Servis oda başkanları konuşuyor

banner113

İstanbullu servisçilerin 11 Mayıs’ta Kazlıçeşme’deki eylemine birçok ilde hizmet veren servis taşımacısından yoğun destek geldi. Etkinliğin öncülüğünü yapan İSAROD Başkanı Hamza Öztürk, eylemi ve etkilerini gazetemize yorumladı. Ayrıca Bursa, Ankara, Trabzon, Eskişehir oda başkanlarının görüşlerini aldık. Katılımın yoğun olduğu eylemde tahdit için her taşımacı sadece bir imza koyabilmek kaydıyla tam 7950 imza toplandı.

banner114
MESLEK KRL 20.05.2013, 11:55 20.05.2013, 14:57
Servis oda başkanları konuşuyor

Erkan YILMAZ / Taşıma dünyası

İSTANBUL

İSAROD İstanbul Umum Servis Araçları Esnaf Odasının Başkanı Hamza Öztürk: Ticaret Odası karşı 

Biz, bütün esnaf arkadaşlırım, plaka tahdidi ile teneke parçası 300-500 bin lira olsunun peşinde değiliz. Ticari taksi değiliz ki biz. Eğer adam gibi çalışmazsak, isterse plakamız 1 trilyon olsun, arabamıza kimse binmez. Ama ticari takside minibüste bu iş böyle değil. Yolda ne bulursa onu alır; biz ise tam tersiyiz. Bizim en azından bir yıl boyunca taşıyacağımız insan ve gideceğimiz adres değişmez. Onun için bizim içimizde eğer bu işi sevmeden yapan varsa, plaka trilyon olsa kimse ona iş vermez. Plaka tahdidi konusunda Ticaret Odasının düşüncesini çok net biliyoruz. Elimizde belgeleri var: ‘Ticaret Odasının Büyükşehir Belediyesine vermiş olduğu plaka tahdidi İstanbul’da uygulanmasın, hatta Türkiye genelinde uygulama varsa tamamı iptal edilsin’ şeklindeki görüşünü belge olarak size vereyim. Biz sermaye düşmanı değiliz. Bizim de 3-5 tane arabamız var. Ama biz adil ve kanaatkar bir şekilde uygulamalar yapalım istiyoruz. 

Satır vurulacak, girişlerin önü kesilecek

Plaka tahdidi yasası verilme usul ve esasları var. Şimdi bir defa değirmenin suyu baştan kesilecek. Buradaki amaç sadece sayı sınırlaması değil. Servisçiyi daha iyi seviyeye getirebilmek, gerekli eğitimleri verebilmek, daha nitelikli denetim için sonuç almak zorundayız. Bunun da tek yolu, plaka tahdidi. 

Tahdit araç kalitesini düşürmez

Plaka tahdidi araba kalitesini düşürür mü? İstanbul’da 2012 yılı yaz dönemi itibariyle değişen araç sayısı 1100. Servis aracı sayısı 41 bin. Ankara’da servis aracı sayısı 7 bin. Orada değişen araba sayısı 1700. Şimdi böyle bir oranı tespit ettiğiniz zaman plaka tahdidi nasıl bir kalitesizlik getirebilir ki. Plaka tahdidi olduğu zaman hayatın idamesini esnafın üzerine kurmuş adamlar piyasadan çekilecekler. Sizin gazetenizde açıklaması vardı: ‘plaka tahdidi olursa İstanbul’u terk ederim’ diyordu; kimseyi zorla tutmuyoruz. Sözleşmelerde esnafın lehine bir madde bile gösteremezsiniz. ‘Tahdid istemiyoruz, ama karşı da değiliz’ diyenlere sesleniyorum: böyle bir şey yok. Yapılan sözleşmeler sürekli tek taraflı yapılıyor. Esnaf şunu yaparsa bu kadar ceza, bunu yaparsa bu kadar ceza. Peki, esnafın hakkını alamadığı durumlar için ne var, bir yaptırım söz konusu mu? Her arabadan 10 bin liralık senet alıyorsun; peki, esnafa verdiğin güvence ne? Senedim elinde, sigortam elinde, param elinde. Ne verdiler bize? Güvencemiz yok. Bizi kimse, boşuna sevmiyor. 

