Ya kapatın ya da rahat bırakın

banner113

İstanbul Ticaret Odası 23 Nolu Yolcu Taşımacılığı ve Seyahat Acenteleri Meslek Komitesi Zümre Toplantısı İTO’da yapıldı. Toplantıya TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un isyanı damga vurdu.

banner114
MESLEK KRL 27.01.2014, 11:43 28.01.2014, 11:50 Taşıma Dünyası
Ya kapatın ya da rahat bırakın


ERKAN YILMAZ - CANER ÖZCAN

21 Ocak Salı günü İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşen toplantıya TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Erkesim, TOF Genel Başkanı Mustafa Yıldırım, TOFED Genel Başkanı Mehmet Erdoğan, sektörün duayen ismi Ali Osman Ulusoy, TTDER Genel Sekreteri Nusret Ertürk, TÖHOB Genel Sekreteri Onur Orhon, OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer, Anadolu Isuzu Satış ve Pazarlama Direktörü Fatih Tamay, Afyon Kocatepe Sultandağı Meslek Yüksek Okulu Müdürü Kemal Karayormuk, eski bakanlardan Bülent Akarcalı ve Bahattin Yücel ile çok sayıda sektör mensubu katıldı. 

En büyük şikayet 8+1

Mustafa Yıldırım’ın başkanlığını yaptığı toplantıda, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Erkesim, 8+1 araçların otomobil sınıfına düşürülmesi ile yetki belgelerinde yaşanan sıkıntıların kendilerine ulaşan sorunların başında geldiğine dikkat çekti: “B2, B3, D2, D3 ve D4 yetki belgesine sahip taşımacılara 31.12.2016 tarihine kadar uyum süresi tanındı. İstanbul’da turizm servis aracı güzergah belgesine sahip taşımacılara süre uzatımı için çeşitli çalışmalar yürüttük. Bu taşımacılara UKOME’den belgenin her yıl yenilenmesi kaydıyla Bakanlığın tanıdığı uyum süresi kadar bir süre tanınması için bir karar çıkarttırmış bulunuyoruz.” 

Bir sorun da otogarlar 

 “İstanbul’un otogar sorununun aşılması için öncelikle Harem Otogarı’nın taşınması gerekiyor. Yeni yapılacak otogarda fonksiyonelliğin sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekir. Ulaştırma Bakanlığı’nın otogar çıkış fiyatlarına bir tarife yayınlayarak önlem alabilme hususu değerlendirilebilir. Ortak terminal, ortak servis ve ortak toplama merkezleri gibi maliyet düşürücü uygulamaların hayata geçirilmesi şart.” 

Turizm taşımacılarının park sorunu 

Sektörün tamamen elektronik bilete geçmesi gerektiğini belirten Erkesim, “Sektörün diğer pazarlara açılması konusunda İstanbul Ticaret Odası her türlü desteği verecektir. Irak ve Kafkasya’nın taşıdığı potansiyel göz ardı edilmemeli. Turizm taşımacılarımızın en önemli sorunlarından biri park alanlarının yetersizliği; kısa süreli park alanları oluşturulmalı” dedi. 

Ya bizi kapatın, ya da rahat bırakın 

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, haklı oldukları konularda dertlerini anlatamamanın güçlüğüne dikkat çekti: “Seyahat acentesi kurmuşsun bir tane araba almışsın, butik hizmet veriyorsun.  Gelen müşteri paralı müşteri, senede üç dört defa geliyor. A1 Belgesi alacaksın. A1 Belgesine ihtiyacım yok, ben kendi transferimi yapıyorum, taşıma hizmeti görmüyorum, otobüs firmam yok, minibüsleri kullanmıyorum, kendi arabamı kullanıyorum. Bu hakkı vermekten niye imtina ediyorsun? 35 milyar dolar döviz getiren biz, 35-40 milyona yaklaşan turisti ağırlayan biz. İç turizmde 35 milyonu taşımaya çalışan biz. Müze ve ören yerlerini gezdiren biz. Eziyeti çeken biz. Kanun yetkiyi vermiş, karşına belediye UKOME kararı, Bakanlık kararı çıkıyor. Ya bizi kapatın ya bizi rahat bırakın!” 

