banner69

“İzmir'de Ulaştırma Bakanlığı'nın tek bir metre tüneli yok”

banner113

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, düzenlediği basın toplantısında kent gündemine ilişkin açıklamalar yaptı: Halkapınar Otogar Metrosu 8 sene önce Cumhurbaşkanlığı yatırım planına alındı. Fakat 8 senedir iz bedelle geçiliyor. İzmir'de Ulaştırma Bakanlığı'nın tek bir metre tüneli yok. İzmirli bu çağdaş ulaşım aracından mahrum mu kalacak? Finansman kaynağı yaratıyoruz ve biz yapıyoruz”

banner114
“İzmir'de Ulaştırma Bakanlığı'nın tek bir metre tüneli yok”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, son günlerde yoğunlaşan dezenformasyon faaliyetleri ve belediye hizmetlerini sekteye uğratmayı amaçlayan kararlar nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Başkan Soyer, Harmandalı Çöp Depo Alanı ve ihtiyaç duyulan mezarlık alanlarına ilişkin uygulamalar başta olmak üzere kent gündemindeki konularla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Toplantıya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri de katıldı.

Türkiye’deki ekonomik krizin giderek derinleştiğine dikkat çekerek sözlerine başlayan Başkan Tunç Soyer, çok ağır koşullara rağmen yüksek kalitede hizmet etmeye devam ettiklerini vurguladı. Başkan Tunç Soyer, “Göreve geldiğimizde Büyükşehir'in 650 milyon Euro civarında borcu vardı. Bunu 4 buçuk senenin sonunda 550 milyon Euro’ya indirdik. Ancak hikaye böyle değil. Borcumuz dört misli artmış görünüyor. Döviz kurunu biz belirlemiyoruz. Bizim yaptığımız borcumuza sadık kalmak ve geri ödemeye çalışmak. Ancak biz geri ödüyoruz, borcumuz büyüyor. Neden dış borç arayışı içerisindeyiz? Çünkü Hazine'den aldığımız pay ile İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesini oluşturuyor ve bütün yatırımlarımızı bununla yapıyoruz. Ancak hükümetimiz raylı sistem yatırımları, arıtma tesisleri yatırımları, içme suyu yatırımlarına girmiyor. Halkapınar Otogar Metrosu 8 sene önce Cumhurbaşkanlığı yatırım planına alındı. Fakat 8 senedir iz bedelle geçiliyor. İzmir'de Ulaştırma Bakanlığı'nın tek bir metre tüneli yok. İzmirli bu çağdaş ulaşım aracından mahrum mu kalacak? Finansman kaynağı yaratıyoruz ve biz yapıyoruz” dedi.

“Hükümetin metronun parasını aktarması lazım”

Buca Metrosu'nun sadece İzmir tarihinin değil Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılan en büyük kamu yatırımlarından biri olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, şunları söyledi: “4 sene ödemesiz dönemde inşaatı bitiyoruz. Kalan dönemde zaten işletmeye alınan sistem kendi kendini geri ödüyor. Devletin, belediyenin ve vatandaşın cebinden para çıkmadan bu yatırımı İzmir’e kazanıyoruz. Bütün bu ekonomik kriz içerisinde biz 'Acaba Buca Metrosu'nun parası ne olacak' diye bir telaş içerisinde değiliz. Çünkü kurduğumuz konsorsiyum ile o para yatıyor. Hak edişlerle iş yürüdükçe firmaya parası ödeniyor. Ancak Narlıdere Metrosu’nda durum böyle değil. Narlıdere Metrosu'nun yüzde 95'i tamamlandı. Neredeyse bitti. Kalan son 30 milyon Euro, Mart ayında geldi. Büyükşehir Belediyesi'ne aktarılması lazım. Ama yapmıyorlar. Hiçbir şey istemiyoruz. Kefalet, teminat, taahhüt istemiyoruz. Banka yatırım programında olan bir projeyi tamamlamak için hakkımız olan meblağı göndermiş. Bunu hükümetin aktarması lazım. Aktarmıyor. Talep ediyoruz. Cevap yok. Geçenlerde AK Partili arkadaşlarımızdan rica etmiştik. Birlikte Ankara'ya gidelim dedik. Bakanlıklara birlikte gidip taleplerimizi anlatalım dedik. 'Tabii' dediler ama bugün itibari ile bir geri dönüş yok. Asla şikayet etmek değil derdim. Biz bu hikayeyi sürdürmeye devam edeceğiz. Yeni metro hatları, yeni arıtma tesisleri yapmayı sürdüreceğiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu yangın ortamında, ekonomik kriz ortamında dimdik ayakta olan bir kurum. Bütün bu yatırımlarına tereddütsüz devam edecek. Kimsenin kuşkusu olmasın. Sapasağlam ayaktayız. Bütün engelleme çalışmalarına rağmen en kaliteli hizmeti vermeye devam ediyoruz” diye konuştu.

