Otobüsçülerin taleplerine bakış

Herkes işiyle, mesleğiyle ilgili iyileştirmeler yapmak ve/veya talep etmek zorundadır, yoksa başarılı olamaz. Bu işi bazen kendisi bazen de ilgili sivil toplum örgütleriyle birlikte yapabilir. Otobüsle yolcu taşımacılığında durum aynı. Zorluklar yaşayan sektörde çözüm aranması kaçınılmazdır. Otobüs İşletme Sahipleri Derneği (OİSD) de bu kapsamda 10 maddelik bir öneri hazırlamış. Bakanlığa sunmadan önce elime geçen bu öneriyi değerlendirmek istedim. Benim açımdan, başarı şansı ne kadar diye, bir değerlendirme yapmak istiyorum.

1- Ücret tarifeleri, iki ayda bir aynı anda hazırlansın

Çok öncelerde, ücret tarifesi kullanım süresi 4 ay idi; bu süre sonunda yeni tarife almayan, aynı tarifeyi 4 ay kullanmak zorunda idi. Bu 4 aylık sürede bir esneklik yoktu. Daha sonra 4 aylık süre korunsa da bu süre sonunda tarife almayanların istedikleri zaman yeni bir 4 aylık tarife alabilecekleri çözümü geldi. Burada 4 ay sonra tarife almak gibi bir zorunluluk yok. İsteyen daha sonra da istediği tarifeyi alabiliyor. Ancak yılda 3 tarife almak isterseniz her 4 ayda bir tarife almak zorundaydınız.

Şimdi tarife kullanım süresi 3 aya düşürüldü. Yılda 3 tarife alma hakkı verildi. Yani 3 ay bitince tarife almak gibi bir mecburiyet yok. Siz 3 aydan sonra gerekli gördüğünüz vakit, istediğiniz tarifeyi alabilirsiniz. Bence bu düzenleme önemli bir iyileşme ve imkân sağladı. Alınan tarifeden yüzde 30 indirim hakkı da düşünüldüğünde piyasaya göre tarife almak mümkün. Biraz yüksek tarife alıp bence yüzde 30 indirim yapmak, daha sonra da bu indirimleri azaltmak yoluyla piyasaya uyum sağlayabilirsiniz. Yetmediğinde yeni tarife alabilirsiniz.

Hal böyleyken, iki ayda bir tarife alınmasının ve herkese bunun dayatılmasının faydasını anlayamadım. Bir de herkesin aynı anda tarife alması nasıl sağlanacak? Bunların mevzuata ve serbest piyasaya aykırılığı bir yana, ne sağlayacak? Öneride herkesin aynı tarifeyi almasından söz edilmiyor. Bu olsaydı belki bir anlamı olurdu o da mevzuata ve serbest piyasaya aykırı olurdu.

2- Tavan fiyat yerine taban fiyat uygulansın

Taşıma Kanunu’nda hem tavan fiyatın hem de taban fiyatın uygulanmasına imkân var. Bunların uygulanması veya hangisinin uygulanacağı, belirtilen şartlara bağlı. Dolayısıyla, “tavan fiyat yerine taban fiyat uygulansın” denemez, ama gerekirse taban fiyatın uygulanması istenebilir. Bu da kanundaki şartların oluştuğunu anlatmakla mümkün olur. Üstelik bu geçici bir uygulama olup devam ettirilemez. Zaten açıklanacak taban fiyat bir süre sonra yetersiz kalır. Otobüsçüler de bunu beğenmez olurlar. Yenisi için tekrar gerekliliğini anlatıp yeni bir taban fiyat istenebilir. Kabul edilirse Bakanlık uygulamaya geçirir.

3- Komisyon yerine hizmet bedeli alınsın

Bu, herhalde acenteler veya yazıhaneciler için söz konusu olacak. Yolcu taşımacılığında komisyonculuk ve komisyon zaten yasak olup, komisyon alımından söz edilemez. Olsa olsa acente veya yazıhane payına komisyon denmesi söz konusu olabilir. Buna, isteyen hizmet bedeli de diyebilir. Bu bir şey sağlar mı? Önemli olan buna bir güvence getirilip, getirilemeyeceği… Bence hayli zor. Bu arada hizmet bedeli sisteminden ve oturtulmak istenen standarttan ne kast edildiği açıklanmalıdır.

4- Yeni hatların sınırlandırılması

Öncelikle belirteyim ki, mevzuatta Bakanlığa, buna ilişkin bir imkân tanınıyor, ancak devamlılık arz edecek şekilde değil. Belirli şartlar oluştuğunda bu geçici olarak mümkün. Bu arada bu sınırlama kime getirilecek? Halen çalışmakta olan firmaların yeni hat açmaları mı engellenecek, yoksa yeni kurulacak firmaların mı? Buna ilişkin açıklamada, yeni şirketlere bu hatların verilmemesi isteniyor. Bu da zaten hiç hatta olmayan firmanın hat alamaması yani taşımacılığa başlayamaması demektir. İlla sınırlama yapılacaksa yenilere değil, eskilere uygulanmalıdır. Bunun yanı sıra yeni hat alınmasa bile mevcut hatlarında yeni seferler açan eski firmalar da yine dolulukları düşürmez mi?

