2014 çok kritik

banner113

TOF Başkanı Mustafa Yıldırım, 2013’ü değerlendirdi, 2014’e dikkat çekti:

banner114
ŞEHİRLERARASI 30.12.2013, 10:55 30.12.2013, 11:05 Taşıma Dünyası
2014 çok kritik
Ortak servise geçerek, ortak terminal ve toplama merkezi yaparak, bilet satışını mutlaka elektronik portal üzerinden yaparak sektörün sırtındaki ağır yükleri aşağıya indirmeliyiz. Sektör bu yükleri taşımaya devam ederse, yaşama şansını tüketecek. Bu gerçekten hareket ederek, 2014 yılı sektörün geleceğini belirleme yılı olacak.

Tüm Otobüsçüler Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Yıldırım, ulaştırma politikalarındaki değişikliğin sektöre olumsuz yansımalarının bulunduğunu vurgulayarak, “2013’ten 2014’e geçerken sektörün durumunu analiz ettiğimizde, 2013 geçmiş yılları aratan bir yıl oldu. Zannediyorum, 2014’te 2013’ü aratacak bir yıl olacak. Bunun açık nedenleri var; ulaştırma politikalarındaki yansımalar bizi olumsuz etkiliyor, etkilemeye devam edecek. Kısa mesafelerdeki hızlı demiryolları hatları ciddi bir aracı kapsama alanı dışına itti. Tabii, dışarıda biriken her araç Türkiye için bir sorun. Hem yatırımcılar, hem işleticileri hem Türkiye’nin kaynakları açısından ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. D2’de 33 bin araba birikmişti, 35 bin arabaya doğru gidiyor.  Artan rekabetle orada da verimsiz bir ortam doğdu. Tabii, bütün bu politikaları oluştururken, icraatları yaparken siyasetçilerin, bürokratların dikkat etmesi gereken en önemli husus; insan odaklı düşünmek ve sektör mensuplarımızın da bu ülkede hizmet yaptığını dikkate alınması, bu insanların mağdur edilmemesi, yaşayabilir hale getirilmeleri önemli. Yatırımlar açısından bakıldığında, ülkenin milli değerleridir” dedi. 

Otobüs işletmeciliği aşağıya iniyor 

Başkan Yıldırım, sektörün borç ödeyemez hale geldiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Sektör peşin vergi verdiği için kar edemiyor, kar edemediği için vergi üretemiyor; kendisi için kaynak üretemiyor, yaşam değerlerini oluşturamıyor. Giderek fakirleşen, giderek sefilleşen bir sektör haline geldik. Sektör borç ödeyemez bir durumda. Tabii, otobüsçüyü sadece otobüsçü olarak düşünmemek lazım. Otobüsçülük beraberinde birçok sektöre hayat veren bir can damarı gibi. Otomotiv sektörüne, hizmet sektörlerinin tamamına yeme içme gıda sektörlerine hepsinden önemlisi insana hizmet eden bir sektör. Tabii, Türkiye, otobüs işletmeciliğini zirveye çıkardı; şimdi ağır ağır aşağıya iniyoruz. Umarım bu düşüş hızlı olmaz. Dünyada en iyi otobüsçülük yapan ülke konumundan, hızla düşmek durumunda kalabiliriz. Kaynaklarını kötü kullanan, kendi iç sorunlarını halledemeyen sivil toplum örgütlerini dikkate almayan, hep yarınları beklerken, dünleri hayal eden ama yarınların çok daha kötü olacağını hesap edemeyen bir anlayış ile oldu bu. Kredi kartını hesapsız kullanmaya benziyor, sahip olmadığınız değeri harcıyorsunuz, otobüsçülük de aynen bunu yapmaya devam ediyor. 2013’te çözüm noktasını konuştuk, 2014’te bunları karara dönüştürerek yeni adımlar atılabilir.”  
Servisler sektörü boğuyor

Yıldırım, ücretsiz servis taşımacılığının sektörü giderek boğmaya başladığını belirtti: “Servise bir yılda ödediğimizin paranın yarısını hizmet olarak geri kesemiyoruz. Ücretsiz taşıma yapıyoruz, şehirler büyüdükçe servis talepleri artıyor, artan her talep 15 bin TL’lik ek maliyet getiriyor. Servis hinterlandı durmadan genişliyor. Firmalar bu konuda müthiş bir yarış içinde. Servis işi giderek sektörü boğan bir iş haline geldi.” 