Hedefleri kim gerçekleştirecek? 

Ulusoy, 2023 için çizilen strateji ile İstanbul’a 25 milyon turist getirilmesinin hedeflendiğine dikkat çekti: “Peki nereden gelecek bu turist. 75 koltuğu tamamla, 74 koltuk olmaz. Bu ne biçim iş ya! Nedir bu eziyet? Seyahat acentesinin çektiğini hangi kuruluş çekiyor? UKOME’ye gidiyorsun bir duvar; her şeyi o biliyor sen bir şey bilmiyorsun. Kendi arabamızla ticari faaliyeti yalnız kendi müşterinize yapmak gayetiyle biz bu işi yapmak mecburiyetindeyiz. Kanun yetki vermiş, ama kanunu tanımıyorlar. Böyle bir eziyet olur mu? Taksiciler gibi kontak kapatamayız, kamyoncular gibi Boğaz köprüsünü işgal edemeyiz, siyah çelenk koyamayız. Kanunlar çerçevesinde hareket ettiğimiz ve medeni şekilde mücadele ettiğimiz için sıkıntı çekiyoruz.”

Buna bir çare…
“İstanbul’a, Salıpazarı’ndan tarihi yarımadaya yürüme bandı yapılsın herkes kurtulsun. Dış ticaret açığının yüzde 34,9’unu kapatan, ihracatın yüzde 19,2’sini getiren biz. Çilemiz ne? İstediğimiz fazla bir şey değil. Neden kendi arabamla transfer yapamayacağım? Setur’un patronu Rahmi Koç. Dalaman Havalimanına geliyor, özel arabası alamaz onu yasak, niye yasak? Sarı plakan olacak, taksici olursan geçersin. Kendi arabamızla transferimizi yapma hakkından başka isteğimiz yok. Bizim yaptığımız iş özel hizmettir bu özel hizmetin karşılanmasında başkalarının yapacağı işler yoktur. Seyahat acenteleri bunun pazarlamasını yapar ve müşterisini getirir. Belediye, UKOME, Ulaştırma Bakanlığı bizi rahat bıraksın başka bir şey istemiyoruz.”

Verimlilik ve kapasite kullanımı 

TOF Genel Başkanı Mustafa Yıldırım, üzerinde durulması gereken en büyük sorunun verimlilik ve kapasite kullanımı olduğuna dikkat çekti: “Sektör bireysel otobüsçünün sırtına yığılmış durumda. Ben gidersem zarar ederim, şahıs otobüsünü göndereyim, ‘vur abalıya’ mantığıyla taşımacılık yapılamaz. Çember giderek daralıyor. Çözüm önerilerimizi seçim öncesinde bütün partilerin önüne koymamız lazım. Sivil toplum örgütleri olarak, bizim yapmamız gereken zaten bu. Biz sorun çözecek makam değiliz.” 

8+1 sorunu 

Mustafa Yıldırım, 8 +1 düzenlemesine de değinerek, “9 bin araç, bir kararla otomobile dönüştürüldü. Yaklaşık 400 milyon dolar yatırım yapan meslektaşlarımızın kaybı şimdilik 2016’ya kadar önlendi. Bu araçların ekonomik ömrünü tamamlayana kadar kullanılmasını talep ediyoruz. Bizim görevimiz bu yolu açmaktır. 2016 bizim için bir ön takvimdir. Bunun yanı sıra otobüsçüyü bekleyen engelli yasası ve telif hakları gibi sorunlar var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı otobüsçünün cebinden engelliye bağış yapmıştır. Biz zaten engellilere ücretsiz otobüs, ücretsiz ulaşım hizmeti veriyoruz. Onlarla el ele, kol kola yürürken devlet yoktu. Engelliler bile bu sürprizi beklemiyorlardı. Şehiriçi taşımacılarına talep kadar arz yaratılması konusunda bir şey yüklediler, bu da bizim başarımızdır. Bize vergi üstüne vergi, yük üstüne yük getirenler bizi, ‘bu kanunu tanımama’ ve eylem yapma zorunda bırakmasınlar. Bu düzenlemenin yürürlükten kaldırılması bu sektörün sivil toplum örgütlerinin görevidir. Koltuğunun yüzde 10’unu kaybeden sektör nasıl yüzde 5 kar edecek” diye sordu.