5- Biletsiz yolcu da şoföre ceza

Araçlarda biletsiz yolcu bulunmasından şoförlerin de sorumlu tutularak onlara ceza verilmesi isteniyor. Pek kolay değil. Şu da bilinsin ki, taşımacılar ve tüm işverenler çalışanların kusur veya suçlarından sorumludurlar. Şoförün suçunu taşımacı çekmek zorundadır. Onu cezalandırmak taşımacıya düşer. Biletsiz yolcu alan şoför ilk fırsatta işten çıkarılmalıdır. Mümkünse başka firmalarda da iş alamamalıdır.

6- Şehiriçi servislerin kaldırılması

Eğer Bakanlık bir düzenleme ile şehir içi servis sorumluluğu getirmiş olsaydı bu düzenlemenin iptali ile bu zorunluluğun kaldırılması mümkün olabilirdi. Ancak hiçbir mevzuatta böyle bir zorunluluk yok. Ücretsiz servisler tamamen taşımacıların kendi istekleriyle, rekabette üstünlük sağlamak için getirdikleri bir kolaylıktır. İsterlerse hemen bu hizmetten vazgeçebilirler. Başkalarının veriyor olması bu durumu değiştirmez. Ayrıca yolcular kendi lehlerine olduğu için memnun oldukları bu düzenlemenin kaldırılmasını isterler mi, tepkileri ne olur? Havayolu veya özel araca yönelmeleri, seyahatleri azaltmaları söz konusu olabilir mi?

7- Otogar çıkış ücret düzenlemesi

Taşımacıların şikâyette en haklı olduğu konu bu. Kalkış-varış ve indirme-bindirmelerde terminali zorunlu hale getirip tekel konumundaki bu işletmeleri ücret konusunda serbest bırakmak adalete sığmaz. Ancak istenen adil ve doğru ücret politikası nedir? Özel ve belediye terminalleri arasında fark olacak mıdır? Özel ticari terminal yapımı ve işletilmesi mümkün olmalı mıdır? Söylenecek çok şey var. Biraz bu konulara girerlerse memnun olurum.

8- Otobüsler de kargo (ticari!) taşınması

Ticari anlamda bunun yapılması otobüsçülere ek gelir getirebilir. Otobüslerin kapasitesi sayesinde kargo taşınması hızlı ve güvenli hizmet getirebilir. Ancak bunun olabilmesi için iki şart var… Birincisi, otobüs ile kargo türünden bazı yüklerin taşınmasına izin verilmesi. İkincisi, otobüs işletmelerinin kargo taşıma belgesi alması. Bunların ikisi birden sağlanmadan bu mümkün değildir. Belki yetki belgeli kargo taşımacılarının evrak ve benzeri küçük ve hızlı gitmesi gereken kargolarının yapılan anlaşma ile otobüsler eliyle taşınıp alıcıya ulaştırılması gibi bir ara düzenleme aranabilir.

9- Kurumlar arası iş birliği

Kalıcı, resmi bir iş birliği platformu yaratma hevesini yıllardır duyuyorum ve anlamıyorum. Siz derdinizi Bakanlığa iyi anlatın. Bakanlık çözüm için ihtiyaç duyarsa diğer kurumlarla görüşür, iş birliği yapar. Bu konuda Bakanlığı zorlamaya, adeta akıl vermeye gerek olduğunu sanmıyorum.

10- Asgari öz mal kapasitesinin arttırılması

Bunu isteyenler niye istediklerini pek anlatmıyorlar. Acaba istenen, küçük taşımacılar piyasadan çekilsin, yenileri piyasaya giremesin, piyasaya büyüklere kalsın mı? Böyle bir şey haklı olabilir mi? Bu doğru olursa küçük işletmeleri hep kapatıp sadece büyüklere şans vermek gerekmez mi? Mevcut asgari öz mal kapasitesi taşımacılık yapmak için yeterli midir, değil midir? Önemli olan bu sorunun cevabıdır. Kapasitesi düşük taşımacı bu işi yapabilecek yeterlilikte ise asgari kapasiteyi yükseltmeye hiç gerek yoktur.

Rekabet esastır

Karayolu Taşıma Kanunu’nda taşımaların serbest rekabet ortamında gerçekleşeceği belirtilmektedir. Bu değişmediği sürece hiçbir gerekçe ile buna aykırı düzenleme ve çözüm önerilemez, getirilemez. Siz mal ve hizmetlerinden faydalandığınız kurumların rekabetinden memnun değil misiniz? Onlarda da rekabet kaldırılıp veya azaltılıp yüksek fiyat ödemeye razı olur musunuz? Bunlara karşılık, “ama...” ile başlayan tüm açıklamalar geçersizdir. Yapılan önerilerden 5-6 tanesi doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti azaltmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle, benim açımdan, suya yazılmış yazı gibidirler. Bilirsiniz ki, ben ‘olmayacak duaya âmin’ demem. Yine bir sözüm vardır ki, ‘tekeden süt çıkmaz’. Bu nedenle rekabetin dışındaki konularda çözüm aranması ve iyileşme istenmesi yerinde olur.

Bu sözlerim ve düşüncelerim otobüsçünün durumunu anlamadığım şeklinde yorumlanmamalı. İstenirseniz öyle yorumlayın, bana da kızın ve aynı talepleri yapmaya devam edin.

30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyorum. ■