“Çelmelerden bahsetmem lazım”

Harmandalı Çöp Depolama Alanı ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, “Burada bir parça çelmelerden bahsetmem lazım. 2018’den önce İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bergama, Ödemiş, Urla, Menderes ve Çiğli Harmandalı’nda, yani 5 noktada çöp atık bertaraf tesisi kurulmasıyla ilgili bir mutabakata varıyorlar. Harmandalı'nda var olan ve vahşi depolama alanı diye tabir edilen bölgeye 9 ilçeden çöp götürülüyordu. Sonra değişen mevzuatla 30 ilçenin atığının İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bertaraf edilmesi bekleniyor. Sadece Harmandalı yeterli olmayacak, diğer 4 noktada da bu tesislerin kurulması gerektiğine karar veriliyor. 2018’de 5 noktada atık bertaraf tesisi kurulması mutabakatına varıldıktan sonra ne oluyor? Çiğli Harmandalı’nda çok sağlıklı bir atık bertaraf süreci başlatılıyor. Elde edilen elektrikle hem İzmir Büyükşehir Belediyesi ciddi gelir elde ediyor, hem bölgede 90-100 bin hanenin elektriğini karşılayacak bir elektrik üretimi söz konusu. Fakat bölgede bir de heyelan tehdidi ortaya çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi bölgedeki heyelanın incelenmesini talep ediyor. Bu inceleme devam ediyor. Görünen o ki; bu heyelan oradaki arıtma tesisi nedeniyle ortaya çıkan bir şey değil. Çok daha eski jeolojik dönemlere giden, bir kitlenin hareketi söz konusu. Bu bilgi bizim oradan vazgeçmemize yeterli oldu. Ve dolayısıyla bilimsel çalışma devam ederken biz Harmandalı’yı terk etme kararı verdik. 2024’ün sonunda burayı kapatıp 2025’te orada çöp depolama atık bertarafını sonlandırmayı planlıyoruz” dedi.

“Harmandalı’yı 2024’ün sonunda kapatıyoruz”

Bu arada İzmir’in nüfusunun 4 buçuk milyona çıktığını belirten Başkan Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “Dolayısıyla en az 4 ayrı noktada atık bertaraf tesisine ihtiyaç var. Bergama ve Ödemiş’teki çalışıyor. Bergama bin ton, Ödemiş’teki bin 200 ton kapasiteyle çalışıyor. İzmir’in toplam çöpü 4 bin 500 ton civarında. Bu iki tesis toplam 2 bin 200 ton civarında atığı bertaraf ediyor. Fakat Harmandalı’yı kapatacaksak başka bir şeye ihtiyaç var. Menderes ve Urla’da da bertaraf tesislerine ihtiyaç var. Urla ve Menderes’te ne oluyor? Urla’da öngörülen alan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü tarafından reddediliyor. Urla Uzunkuyu eski taş ocağı atık sahası da uygun bulunmuyor. Dolayısıyla Urla’da durduruluyoruz. Gelelim Menderes’e. Üç yıl önce başlatılan uzun soluklu bir yolculuk var. Orman Genel Müdürlüğü’nden ön izin tahsisi alınıyor. Arkasından 13 kurumdan olumlu görüş alınıyor. İl Mahalli Çevre Kurulu’nda bunlar onaylanıyor. Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na fizibilite raporunu sunuyoruz. Bu rapor ÇED başvurusunun önünün açılmasına yol açıyor. ÇED sürecinde kurumların görüşleri alınıyor. Bu aşamada Gıda Tarım İl Müdürlüğü görüşünü olumlu olarak veriyor. Ve fakat sonra görüş değiştiriyor. Bilmiyoruz. Yer değişmedi, mevzuatta bir değişiklik yok. Fakat sonrasında değiştiriyorlar. Üçüncü yılın sonunda geldiğimiz nokta şu; İl Tarım Orman Müdürlüğü’nün olumsuz görüşü nedeniyle Menderes’te de imalata başlayacak noktaya gelemiyoruz. 3 yıllık ÇED sürecinin dolmasına bir ay kaldı. Vali Bey’imizden bir talepte, ricada bulunduk. ‘Sayın Valimiz durum bu, burada İl Tarım Müdürlüğü’nün önceki görüşüne dönmesi lazım ki biz Menderes’te imalata başlayabilelim’ dedik.”