Otogar çıkış fiyatları kontrol altında tutulmalı 

TOF Başkanı Mustafa Yıldırım, otogar çıkış fiyatlarının kontrol altında tutulması gerektiğini de vurguladı: “Türkiye’nin çeşitli yerlerinde açılan otogarlarla da kabul edilmiş bir durum var, sanki bugünkü fiyatlar tescil edildi ve kabul edildi. Hiç olmazsa 100 binlik, 200 binlik şehirlerde otogar fiyatlarının fahiş hale gelmemesi lazım. Bunlar tekel konumundaki yerler. Buraların mutlaka bir tarife ile kontrol edilmesi lazım. Çünkü otogarların 8-10 tanesi sektörün elinde, geri kalanın hepsi neredeyse belediyelerin elinde. Ulaştırma Bakanlığının bundan sonraki süreçte, bu alanı da kontrol altına alması lazım. Otogar, köprü, feribot, otoyol, bütün bunlarda geçiş üstünlüğü dikkate alınarak otobüslerde toplu taşıma özelliğinden dolayı hiç para alınmaması veya cüzi miktarda para alınması gerekiyor.” 
Şehirlerarası otobüs taşımacılığının toplu taşıma olarak görülmesi ve kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, “Bu anlayışı bürokrasinin de siyasetin de kabul etmesi lazım. Bu anlayışla birtakım ayrıcalıklar tanınabilir. Çünkü biz insan taşıyoruz, biz olmasak hayat durur. Sektör, 2015 yılında açılacak Ankara-İstanbul demiryolunun getireceklerini de mutlaka hesaba katmalı. Duble yolların yapılmış olması bizim için ulaşım konforu açısından çok büyük bir avantaj. Yolculuk konforu arttı, kaza riskleri azaldı. 2015 yılında, Körfez köprüsünün açılması ile Ege’de biraz daha canlılık olabilir. Entegre taşımacılığa geçiş demiryolu karayolu kombinasyonu, havayolu karayolu kombinasyonları, yapılmaya devam ediyor” dedi.

Hedef verimlilik 

Genel seçimler öncesinde sektörün, hedefi verimlilik olan bir mevzuat hazırlayarak taslak halinde siyasi partilerin önüne koyması gerektiğini de açıklayan Mustafa Yıldırım, “Seçimlerden önce hedefi verimlilik olan bu sektörün giderlerini minimize etme anlayışını mevzuat haline getirip akademik bir dille hukukçuların da görüşünü alarak, bütün kesimlere ulaşım temin eden, ulaşım talebi olan, ulaşımı yapan, içinde olan tüm aktörlerin fayda sağlayacağı bir mevzuat düzenlemesini, bir rapor halinde hazırlamamız lazım.

Kendi kaderimizi birilerinin iki dudağı arasına bırakırsak onların bize, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da, iyi şeyler yapmayacağını herkesin biliyor olması lazım. Bu anlamda, sektörün bu zor koşullar altında önce profesyonel kadroları sonra da sahipleri, yöneticileri, ortakları bir araya getirip herkesin daha fazla mutlu olabilmesinin formülünü üretmesi lazım. Bana göre, bu mümkün. Ortak servise geçerek, ortak terminal yaparak, toplama merkezi yaparak, bilet satışını mutlaka elektronik portal üzerinden yaparak, bir şekilde sektörün sırtındaki ağır yükleri aşağıya indirmesi lazım. Eğer sektör bu yükleri taşımaya devam ederse, kendisinin yaşama şansı kalmayacak. 

Bu gerçekten hareket edersek, 2014 yılı sektörün geleceğini belirleme yılı olarak karşımıza çıkacak. 2014 yılında sivil toplum örgütleri olarak sektörün beklentilerini faydaya dönüştürecek şekilde siyasetle ilişkileri düzenleyip mevzuat aralıklarını tamamlayıp önce birbirimizi ikna etmemiz lazım. Bana göre devletten beklediğimiz sadece düzenleme olmalıdır. Bu düzenlemeleri de kendi içimizde yapıp maksimum faydayı nasıl elde ederiz, kapasiteyi daha iyi nasıl kullanırız, daha iyi verimliliği nasıl sağlarız gibi konular üzerinde kafa yormamız lazım. Bu konuda bizim hazırlıklarımız var. 2014’ün bu anlamda önemli adımların atıldığı bir yıl olacağı inancımı koruyorum” dedi. 