Satılamaz, devredilemez olsun 

Biz plaka tahdidi olsun, ondan sonra azalım, tozalım derdinde değiliz. Büyükşehir Belediyesine, bizzat söyledim; plakayı sosyal güvence olarak bize verin, altına da ‘satılamaz, devredilemez’ kaydı koyun. Bizim göz boyamak gibi niyetimiz yok. Bu esnafın yarını yok. Bu insanların artık dayanacak gücü kalmadı. Bunu duyurmak istedik.

Engelli dönüşümü 

Ağustos’ta kriz çıkmayacak, inşallah bizim talebimiz doğrultusunda, hangi arabada ihtiyaç varsa onda olacak. Çünkü şu anda böyle bir araç üretimi yok. Araba yok. Hatlı minibüsler için yaptıklarını söylediler. Ruhsatlarına otobüs yazdılar. Hatlı minibüste de kullanılamıyor. 
Hangi kurumda, ne kadar öğrenci veya personelin sağlam veya engelli olduğu belli. Engelli sadece tekerlekli sandalyede giden değil ki, gözü görmeyen de, kulağı duymayan da engelli. Az görenin, az duyanın, yavaş yürüyenin araca binip inmesinde bir sıkıntı yoksa engelli donanımına ne gerek var? Biz engelli ayrımını mutlaka koymak durumundayız. Benim çalıştığım okulda, iş yerinde eğer gerçek manada tekerlekli sandalyeyle binmesini gerektiren bir ihtiyaç varsa, bunu esnafa dahi bırakmayız biz. Sonuna kadar da destek veririz bu işe. Ama çalıştığı okulda engelli çocuk yok, engelli personel yok. Ama engelli donanımı zorunlu -ya piyango çıkarsa- böyle bir uygulama olmaz. Bu ülkenin ekonomisi, her esnafa 13 bin liralık bir külfeti kaldırmaz. Kaldırdığını varsaysak da böyle bir üretim yok. Var olduğunu söylediler, gittik baktık: TSE belgesi yok. Sektör olarak bizim çalışma alanlarımız belli. Bunun için bizim dediğimiz şu; ne kadar ihtiyaç o kadar donanım.

Tahditli plaka düzenlemesi değişecek

Belediye sınırları içerisindeki, tüm taşımacılıkları Büyükşehir Belediyesi organize eder. D2 belgesi İstanbul için değil ki. Birileri para kazanacak. Birileri çok belge satacak diye, biz belge alamayız. Okul servis aracını D2 belgesine kaydettirmiyorlar. Gerekçe ne: okul taşıtının ‘dur’ levhası var. Söktüm levhayı, lambası yanmıyor. Yanlış uygulamaların hepsi gözden geçirilecek. 

BURSA

Bursa Servis Aracı İşletmecileri ve Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı Sadi Aydın
İstanbul Umum Servis Araçları Esnaf Odasının sonuna kadar yanındayız; çünkü haklı talepleri, haklı gerekçeleri var. Esnafımızın kendi nam ve hesabına ait ticari taşıtları ile başkaları tarafından sömürülmesine bugün ‘dur’ deme günü. Bu organizasyonu başlatan Sayın Başkan ve değerli yönetim kurulu üyeleri ile onlardan desteğini esirgemeyen değerli esnafımıza çok teşekkür ediyoruz. Biz de Bursa olarak sonuna kadar kendilerinin yanındayız. 

Tahdit korsan sorununu çözer

Bursa’da ‘korsan yasası’ ile hiçbir sıkıntımız yok, aksine biz o yasayı istiyorduk zaten. Sanırım İstanbul’da tahdit olmamasından kaynaklı bir problem yaşanıyor. Ama tahditle beraber o sorunları yaşamayacaklarını kendileri de görecekler.

