Nakliyeci oldular ama otobüsçülüğü unutamıyorlar

banner113

Bu sefer yine otobüsçülükten nakliyeciliğe geçen iki isim ile konuştum: Mustafa Eşşiz ve Koray Serdengeçti. Bu iki ismin ortak özelliği, pandemi öncesinde nakliyeciliğe geçmiş olmaları. Röportajda öyle bir ortak nokta daha çıktı ki, bu da başlığı oluşturdu. Mustafa Eşsiz ve Koray Serdengeçti nakliye tarafındalar, ama ikisi de otobüsçülüğü unutamıyor. 

banner114
RÖPORTAJ 05.03.2021, 13:49 05.03.2021, 14:37 Taşıma Dünyası
Nakliyeci oldular ama otobüsçülüğü unutamıyorlar

Röportaj / Erkan Yılmaz

Taşıma Dünyası’nın 15 Şubat 2021 tarihli sayısında otobüsçülükten nakliyeciliğe geçen Kamil Erez ve Ahmet Şahin ile yaptığım röportaj çok yoğun ilgi gördü. Bu sefer yine otobüsçülükten nakliyeciliğe geçen iki isim ile konuştum: Mustafa Eşşiz ve Koray Serdengeçti. Bu iki ismin ortak özelliği, pandemi öncesinde nakliyeciliğe geçmiş olmaları. Röportajda öyle bir ortak nokta daha çıktı ki, bu da başlığı oluşturdu. Mustafa Eşsiz ve Koray Serdengeçti nakliye tarafındalar, ama ikisi de otobüsçülüğü unutamıyor. 

Mustafa Eşsiz 33 yaşında. Sektör onu Eşsiz Mustafa olarak tanıyor. “Doğma büyüme Bayrampaşa İstanbulluyum ama aslen Malatya Pötürgeliyim” diyor. Kendisiyle beni Grand Bus Market şirketi sahibi Erman Geyik tanıştırdı. Mustafa Eşsiz’le, İsveç’ten 14 günlük turun Türkiye’ye dönüşünde konuştuk. 

Mustafa Eşsiz aslında otobüsçülüğü bırakmış değil.Cityliner otobüsü var, ama şu an uluslararası nakliye tarafında İstanbul Çatalca merkezli Faster Lojistik Depolama şirketinde çalışıyor. 

Mustafa Eşsiz’in taşımacılık tarafına adım atışı aslında babası Ramazan Eşsiz sayesinde olmuş. Ramazan Eşsiz de nakliyeci. 1980’li yıllarda Bedford kamyonu varmış, 1985 yılında eşiyle birlikte 302 Mercedes otobüsle hacca gidiyor.“Uçak pahalı olunca…” diyor Mustafa Eşsiz,“Babam orada otobüs şoförlerinin her sene hacca gidebildiklerini de düşününce etkileniyor. 1998 yılında Adana’dan Sıfır bir Temsa Prenses alıyor ve daha üçüncü ayında, koltukları poşetliyken, hacca gitmek nasip oluyor.Ancak babam otobüsün başında uzun uzadıya çalışmayı tercih etmedi. Babamla aynı ismi taşıyan abim Ramazan Eşsiz, Dağıstanlı Turizm’de Samsun-Terme’den Edirne’ye çalışmaya başlıyor. Dağıstanlı Turizm’in en kral hattıydı. Çok güzel para kazanıyorduk. 8 sene çalıştık. Daha sonra araba satıldı ve 403 aldık. Askerlik dönüşü otobüsçülük aşısı bana da vuruldu. Erman Geyik’ten aldım o zaman BusStore’de çalışıyordu. Çok yardımını gördüm onun. Daha sonra da çok alışverişimiz oldu. Ben otogar tarafını değil, turizm tarafını daha çok sevdim. Çok fazla km yapmıyorduk, yol kovalayan biri değildim ve arabasına çok özen gösteren biriyim. Dörtler Turizm’de çalıştık. Çok ekmeğini yedik.”

Mustafa Eşsiz’in taşımacılık tarafına adım atışı aslında babası Ramazan Eşsiz sayesinde olmuş.

