20.02.2017, 12:30

Türkiye’de ve Gelişmiş̧ Ülkelerde Ulaştırma Politikalarının Eğilimleri -2-

Başlangıçtan itibaren gündemde olan, ekonomik yönden güçlü tek Avrupa ideali 1992 yılında Maastricht Zirvesi ile çok yönlü bir birliktelik niteliğini almıştır. Ekonomik ve toplumsal bütünlük için kilit sektörlerden biri olan ulaştırmanın bu aşamada özellikle önem kazanması doğaldır. Bu nedenle AB’de ulaştırmaya ilişkin yönlendirici politikaların geliştirilmesinin ve ulaştırma sistemindeki somut gelişmelerin 1990’ı izleyen yıllarda öne çıkmıştır.

Avrupa ulaştırma politikaları aşağıdaki gibi özetlenebilir:

a) Ulaştırma pazarlarının entegrasyonu ve tekellerin kaldırılmasının desteklenmesi, adil olmayan uygulamalardan kaçınılması,
b) Sınır geçişlerini kolaylaştıracak etkin lojistik ve çalışma imkanları yaratarak, kişilerin, malların, işleticilerin ve müşterilerin ulaşımına, dolayısıyla ekonomik ve sosyal refaha katkıda bulunarak Avrupa genelinde ulaşımda etkinliğin arttırılması,
c) Tüm ulaştırma sistemlerinin entegrasyon içinde kullanılması, yük taşımasında demiryolu, iç suyolu, kısa deniz taşımacılığı ve kombine taşımaya, ayrıca yolcu taşımasında toplu taşımaya öncelik verilmesi, 
d) Kullanıcılara, çalışanlara ve tüm topluma sosyal ve çevre açısından kabul edilebilir, güvenli bir ulaştırma ortamının sağlanması, ulaştırma güvenliğinin iyileştirilmesi ve bu amaca yönelik hedefler konulması,
e) Avrupa’da mevcut yasal düzenlemelerdeki farklılıkların azaltılması (harmonizasyon),
f) Ulaştırma sisteminin (altyapı, araç ve ekipmanlar, hizmetler ve işlemler) inşası ve işletiminin iyileştirilmesi,
d) Çevre duyarlılığının arttırılması, ulaşımdan kaynaklanan sera gazlarında azaltım.

Bu amaçlara, mevzuatın uyumlaştırılması, liberalleştirme ve harmonizasyon, çok türlü ulaştırmanın geliştirilmesi, altyapının geliştirilmesi ve entegrasyonu, yolcu taşımacılığında toplu taşımanın yaygınlaştırılması, akıllı ulaştırma sistemlerinin geliştirilmesi, sınır geçişlerindeki işlemlerin iyileştirilerek transit geçişlerin kolaylaştırılması gibi çalışmalarla ulaşılması öngörülmüştür. 

Karayolunun üstünlüğü…
AB’nin modlararası dengeyi sağlamaya yönelik politikalarına karşın, karayolu taşımacılığı halen üstünlüğünü korumaktadır. 2008 yılı itibarıyla AB sınırları içerisinde yapılan yolcu taşımacılığının yüzde 83,2’si, yük taşımacılığının ise yüzde 45,9’u karayolu ile yapılmaktadır. Karayolu taşımacılığının neden olduğu çevresel sorunlar ve karayolu güvenliği sorunları AB’nin gündemindeki yerini korumaktadır. Ulaştırma politikalarında çevre dostu politikaları özellikle merkezine alan AB, demiryolu taşımacılığına bu nedenle büyük önem atfetmektedir. 2008 yılı itibarıyla, demiryolu taşımacılığındaki oranlar yük taşımacılığı için yüzde 10,8; yolcu taşımacılığı için ise yüzde 6,3 civarındadır.

AB içi havayolu taşımacılığı, 2008 yılı itibarıyla yük taşımacılığında yüzde 0,1, yolcu taşımacılığında ise yüzde 8,6 civarında bir orana sahiptir. Denizyolu taşımacılığı 2008 yılı itibarıyla, AB içi yük taşımacılığında yüzde 36,6, yolcu taşımacılığında ise yüzde 0,6 civarında bir orana sahiptir. Öte yandan, toplam yük taşımacılığının yüzde 3,6’sı iç suyolu taşımacılığı ile yapılmakta olup, daha fazla kullanılması gereken bir potansiyele sahiptir.