KDV tevkifatında hemfikiriz

KDV tevkifatı komisyoncuların önünü kesmek için yerinde bir uygulama. Sadece Başkanımızın, “Biz yüzde 18 ödüyoruz, bize yüzde 9 ödeniyor” şikayetinde hemfikiriz. Bu konunun çözümü noktasında da birlikte hareket ediyoruz. Bundan 20 gün önce G-8 zirvesi için Bursa’ya gelen Maliye Bakanı ile bu konuyu görüştük. Olumlu desteklerini de alacağız, ama burada asıl vurgulanması yapılması gereken nokta; karayolu taşımacılığı da yapan büyük şirketlerin bünyesinde, deniz ve hava taşımacılığı faaliyetin de olması. Onların ÖTV’siz yakıt alımı söz konusu. Bu durum haksız rekabet ortamı yaratıyor ve esnafımız bundan büyük sıkıntı duyuyor. Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, haksız rekabete neden olan o sahanın denetleneceğine söz verdi. ÖTV’siz yakıt alan firmaları GPRS sistemi ile takibe alacaklarının müjdesini verdi. Bu, sektörümüzün önünde ciddi bir kamburdu, ortadan kalkması sektörümüze, hem sosyal hem de ekonomik açıdan büyük bir katkı sağlayacak.

ANKARA

Ankara Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Tuncay Elmadağlı: Tahdidin çözümü olumlu yansır  

Bütün Türkiye olarak İstanbullu servisçi arkadaşlarımıza destek veriyoruz. Birçok ilimiz burada, Antalya, İzmir, Kocaeli burada. Diğer illerimizden de arkadaşlarımız burada. İstanbul’a, destek vermeye geldik. İstanbul’un tahdit konusunun çözülmesini istiyoruz. Çünkü İstanbul’un tahdit konusu çözüldüğünde, Türkiye’deki birçok sorunun çözüleceğine inanıyoruz. Başkanımın oradan bahsettiği konulara katılmamak mümkün değil zaten. Yanındayız, destekliyoruz. İnşallah hayırlısı olur.

İZMİR

İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hasan Basri Bostancı: Servisçi esnafının ayağa kalkışı

Bu sesleniş, bu ayağa kalkış yalnız İstanbul servisçi esnafının değil, Türkiye’deki servisçi esnafının ayağa kalkışıdır. Plaka tahdidi hem korsan taşımacılığı önleyecek, hem fiilen çalışmakta olan şoför esnafının hak ve menfaatini koruyacak. Ayrıca İstanbul’un trafik sorununun çözümüne de büyük bir katkı sağlayacak. Servis plakasına tahdit ile bağını bahçesini satarak metropole gelenlerin araç kirliliği yaşatmasına da müsaade edilmeyecek.  Esnafın daha kontrol edilebilir ve tespiti mümkün araçlarla çalışması taşımacılıkta çıtayı yükseltecek, kaliteyi getirecek.

Tahdidin geldiği bütün illerde, tahditten önceki araçların yaş ortalaması, 15-20 iken tahdidin gelmesiyle yaş ortalaması 5-6’ya kadar çıktı. Bu durum mesnetsiz iddiaların gerçekleri yansıtmadığının bir göstergesi. Tahdit ile, kazasıyla belasıyla cezasıyla bu işi yapan, alın teri akıtan gerçek esnafın hak ve menfaati korunacak. Türkiye’nin geleceği için çok önemli olan geç kalınmış kararın bir an önce alınmasıyla İstanbul’un Türkiye’ye örnek olacağını düşünüyoruz. 

Biz servisçiler, bugüne kadar birlik beraberlik içinde hareket ettik. Bundan sonra da birlik beraberliğimiz artarak devam edecek. Biz esnaf odaları olarak gerçek servisçi esnafının temsilcisiyiz. Biz, esnafın sırtından geçinen, oturduğu yerden para kazanan aracı olmadan araç kiralayarak bu taşımacılığı yapan yani çoban üzerinden kurban kesenlerin karşısındayız.

ESKİŞEHİR

Eskişehir Servis İşletmecileri Odası Başkanı Taşkın Tırpan: Tahditle fiyatlar yükselir dedikodusu 

Bizleri duygulandıran bir toplantıydı. Katılım çok yüksekti, beklenenin de üzerindeydi. Esnaf ekmeğine, mesleğine sahip çıksın yeter ki, bizler onlar için her şeyi yaparız. Eskişehir’de tahdit uygulaması var. Genel anlamda yaşadığımız sorunlar ortak ama tahdit kaliteyi de arttırır. ‘Fiyatlar yükselir’ gibi söylemler, tamamen dedikodu. Tahditte rant kesinlikle yok. Sadece güzel bir düzen var. Trafik akışını da kesinlikle azaltıyor. Çünkü bugün Eskişehir’de 1329 tahditli plaka var. 2005 yılında tahdit almamış olsaydık, bugün belki servis sayısı 5 bin idi. Eskişehir trafik sorununu düşünün. Şu an mevcut tahditli plaka sayımız yetiyor. Yetmediği yerde verilebiliyor. 