2015’te nakliyeciliğe geçiş

2015 yılında turizm sektöründe kriz patlak verince Mustafa Eşsiz nakliye tarafına geçiyor:“Turizm kötü olunca servis çektim bir süre, ama onu sevmedim. Gebze-Çorlu hattında çalışan asker arkadaşım Fatih Göktaş, ‘gel bir tır alalım, çalış’ dedi. 2008 model 480 büyük kabin Volvo aldım. Bu araçla ilk servisim Sivas oldu. Zorlandım mı, zorlandım ilk seferde. 2017 yılına kadar tırcılık yaptım.Turizm hareketlendi. Önce 27 kişilik Sultan, sonra 2010 model Citylineraldım. Dörtler Turizm’de çalıştım yine. 2020 pandemi sürecine kadar çok iyi iş yaptık. Pandemi ile ben yine tır tarafına geçtim.

Otobüsçülükten vazgeçilmez 

İnsan nasıl çocuğundan vazgeçemezse benim içinotobüsçülük de öyle. 60-65 yaşlarını görürsem, evimin önünde bir otobüs olsun isterim. Allah nasip ederse, işler açıldığında,yine otobüsçülüğe döneceğim. Otobüsçülükle tırcılığı mukayese ettiğimizde tırcılık biraz daha zor. Şu an lojistik, yıldız dönemini yaşıyor. Herkes bir çare peşinde, işsizliğin vermiş olduğu psikolojiyle kâr-zarar düşünülmeden birşey yapmak isteniyor. 

Şoförün en yüksek geliri

Bir turumuz maksimum 10 gün. En son İsveç’ten geldim 14 gün sürdü ve en uzun turum oldu. Şu zamanda şoför olarak kazanabileceğiniz en maksimum kazanç lojistik sektöründe. Gittiğim ülkelerden İsveç ve Hollanda’ya bayıldım. Ama Avrupa’da tır şoförlerine gösterilen ilgiden utandım, hatta incindim. Bu adam tırcı, otobüs şoförü gibi küçük görme yok. Sosyal hayatları 10 numara. Ülkemizde bize de çok değer verilsin isterdim, ama öyle değil. Avrupa’da tır şoförleri arabalarına çok iyi bakıyorlar. Para kazanıyorlar ve işlerini de büyük zevkle yapıyorlar.2020 model ScaniaVabis’e 1950 model kemik direksiyon koymuş adamlar var.” ■

Eşssiz Mustafa: Bana araba sürmeyi en ince ayrıntısıyla İbrahim Şeker öğretti. Hep onu örnek aldım. Onun 1992 model V8 arabası vardı. O arabaya hiç doyamamıştım. 2019 yılında ben bunu Erman Geyik ile paylaştım. İzmir’den bir 1992 model V8 aldık ve bu arabayı öğrendiğim arabanın renginde boyatıp özlem giderdim.

Mustafa Eşsiz (Eşsiz Mustafa)

İlk defa kendi işimde çalışmıyorum. Patronlarımız Kenan Polat ve Uğurcan Derin çalışanlara çok değer veriyorlar. Böyle güzel insanların sayısının artması lazım. Onlar işlerini çok severek yapıyor ve bu da bize olumlu yansıyor. 3 erkek kardeşiz. Bu meslek uğruna okul okumadım ama birgün de pişman olmadım, otobüsçü olduğum için. Şu anki işimi de severek yapıyorum. Hayatta hiçbir zaman arkama dönüp, keşke şunu da şöyle yapsaydım dediğim olmadı. Aklımda ne varsa, rabbim bana nasip etti.

Koray Serdengeçti: Otobüsçülükteki saygınlık nakliye tarafında yok!

Koray Serdengeçti 48 yaşında, Erzincanlı. Kendisinin bu işin temelinden geldiğini anlatarak başlıyor konuşmasına: “Tamirhanede yetiştim. Maslak Oto Sanayi Sitesi’nde tamircilik yaparken otobüsçü olmaya karar verdim. Çıraklık ile başladım, kendi tamir dükkanım da oldu. 1996 yılında 18 kişilik Peugeot arabalarla servisçilik de yaptım. 1998 yılında 302 Mercedes alıp hac yoluna çıktık. Ondan sonra da devam etti. Turizm taşımacılığı tarafında çalıştım çoğunlukla.

2015’de Rusya ile yaşanan krizle işler kötüleşti, otobüsçü adım atamaz oldu. Kamyon ve nakliye tarafında bir parlama vardı, aynen bugünkü gibi. Bizde nakliye tarafına girdik, otobüsler para etmedi satamadık. 2012 MAN TGX aldım. İstanbul içinde nakliyecilik yapmaya başladım, iş bulmak konusunda acemilik yaşamadım.”