YHT’de popülist fiyat sektörü bitirir 

İstanbul-Ankara hızlı tren hattında popülist fiyat uygulanırsa, “otobüsçülük tarih olur” uyarısında bulunan Mustafa Yıldırım şunları söyledi: “Bizim üç rakibimiz var artık. Uçak, tren ve özel otomobil. Bizim, coğrafyayı önümüze yatırarak, nerede uçak ve tren olmayacak, oralara yoğunlaşmamız gerekecek. Bu hatlarda birleşmelerin olması lazım. Sektör bu fiyatları taşıyamaz artık. Herkesin aklını başına alması gerekiyor. Doluluk oranlarının artırması lazım; aynı yörenin firmaları bir araya gelerek sefer sayılarını gözden geçirmeli. Bugün 30-35 kişi dolulukla para kazanılmadığını söylüyoruz. Bu şekilde firma para kazanamıyor, çalışanlar mutsuz oluyor. Maaşlar artmıyor. Beş senedir aynı maaşı alan insanlar var, oysa giderler artıyor refah seviyesi ve ekonomik çöküntü sektörü bir darboğaza doğru itiyor. Giderek fakirleşen bir sektör haline geldik. Bu gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Bu sektör artık bu kadar insana bakamaz. Sektör, üstündeki yüklerin yarısını bir kenara koymak zorunda. Buna göre geleceği tasarlamak lazım. Buna göre mevzuatları düzenlemek lazım. Siyasi partilerle görüşüp 2015’teki ulaştırma politikalarını bugünden belirlemek lazım. Aksi halde sektör hiç ilaç almayan, doktora gitmeyen, ölümünü bekleyen bir hasta durumunda.”

Komisyon otobüsçülüğü bitecek 

Otobüs satışlarının yüksek olmasının hayrete karşılanması gereken bir durum olarak açıklayan Mustafa Yıldırım, ikinci el birikimlerine dikkat çekti: “Bunun nedenlerinin ekonomik olarak çok iyi araştırılması gerekiyor. Neden ve kim alıyor, niye alınıyor otobüsler? Şehirlerarasında 8 bin otobüs var ve bu otobüslerin yüzde 50’si beş yaşından büyük. Firmalar beş yaşından büyük arabaları yeniliyorlar ama yarın ikinci el otobüsleri de satamayacaklar. İkinci el stokları birikti. Firmalar ikinci eli vermeden yeni araba alamıyorlar. Bu değişim beraberinde başka bir şeyi de getirecek. Belki obüsçülüğün alışkanlıklarını kökten değiştirecek yeni durumlar oluşacak: ‘benim otobüsüm bu; senden ayda bu kadar para alırım, sözleşme yaparsan seninle çalışırım’ denilecek. Komisyon otobüsçülüğü bitecek. Kar da zarar da firmaya yüklenecek, o noktaya doğru gidiliyor. Otobüsçülük sektörü kabuk değiştirecek. Şartlar, iki-üç yıllık kiralamalar dönemine itiyor. Firmalar belgelerindeki tüm taşıtların gelir ve giderlerinden kendileri bizatihi sorumlu olursa ve mal sahibine kiralama bedeli öderse o zaman seferler kısıtlanır. Çünkü zararına yapılan her sefer bilançoda gözükecek bu değişime ihtiyacı var. Bunu birbirimize çok iyi anlatıp ikna etmemiz gerekecek, aksi takdirde 2014, 2013’ten; 2015, 2014’ten çok daha kötü olacak. Ankara-İstanbul hızlı tren seferleri başladığında günde en az 6-7 bin yolcu kaybedeceğiz; bu da en az 200 sefer ve Ankara’ya çalışan 6 firmanın bütün seferlerinin iptali anlamına geliyor. 100 km üstü, 400 km altına ağırlık verilmesi lazım. Oraları hedef alıp iyi politikalar oluşturulması gerekiyor. Oralarda taşımalar var, ancak siz daha iyi olacaksınız. Pazar sıkışacak, orada kaliteli, kurumsal ve ucuz olacaksınız. Bundan sonra ‘ben kaliteliyim, onun için pahalıyım’ anlayışı bitti. Bu marj yüzde 20’yi aşamayacak; o da ancak yaz aylarında, kış aylarında bu bile mümkün olmayacak.”  ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159