Servis maliyetleri 

Mustafa Yıldırım, servis maliyetleri konusuna da dikkat çekti: “Firmalarımız en çok servis giderlerinden çekiyor. İstanbul’da benim firmamın ödediği aylık servis gideri 500 bin lira. 2013’te şehirlerarasından para kazanan bir şirket yok. Mutlaka e-bilete geçmeliyiz. Bunu Maliye Bakanlığı ile görüştük, Gelir İdaresi Başkanlığına gittik. Bir otobüs senede 700 bin lira ciro elde eder. Biz senede 70 bin acenteye veriyoruz. Geri kalan 140 bin lirasını firmalar alıyor. Senede 350 bin lira akaryakıt tüketimi, 100 bin lira otogar çıkış ücretleri, 25-30 bin lira sigorta ile en az 70 bin lira personel ve ikram giderimiz var. Otobüs başına zarar 100 bin TL ediyor.” 

Bu toplantıda dile getirilen görüşleri İTO ve TOBB aracılığı ile Bakanlığa ulaştıracaklarını da vurgulayan Yıldırım, “Ulaştırmayı düzenlemekle yükümlü olan kurumlar, yol açmak yerine ceza kesmeye yöneliyor. Devlet bizim önümüzü açmalı. Ulaştırma politikalarındaki yanlış uygulamalardan kimse mutlu değil. Bu platformlar hak arama yerleridir. Biz sorumlu insanlarız bunları mutlaka ilgili yerlere taşımalıyız bu mevzuatla Türkiye’de taşımacılık yapmak mümkün değil” dedikten sonra 2015 hedeflerini açıkladı: “2015’e kadar federasyonların, akademisyenlerin, sektör mensuplarının ve üreticilerin görüşleri alınarak bir mevzuat çalışması yapılması gerekiyor. Ulaşımın önünü kapatan değil yollarını açan bir düzenlemeye ihtiyaç var. Taşıma mevzuatı maalesef bu sektöre dar gelmiştir. Her tarafı patlamıştır.” 

UKOME’nin işleyişinin istenilen seviyede olmadığını söyleyen Yıldırım, UKOME’de sivil anlayışın temsil edilmesi gerektiğini ifade etti. 

Otogar projeleri… 

Otogar projelerinin yanlış yapılması dolayısıyla bedelini otobüsçünün ödediğine değinen Yıldırım, bir komite oluşturulması gerektiğine değinerek, “Bizim onayımız olmadan otogar projesi yapılmaması lazım” dedi. Otogar çıkış fiyatlarına yönelik bir tarife uygulanmamasının da sorun yarattığını ifade eden Yıldırım, “Turizm otobüsçülüğünün plansız büyümesinin yarattığı sorunlar var. Şehirlerimizde turizm altyapısı yok. Turizm otobüslerine yönelik bekleme ve parklanma alanı yapılması gerekiyor. Şehiriçi servis yükümüz ağır, bu maliyetler bizi boğuyor, Taşıma Kanunu ile gelen cezalar, belge iptalleri sektörü zor durumda bırakıyor. Bunu mutlaka çözeceğiz. Bundan sonra belge iptali yok. 8+1 araçların ekonomik ömrünü doldurana kadar kullanılmasına yönelik çalışma yapacağız. Yurtdışında yüzde 25 doluluk düzenlemesi ile ilgili açılmış bir dava var. Arz talep dengesini oluşturmak için burada pazarı daraltmak yerine kapasite kullanımı, sefer düzenlemesi ve hat esası gibi çalışmalar yapılmalı. Sigorta uygulamasını ise sektör kendisi çözmek durumunda” diye konuştu.