Trafik güvenliği…
Ulaştırmadaki en önemli sorunlardan biri olan trafik güvenliğinde gelişmiş ülkelerde akıllı ulaşım sistemleri kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde akıllı ulaşım sistemleri konusunda A.B.D., Almanya, Britanya, Avustralya, Fransa, Güney Kore, İsveç, Japonya, Hollanda, Kanada ve Singapur’un öncü olduğunu, Brezilya, Çin, Tayland ve Tayvan’da ise önemli gelişimlerin ve yaygınlaşmanın kaydedildiği görülmektedir. ABD’de bu uygulamalar, 1960-1970 yılları arasında yol ve araç arası iletişimin sağlanması anlamında bir başlangıç kaydetmiş olup 1980’li yılların ortalarından itibaren kamu-özel sektör-akademi işbirliğiyle Mobility 2000 çalışmaları başlatılmıştır. Bu çerçevede 1994 yılında Ulaştırma Bakanlığı tarafından Amerika Akıllı Ulaştırma Topluluğu kurulmuştur. 2005 yılında kongre tarafından güvenli, hesap verebilir, esnek, etkin ulaştırma adalet yasasının kabulüyle birlikte, bu alandaki araştırma faaliyetleri için 2009 yılına kadar yıllık 110 milyon dolarlık bütçe sağlanmış olup bunun takibinde ABD Ulaştırma Bakanlığı verilerine göre eyaletlerde yürütülen ve ulusal düzeyde koordine edilmeyen 500 milyon dolar ile 1 milyar dolar arası yatırım söz konusudur. Ulaştırma Bakanlığı koordinasyonundaki akıllı ulaştırma sistemleri programı çerçevesinde akıllı araçlara, akıllı altyapıya ve ikisinin koordinasyonuyla akıllı ulaştırma gerçekleştirilmesine yoğunlaşılmaktadır. ABD’deki akıllı ulaştırma sistemleri bölgesel olarak düzey farklılıkları göstermekte ve henüz ulusal bir entegrasyondan bahsedilememektedir. 

Son teknolojinin yararı…
Avrupa Birliği’nin yüksek hızlı demiryollarını hızla inşaya devam ederken diğer taraftan da kentiçi ulaşım da metro hatlarını kusursuz bir şekilde işlettiğini ve her geçen gün bunları altyapı, filo ve akıllı ulaşım sistemler bağlamında son teknoloji ile güçlendirdiğini görmekteyiz. Avrupa genelinde, merkez Avrupa (Fransa, Almanya, İngiltere) başta olmak üzere modlar arası entegrasyonun çok güçlü olduğu, bir havaalanın içinden geçen bir metronun, kablolu sistemler v.b. mod bağlantıları ile direk şehiriçine ulaşım imkanı sağlaması, aynı şekilde limanlardan da demiryolu bağlantıları ile şehir içine erişim imkanlarının olduğu göze çarpmaktadır. 

Sürdürülebilirlik…
‘Sürdürülebilirlik’ kavramı; ‘Kentsel Dönüşüm’den, ‘Entegre ve Dengeli Bir Model Karaktere Sahip Ulaştırma Sistemi’nden ayrı düşünülemez. Burada ‘Sürdürülebilirlik’ kavramını; ‘insan odaklı, tasarrufu önceleyen, üretimi karakterize eden ve tüketimi dengeleyen’ bir yaklaşım olarak okuyabiliriz ki; buda ‘günümüzü aşan, ileriyi planlayan ve bunun içinde geçmişin kavrayışı üzerine ayağını yere sağlam basan’ bir bakış açısını beraberinde getirir. Bütün bunlarda; bir ‘süreklilik algısı’ gerektirir. Bu algıda; ‘geçmişi doğru okuyan’ ve bunun üzerine ‘sürekliliği olan bir perspektifin inşası’nı bizlere işaret eder. Bütün örnek Batılı Şehirler; bu bütünlüğün, sürekliliğin ve sürdürülebilirliğin örneklerini yansıtarak kendi ‘doğruları’nı ortaya koymaktadırlar. 
Hepinize, sağlıklı huzurlu mutlu bir hafta dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159