Mesleki saygınlık yok ki…

‘Kamyonculuğu nasıl buldunuz, otobüsçülükten sonra’ diye sordum: “Mesleki saygınlığının hiç olmadığını gördüm. Heryerde problem yaşıyor kamyoncu. Yük yüklemek, boşaltmak hep sorun. Otobüsçülükte gördüğümüz saygınlığı burada göremedik. 

Otobüsçülüğe döneceğim

‘Keşke otobüsçülükte kalsaydım, dediğiniz oldu mu?’ “Kesinlikle.Çoksöyledim, hâlâ da söylüyorum, kesinlikle yeniden otobüsçü olacağım. Her an olabilir ama pandemi nedeniyle otobüs tarafı bitik. İyiki para kazanabileceğim bir kamyonum varmış diyorum. IVECO 440 Eurostar aracım var. Eski ama orijinal bir araba, 700 bin km’de hiç ellenmedi. Alalı 1,5 yıl oldu, çok da memnunum. 

Nakliyeye yoğun ilgi

Şu an nakliye tarafı para kazandırıyor. Yoğun bir ilgi olması nedeniyle burası patlama noktasına geldi. İnşaat sektöründe tekrar hareketlilik başlayınca bu işe talep daha da artabilir. İkinci el, yeni projelere cevap veremeyeceği için sıfır araç tarafı artacak, artmak zorunda. Bu iş en azından iki sene daha hareketli olur. Ben, 2022 yılında tekrar otobüsçülüğe döneceğim ve turizm işi yapacağım.”

Otobüsçülükte özlediklerim

‘Otobüsçülükte en çok neyi özlüyorsunuz’ diye sordum: “Tertemiz pırıl pırıl kıyafetlerle çalışmayı çok özledim.Yolcuların, tesis çalışanlarının size gösterdiği saygı çok güzeldi. Bunlar hep insanı motive eden durumlar.”

Her meslek evrim geçiriyor

Otobüs kaptanları da saygınlık noktasında şikayetçi sorusuna, onların nakliye sektörü bilmedikleri için yakındıklarını ifade ediyor ve ekliyor:“Ama tabiiki herzaman hep eskiyi arıyoruz, daha iyiydi diye. Zaman içinde her meslek evrim geçiriyor.”

En büyük sorunumuz…

Kamyoncular için şu yapılsa dediğiniz ne var diye de sordum:“Tonaj olayı. Yük aldığın yerde adam fazla yük koyuyor, ‘yapma’ diyorsun, ama illa atacak. Kantara girip ceza yediğinde yükleyen hiç üstlenmiyor. Ceza plakaya yazıldığı için yüklenici firma hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Yetkililerden bu işin bizim sadece taşımacı olduğumuzun bilinerek kendi isteğimizin dışında yük atılmamasını sağlayacak bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Bize kantarda sorulmalı veya bir komisyon kurulmalı. Bunu yükleyen hangi firma ise ona ceza kesilmeli. Ben kendi malımı taşımıyorum. 1860 TL ceza kesiliyor yüzde 10 yük aşımında. Yılda 5-6 kez bu cezayı yiyoruz. 10 bin liramız gidiyor.

Çocuklarıma ne diyebilirim ki…

Koray Serdengeçti’nin 4 çocuğu var, hayatın odağına çocuklarını koyuyor. “Çocuklarımı da bu işe yönlendirmek istiyorum ama çok da beceremiyorum. Benmi acele ediyorum, bilmiyorum. Bir kızım üniversiteye gidiyor. 2 numara kayış attı, ‘baba, ben okumayacağım’ dedi onu tamirciye verdim. 3 numara da ‘okumayacağım’ dedi onu da tamirciye verdim.Otobüsçü veya nakliyeci olmak isterlerse onlara yapma demem arkalarında durur destek de olurum. ‘Çocuklarımı bu işe bulaştırmak istemiyorum’ diyenler boş konuşuyor. Bu ülkede herkes iyi iş bulabiliyor mu? Benim çocuğum, okuma konusunda istekli değilse gelsin sanat öğrensin, tamirci, otobüsçü olsun, nakliyeci olsun. Ben aslan gibi çocuklarımı bu işe bulaştırırım. Bana el, ayak lazım. Yaş 50’ye geldi.”■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159