13.05.2020, 13:21

Umudu üzmüyoruz, hiçbir zaman!

Biri bizim, dünyaca tanınan, sevilen şairimiz Nâzım Hikmet, diğeri Filistinli çok tanınmış, çok sevilmiş bir şair Mahmud Derviş.

Her iki şair de umudu üzmemiş yaşamları boyunca… En çok da güzel günler için yazmışlar hep. Umutları benzer birbirine… Güzel günler görmek istemişler sadece ve sadece kendileri için değil, herkes için istemişler.

Şu zorlu korona günlerinde, eve kapanmışken, umudu üzmemek için şiir okuyorum sürekli.

Nâzım Hikmet’in “Memleketimden İnsan Manzaraları” en çok da Anadolu insanını taşıdığı için odama ve gerçekten Anadolu insanının gerçeğini anlattığı için benim başucu kitabım. 

“Bir yaz akşamı gibi inecek
Ağır, yeşil dalların ardından rahatlık.
Hastalar, kardeşlerim,
Biraz daha sabır, biraz daha inat.
Kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat.
Kapının arkasında dünya, dünya cıvıl cıvıl
Kalkacaksınız yatağınızdan, gideceksiniz.”

…diyen Nâzım Hikmet, tam da bu günleri anlatıyor. Siz de öyle düşünmüyor musunuz? Biliyorsunuz değil mi, arkasından da 

“Güzel günler göreceğiz çocuklar, 
güneşli günler göreceğiz 
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar 
ışıklı maviliklere süre-ceğiz 
Açtık mıydı hele bir son vitesi 
adedi devir
Motorun sesi
Uuuuuuuy çocuklar kim bilir ne harikûlâdedir 
160 kilometre giderken öpüşmesi...” 

dizeleri nasıl da umut yüklü, nasıl da güzel günlerin habercisi. 

Mahmud Derviş, bir mülteci olarak yaşadıkları Lübnan’da, karşılaştıkları zorlukları anlatıyor. Sesi o denli gür ve o denli güçlü ki, Uluslararası Nâzım Hikmet Ödülü’nü kazanmıştı o umut yüklü dizeleriyle.

Onu günümüze, günümüzün anlam ve önemine denk düşen şiiriyle anıyorum:

“Yapılacak işlerimiz var toprağımızda
Burada bizimdir mazi
Bizimdir hayatın ilk sesi
Bizimdir bugün, bizimdir gelecek
Burada bizimdir dünya ve ahiret”

Her iki şair de şiirlerinde geleceği de kucaklıyor. Umudu üzmemize izin vermiyor. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159