TRABZON

Trabzon Servis Araçları Odası Başkanı Tayyar Demir: Personel de işini bilecek, öğrenci de…

Trabzon’da da sıkıntılarımız var ama gördük ki, burada sıkıntı daha büyük, hiçbir şeyi çözememişler. Biz okyanusu geçmişiz, inşallah dereden karşıya geçeceğiz. Şu an için yok, ama çalışan araçların sayılarını sabitlemişiz; Ağustos ayında plaka tahdidine geçeceğiz. Belli bir sayının üzerinde izin belgesi, yol belgesi verilmiyor. Herkes kendi iş grubuna göre ayrılacak ve ne yaptığını bilecek. Öğrenci taşımacılığı yapanlar farklı harf grubunda olacak, personel taşıyan işini bilecek, turizmci de kendi işini bilecek. Burada asıl iş belediyelere düşüyor. Şu an Trabzon’da resmi çalışan belgeli araç 400’ü buluyor, bu da yeterli bir sayıdır bizim için. İstanbul Türkiye’nin metropol kenti, yetkililer bu işe el atmalı. Tahdidin ne olduğu, rant olup olmadığı, her şey belli. İşçi hakkını almak istiyor. Önemli olan budur. Birlik olduğumuzu, tek yürek tek yumruk olduğumuzu, gerektiğinde anında birleşeceğimizi, bir araya geleceğimizi yetkililerin de görmesi gerekiyor.

ULAŞ-İŞ SENDİKASI

Türkiye Personel ve Öğrenci Servis Ulaşım Çalışanları Sendikası Başkanı Abdurrahim Barin: Daha fazla araba satabilmek için…

General savaşı kaybetmiş; ‘neden kaybettik; cevap veriyor: barutumuz bitmişti. Barut bitmişse, gerisini boş ver, konuşmaya gerek yok. Ortada yıllık 2 milyar dolarlık bir para var. 2 milyar dolarlık araç ithali var. 1 milyar dolarlık da velilerinin ödemesi var. Ankara Oda Başkanımızın ifadesiyle, buradaki 1,5 milyon veli, belediyenin tarifesine göre, yüzde 40 fazla para ödüyor. Teknik üniversitenin raporuna göre, arabaların kullanım hakkı 1 milyon km’dir. Bu bütün Batıda böyledir. Burada 2 yaşındaki arabalar değiştirilmeye zorlanıyor. 50 bin servisçi üzerinden, yıllık toplam tutarı 2 miyar doları buluyor. Bütün bunları topladığımız zaman plaka tahdidinin çıkmamasının gerçek nedeni ortaya konuyor. Amaç daha fazla araba satabilmek. Ben bir sendika başkanıyım, ama şu an koltuksuz başkanım. Benim koltuğum şoför koltuğu. Şu an ben çalışan insanım. Belki de Türkiye’nin ilk çalışan sendika başkanıyım. 

Devletin görevi, altyapıyı hazırlayıp insanları kanunlara uymaya zorlamaktır. Burada belediye olarak 30 yıllık arabalarla insanları taşıyorsanız, engelli rampanız yoksa, bunu servisçilere baskı aracı olarak kullanıyorsanız yanlış yapıyorsunuz demektir. Taksiciler için çıkmış olan korsan yasasını getirip buradaki servisçilere dayatıyorsanız, üstelik de bu sadece İstanbul’da uygulanıyorsa, ortada bir yönetim sorunu vardır, bakış sorunu vardır. Buradaki temel sorun, bizim söylediğimiz şu: Kanun uygulansın. İnsanlar daha ucuz taşınsın. Bu işi yapan esnaf da kazansın. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159