Davul nerede, tokmak kimin elinde?

Genel boyuttaki, toplumu tümüyle etkileyen sosyal siyasal, ekonomik, ekolojik, hatta astrolojik sorunlar nedeniyle kendi mesleki, sektörel sorunlarımızı unuttuk. Göz ardı edilmemesi gereken, bu genel sorunların etkisinin mesleki, sektörel sorunlarımızın da belirleyicisi olduğu…

Türkiye’nin en örgütlü, en organize sektörü olduğumuzu herkes kabul ediyor. Her yerde derneklerimiz, her alanda federasyonlarımız var ancak hemen hepsi tabela örgütler. Hepsi sadece bekliyor, sorunlarını dile bile getiremiyor. Çünkü o örgütlülüklerin başındakiler belli partilerin sözcüsü ya da uygulayıcısı niteliğinde, kendi sorunlarının çözümünü sağlayacak niyetleri olsa da güçleri yok. Oysa hizmetten gelen güçlerini bırakın göstermeyi sadece seslendirseler bile çok şey değişebilir. 

Otobüsçü kendi gücüne güvenmeli…

Kuvvetler dengesi değişti(rildi)ğinden bu yana, haksız, hukuksuz, yasadışı hatta anayasayı bile çiğneyen uygulamalar yaşıyoruz. “Demoklesin kılıcı” herkesin tepesinde sallanıyor, ama korkunun ecele faydası olmadığını da görüyoruz. Öğretmenlerini isteyen lisesiler bile kendi çaplarında hak arayışında. Anayasal haklar bile engelleniyor, ama hemen her kentte, her mahallede insanlar haklarını aramak için ses çıkarıyor. Gazetecilerin engellenmesi, tutuklanması da bu yükselen sesi duyurmayı engelleyemiyor. 

Otobüsçü bunları görmüyor mu? Muhakkak ki, görüyor. Kendi haklarını kendilerinin istemesi ve alması gerektiğini anlamıyor mu? Tabii ki, anlıyor. Ancak birileri(!!!) onları tutuyor. Öyle olunca da, uçak biletiyle otobüs biletlerini kıyaslamaktan öte bir söz söylenemiyor. Otobüsçüler kendi aralarında bile bilet ücreti rekabeti yapmaktan alamıyor kendini. Rekabeti hizmet kalitesi üzerinden yapmaya başlasalar, sorunun uçak biletiyle kıyaslamaktan çok daha farklı nedenlerden kaynaklandığını görecekler. Kendi aralarındaki sohbetlerde, inanıyorum ki, kendilerini eleştiriyor ve kendilerini bağlayan duygu ve düşüncelerine kızıyorlardır. Birkaçına tanık da oldum, ama şimdi, şurada, şöyle demiştiniz desem asla kabul etmezler. Otobüsçü, kendi içine, kendine sorsun, verdiği cevap doğrudur.

Egemenlik kayıtsız şartsız…

23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş günü, yani demokrasinin ilk adımının atıldığı gün. Şimdi, aradan geçen 105 yıl sonra; mesleki, sektörel yeniden bir başlangıcın günü olmaması için hiçbir neden yok. Otobüsçü, hizmetten gelen gücünü gösterse ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel sorunlarının çözümünü sağlayabilir. Bakmayın, sorunları genel çerçevede sıraladığıma, istihdamdan, kaptan sorununa, yedek parçadan, akaryakıta, biletlemeden park sorununa, otoyoldan köprü ücretlerine, otogarlardan giriş çıkışlara, akla gelen ve gelmeyen tüm sorunların çözümüne giden yol açılabilir. Bunu, 23 Nisan hatırına, bugün hayata geçirmeliyiz. ■