Tabii ki, bu ücretin iki koltuktan mı, tek koltuktan mı alınacağı tarifede yer almıyor. Ancak yüzde 50 kapasite ile çalışma hali söz konusu olduğunda bu iki koltuğun tavan ücreti oluyor. Örneğin Ankara gibi mesafelerdeki yerler için tavan ücret 120 Lira. Belki yeterli de olabilir.

Aşağıda bunun açıklamalarına değineceğim. Ancak bunun iki koltuk için olduğunu düşünürsek koltuk başına 60 lira ücret alınması söz konusu oluyor. Bunu da yeterli bulmak mümkün değildir. Koltuk ücreti geçen yılın fiyatlarının da altında.

Otobüsçüler de suçlu

Seyahatin izne tabi olduğu dönemde az sayıdaki sefer çok az doluluklarla yapılabildi. Burada yüksek fiyat bir ihtiyaçtı. Ancak bazıları bunu abartmış da olabilirler. Bunların ayrıca cezalandırılma imkanı varken otobüsçülerin kalkıp da bunlara karşı tavan fiyat istemesini anlayabilmiş değildim. Bunun sonrasında da aile indirimleri vs. gibi gerekçelerle bunun yenilenmesi istendi. Şimdi daha kötü olan bir tavan fiyat geldi. Üstelik aile vs. ile ilgisi de yok. Dolayısıyla otobüsçülerde tavan ücret ilanı konusunda adeta kaşındılar diyebilirim…

Seyahat talebi az

Koronavirüs nedeniyle insanların seyahat etmekten hâlâ kaçındıklarını görüyorum. İç ve dış turizm faaliyetleri neredeyse yok gibi. İnsanların seyahat arzusu duyan kesimi özel araçlarıyla gidiyorlar. Bazıları da daha fazla kolaylık gösterilen diğer modları tercih ediyorlar. Bu da seyahat eden yolcu sayısının azalmasına neden oluyor. Bir de eğitim ve sınav gibi faaliyetlerin devam ediyor olması henüz yaz hareketliliğini tam olarak getirmiş değil. Bu nedenle gerek tarifeli gerekse tarifesiz taşımacılıkta işler çok düşük. Özellikle tarifesiz turizm taşımacılığı neredeyse durma noktasında. Yolcu az olunca tavanın da önemi kalmıyor. İnsanlar biraz mecburiyet, biraz da sorumsuzlukla tavan ücretin çok altında ücretlerle taşımacılık yapma durumunda kalabiliyorlar. Hatta bu noktada yüzde 50 kapasite kullanımı sorun bile olmayabiliyor, onu bile dolduramayan otobüsçüler oluyor. 

Tarifeli otobüs çok fazla

Tarifeli otobüsler de 1 özmal karşılığı kiralık araç sayısı daha önce 2’den 3’e yükseltilmişti. Bu da otobüs sayısını arttırdı. Özellikle de tarifesiz belgelere kayıtlı olup iş yapamayan otobüsler, şanslarını tarifelide denemeye kalkıştılar. Bu da iyice otobüs bolluğu yarattı. Bu durumda hâlâ özmal karşılığı kiralık otobüs sayısının arttırılmasını anlayamıyorum. Mevcutlara iş yokken daha fazlası niye istenir, bilemem. 

Mevcut durum

Şu anda pek çok firma, kiralık otobüsleri düşük doluluklarla, yetersiz fiyatlarla sefere gönderiyor. Bundan otobüsçülerin para kazanması mümkün değil. Ama başkasının otobüsünü koşturan komisyoncu firmalar bundan belki kendi komisyonlarını alıp rahatlarına bakıyor olabilirler. Burada olan, gerçek otobüs sahibine oluyor. 

Otomobille taşımacılık 

Geçen yılın sonunda yapılan Yönetmelik değişikliği ile otomobille tarifeli/tarifesiz taşımacılık yapılması B ve D belgesi sahiplerinin faydalanmasını kapsayan bir düzenleme getirilmişti. Buradaki otomobil kullanımını azaltıcı geçici düzenlemeler de peşinden geldi. 1 Haziran itibariyle de otomobillerle ilgili kısıtlamalar da kalktı. Bazıları otobüslere iş yokken otomobiller nerden çıkıyor, diyebilirler. Ancak otomobille taşımacılık bence bir haktır, otobüsçüler de gereken yerlerde bundan faydalanma yolunu seçmelidirler. 

Kısa hat taşımaları 

İlk Yönetmelik yayınlandığında 100 km’ye kadar olan taşımalar valiliklerden alınan belgelerle yapılıyordu. Bu nedenle 100 km’ye kadar şehirlerarası hatlar valilik belgelerine ayrıldığı için buralarda B1 ve D2 belgeli otobüslerin çalışmasına imkan verilmemişti. Daha sonra valilik yetkisi kalkıp tamamı Bakanlık yetkisine bağlandığında bu ayrım bazı kısıtlamalarla da olsa kalktı. Nedendir bilinmez, daha sonra bunun tekrar geldiğini görüyoruz. Hâlâ 100 km’ye kadar olan hatlarda B1 ve D1 belgeli firmalar çalışamıyorlar. Bunun düzeltilmesi lazım. Böylece bu kısa hatlara daha kaliteli, daha güvenli taşımacılığın geleceğini de hesaba katmak gerekiyor. 

Dikkatli olunmalı 

Bu yıl otobüsçülüğün çok iyi şartlarda yapılamayacağı zaten görülüyor. Bu, aslında diğer modlar için de kısmen geçerli. Son günlerde artan vaka sayıları iyileşmenin gecikmesini getirebilir. Bu da işi daha da zorlaştırabilir. Hele bir de buna, korkulan ikinci ikinci dalga da eklenecek olursa, işler çok daha kötüye gidebilir. Kötüyü konuşmak istemem, ama herkes bunları düşünerek hareket etmeli ve zorluklara rağmen bu yılı atlatıp gelecek yılın yazına çıkmayı başarmalı. Gelecek yıla kalmak bence artık bugünün başarı ölçütüdür. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159