“Bugün değilse de bir gün bu kamu zararını yaratanlardan hesap sormak lazım”

“Harmandalı’yı zaten biz kapatmaya kararlıyız” diyerek bu konudaki kararlılığına bir kez daha vurgu yapan Başkan Soyer, “Menderes, Urla’da izin vermiyorsunuz, Bergama’da kapasiteyi artırmamız lazım, izin vermiyorsunuz. Peki, biz ne yapacağız? İzmir Büyükşehir Belediyesi ne yapacak? Çöpü nerede bertaraf edeceğiz? 2007’den beri talep ettiğimiz yerlerin hepsiyle ilgili olumsuz görüş vermiş. Bir yer bulup ÇED sürecini tamamlamamız 3 yıl. Şimdi 2 ayrı nokta daha buldu arkadaşlarımız. Süreçleri başlattık. Ama 3 yıl. Harmandalı’yı kapattık. Bergama’da büyütme iznini vermediniz. Menderes’te, Urla’da izin vermediniz. İzmir nüfusu bir yandan artıyor. Bunlar olmadığı için 90 tırla her gün 18 bin kilometre yol yaparak yılda 500 milyon lira bedel ödeyerek çöpü tesislere taşıyoruz. Bir; bu İzmirlinin, hepimizin parası değil mi? İki; bu kamu zararı değil mi? Bugün değilse de bir gün bu kamu zararını yaratanlardan hesap sormak lazım. Bu, çoluk çocuğumuzun rızkıdır. 90 tır değil de 10 tırla bu işi yapsak, 18 bin kilometre değil de bin kilometre ile yapsak, 500 milyon lira değil de 50 milyon lira giderle yapsak iyi olmaz mı? Niye bunu bize çok görüyorsunuz? Niye bu hakkı İzmir’den alıyorsunuz? Biz 90 değil 100 tırla da taşımaya devam ederiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gücü buna yeter ama yazık. İzmir’e, parasına yazık” dedi.

“Çözüm önerdik diyenlerin önerdiği şeyin çözüm olmadığı çok açık ayan beyan ortada”

Harmandalı’nın yerine Yamanlar’ın önerilmesini değerlendiren Başkan Soyer, “Yamanlar 144 hektar bir alan, 72 parsel özel mülk... 2014-2019 arası sürmüş davalar. 5 yıl orada Mahalli Çevre Kurulu’na açtığımız davayı kaybetmişiz. Oradaki kamulaştırma çalışmalarına, parsel maliklerinin mülklerini satın alma yönüne gitmiş olsaydık, belki bir 10 sene daha uğraşıyor olurduk. Çözüm önerdik diyenlerin önerdiği şeyin çözüm olmadığı ayan beyan ortada” diye konuştu.

“Mezarlık yeri neden verilmez?”

Başkan Tunç Soyer, kentte mezarlık alanlarına ilişkin yaşanan sorunlara da değindi. Soyer, şunları söyledi: “Her yıl 200 bin metrekarelik mezarlık alana ihtiyaç var. Biz 7.7 milyon metrekarelik bir mezarlık alanı ile ilgili bakanlıklardan talepte bulunduk. Yaklaşık 260 bin metrekarelik alan ile ilgili mahkeme kararı olmasına rağmen tahsis edilmeyen alanlar var. Buralar rant kapısı değil. İnsanın en doğal hakkı öldüğünde defnedilmek. Neden yıllarca bunları bize tahsis etmiyorsunuz? Bu nasıl bir ruh hali? CHP'li belediye başkanı olduğumdan dolayı beni cezalandırmak için İzmir'i neden cezalandırıyorsunuz? Neden mezarlık yeri verilmez? Vatandaş olarak anlamak mümkün değil.”

İzmir İtfaiyesi'nin kadro sorununa dikkat çekti

İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'nın eksik personelle çalıştığını, bu alanda da talepte bulundukları halde sonuç alamadıklarını açıklayan Başkan Soyer, “Norm kadro yönetmeliğine göre kentin nüfusu göz önüne alınarak bin 540 itfaiye memuru çalıştırmamız lazım. Bizim şu anda çalışan personel sayımız 684 kişi. Aradaki fark 856. Anayasa'ya göre bu hak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda. Bir yıldır kadro açmıyor. Neden açmıyorsunuz? İtfaiyecinin maaşını biz veriyoruz. İzmir'in ihtiyacı var. Kuralı hükümet olarak siz koymuşsunuz. Talep ediyoruz. Neden vermiyorsunuz? Üstelik merkezi sınavla. Kendi yandaşlarımızı koyalım diye bir arayış içerisinde değiliz” dedi.

“Çocukların fındığına, üzümüne neden izin vermiyorsunuz?”