Otogar çıkışları 

Sektörün duayen ismi Ali Osman Ulusoy: 35 milyar dolar turizm geliri, bu sektörün mücadelesi ile mümkün olur. Otobüsçü de taşımacı da unutuldu. Bizi dinliyorlar ama dertlerimizi çözmüyorlar. Öncelikle kendi aramızda anlaşmalıyız. Yıkıcı rekabeti önlemeliyiz. Ben Trabzon’da havayolu taşımacılarının biletini kesiyorum. 300 TL’ye satılan biletten aldığımız komisyon 10 TL. Ama otobüsçü 70 TL.ye bilet kesiyor, komisyonu 25 TL. olmaz. 

D1 belgeli firmaların sorunları 

TOFED Başkanı Mehmet Erdoğan: Yüksek ÖTV’li mazot, KDV’nin yüksekliği, servis ve terminal giderleri, sigorta maliyetleri, elektronik bilet, haksız rekabet, korsan taşımacılık, taşıma modlarındaki dengesiz ve haksız korumalar, belge ücretleri, otogarların yapılma sorunları, mevzuattaki sorunlar, yetkisiz sivil toplum kuruluşları sorunlarımız arasında. Firmaların yaptığı yıkıcı rekabet firmaların sayısını azaltacaktır. 

Genel mevzuat yeterli olmayabilir

OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer: Geçen sene toplam 8400 otobüs üretildi 4100’ü ihraç edildi ve 1 milyar dolar ihracat geliri elde edildi. Kentiçi taşımacılık yük ve yolcu taşımacılığında sorunu çözmeye yönelik genel bir mevzuat yok. Kentiçi taşımacılık yerel yönetimlerin kararına bağlı. Tarife, kurallar, araç cinsleri farklı. Kentiçi taşımacılığı tamamen yerel yönetimlere bırakmak doğru değil. 

Engelli donanımı 

Engellileri kurtaralım derken, otobüs sektörünü engelli haline getirmeye kimsenin hakkı yok. Tadilat çok ciddi teknik bir mesele. Otobüsün otobüs olması için bir dizi can ve mal güvenliğini ilgilendiren mevzuatın denetiminden geçmesi gerekiyor. Bir otobüsün kapısını kesip basamak korsanız, güvenlikle ilgili tahribata yol açabilirsiniz. Mevcut mevzuat tadilatın denetimini illerdeki komisyona bıraktı ve bu komisyonlar içinde Bilim ve Sanayi Teknoloji Bakanlığı yok. Bir taraftan engellileri taşıyalım diye yola çıkıyoruz ama bunu taşıyan araçları engelli hale getirmeye doğru gidiyoruz.  

Eski Turizm Bakanı Bülent Akarcalı:

Hızlı tren Türkiye’de olacak, ama var olanın aleyhine olmadan gerçekleştirilmelidir. Kara, demiryolu ve havayolu taşımacılığı birbirine rakip değil tamamlayıcıdır. Ama yanlış politikalar bunları rakip haline getirirse ne olur? Sektörün dağınıklığı Ankara’nın işini kolaylaştırıyor. Havayolu taşımacılığı da tren de Bakanlığın bir parçası. Karayolu taşımacılığının da Bakanlığın tamamlayıcı bir parçası olduğunu kabul ettirmek gerekir. Sektörden para almaya kalkmak haraç almaktır. Karşılığında verilen bir hizmet yok çünkü. Sektör belli başlı 3-4 sorunu için dosya hazırlayarak, Bakanlıklara gidip sorunlarını anlatmalıdır. Sektör gücünün farkında ama gücünü de kullanmıyor. 

Afyon Kocatepe Sultandağı Meslek Yüksek Okulu Müdürü Kemal Karayormuk:  

Sektörde veri sıkıntısı var hiçbir şey net değil. Şehirlerarası bireyselciye ikram verme konusunda kurumsallaşmış. Bireyselciyi verimsiz hatlarda ve zamanlarda çalıştırma konusunda kurumsalız. Şirketlerimizde kurumsallaşma yok, hala zarf ile para dağıtıyoruz. Kar nedir bilmiyoruz. Otogar çıkışlarından ücret alınmamalı. İstanbul’a en büyük yanlışlardan biri servis. Sektör servisten kendisini mutlaka kurtarmalı. 

Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel:  

Havayolu sizden 6 kat daha hızlı bununla rekabet etmek yerine bununla nasıl bir entegrasyona gidilir bunu araştırmak lazım. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159