12 Haziran'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektuba değinen Başkan Soyer, “Engelli çalışmalarında kullanılmak üzere engelli vatandaşlarımızın iletişim bilgilerini istiyoruz. Bu hükümette, bakanlıkta. Vermiyorlar. Bir yılı geçti. 100 tane elektrikli otobüs alacağız, yazımıza cevap vermiyorlar. Fransız Kalkınma Ajansı'ndan kaynağı bulduk. Yatırım planına alınması için sadece izin vermeleri gerekiyor. Yok. 6 tane elektrikli yolcu gemisi alacağız. Yatırım planına alınması lazım. Talebimiz o. Yok. İlkokul çocuklarının beslenme çantalarına 20 gram fındık ve 50 gram kuru üzüm paketleri koymak istiyoruz. Bir yılı geçti, izin vermiyorlar. Çocukların fındığına, üzümüne neden izin vermiyorsunuz? Gerçekten akıl alacak gibi değil. Bunlar bir yakınma veya şikayet olarak algılanabiliyor. Şikayet için paylaşmadım. Sadece bilinmesi lazım. İzmirli bilsin istiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak çalışıyoruz. Kimsenin kaygısı, endişesi olmasın. Bütün bu koşullarda en büyük yatırımı yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Temennimiz kördüğüm olmuş meseleleri beraber çözelim”

Başkan Soyer, toplantının sonunda sorulara cevap verdi. Çözülemeyen meseleler için kamu kurumlarının işbirliğinin önemine değinen Başkan Soyer, “Gönül istiyor ki hükümet, bakanlığımız, kamu kurumları el ele versinler, bu meseleleri beraber çözsünler. Bizim belediye olarak tabii ki çözümlerimiz var. Bizim temennimiz, arzumuz el birliğiyle bu kadar tıkanmış, kördüğüm olmuş meseleleri beraber çözmek. Çünkü İzmir’de belediyecilik öyle bir iş ki kimseyi dışarıda bırakmadan, herkesi kucaklamanız gerekiyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. O nedenle birlikte çalışmaya ihtiyacımız var” dedi.

“Türkiye’nin hiçbir şehrinde böyle bir çalışma yok”

İzmir’in geleceğine yönelik çok ciddi ve stratejik kararlar alındığını duyuran Başkan Soyer, “Halk Konut’ta 5 ayrı noktada kurduğumuz kooperatiflerle inşaatlar devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni organizasyon modelini de oluşturduk. Kentsel Dönüşüm daire başkanlığını Deprem Dairesi bünyesinde birleştirdik. Umudumuz tazelendi. Geleceğe çok daha sağlam adımlarla yürür vaziyetteyiz. Kentsel dönüşüm konusunda çok daha büyük adımlar atmaya yaklaştık. Biz aslında başka bir çalışmayı sürdürüyoruz. İzmir’in kırmızı hatlarını belirliyoruz. Fay hatları, sulak alanlar, doğal sit alanları, tarihi alanlar ve tarım alanları… Bu 5 kırmızı çizginin üst üste oturtulmasıyla bu şehrin önümüzdeki dönemde nereye doğru büyümesi gerektiğine, nereye doğru yapılaşması gerektiğine dair çok stratejik kararlar alıyoruz. Kentsel dönüşüm için yepyeni bir ufku İzmirlilerle paylaşıyor olacağız. Türkiye’nin hiçbir şehrinde böyle bir çalışma yok. İzmir bunu yapıyor ve önümüzdeki günlerde bu şehrin çok daha uzun süreli gelecek vizyonu için çözümlerimizi paylaşacağız” dedi.

“İzmir bu memleketin lokomotifi olmaya devam edecek”

İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak tüm engellemelere rağmen İzmirli vatandaşları mağdur etmeyeceklerini söyleyen Başkanı Tunç Soyer, “İzmirlinin beklediği ne varsa hepsini yerine getirmeye devam edeceğiz. Yayımlanan tasarruf genelgesi var. Bizim önümüzü kesmek için başka enstrüman bulamadılarsa, bunu da kullanırlar. Biz har vurup harman savuran bir belediye değiliz. Bir tane örnek vereyim. Tarkan konseri yaptık. Çok büyük paralar verdiniz diye eleştiri geldi. Biz de ekonomik etki analizi yaptırdık. Tarkan konserinin İzmir ekonomisine etkisini araştırdık. En az 100 milyon lira sadece o gün İzmir esnafına ekstra bir gelir yaratılmış. Biz bütün bu koşullara rağmen dış borcumuzu da gününde ödemeye devam ediyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşu üzerinde notumuz AAA olarak devam ediyor. Bu kadar engellemelere rağmen o yatırımların her birinde somut adım atıyoruz. Biz tasarruf konusunda 'Aman tasarruf et' denilecek en son belediyeyiz. Kime söylenmesi gerekiyorsa ona söylesinler. Bize söylemesinler. Çok sıkıntılı günlerden geçiliyor ama kimse enseyi karartmasın. İzmir bu memleketin lokomotifi olmaya devam edecek. En başarılı çözümleri ortaya koymaya devam edecek. Kim ne kadar çelme takmaya çalışırsa çalışsın, kim ne kadar engellemeye çalışırsa çalışsın İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kurumsal kapasitesi mükemmeldir” diyerek sözlerini tamamladı.

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159