TOFED, Belge Tahdidi ve Yetki Devri istiyor

banner113

28-29 Mayıs tarihlerinde Ankara’da genel kurulunu gerçekleştireceklerini belirten TOFED Genel Başkanı Mehmet Erdoğan, iki ana hedef belirlediklerini ve bu hedefleri genel kurulda dile getireceklerini söyledi.

banner114
RÖPORTAJ 11.05.2015, 13:25 16.01.2016, 14:41 Taşıma Dünyası
TOFED, Belge Tahdidi ve Yetki Devri istiyor
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan ile uzun bir söyleşi gerçekleştirdik. 2005 yılında kurulan, bu yıl 10’uncu kuruluş yıldönümünü kutlayan TOFED’in Genel Kurul hazırlıkları sürüyor. TOFED’in 5’inci ve en uzun süre başkanlığını yapan Mehmet Erdoğan, sektörün geleceği, otogarlar, çıkış fiyatları, federasyonların birleşmesi, TOSEV ve IPRU ile ilgili çalışmalara yönelik çok özel açıklamalarda bulundu. 


RÖPORTAJ: ERKAN YILMAZ

Genel Kurul ne zaman? 

28-29 Mayıs’ta Ankara Anadolu Oteli’nde yapacağız. Genel kurulumuza Sayın Cumhurbaşkanımızı da davet ettik. 

TOSEV - IPRU 

■ TOFED’in 10 yıllık sürecine baktığınızda hangi seviyeye gelindiğini düşünüyorsunuz?

- 2005 yılında Sayın Galip Öztürk tarafından kurulan TOFED’in Kurucu Genel Başkanlığını Sayın Galip Öztürk yaptı. Onun ardından sırasıyla Sayın Ahmet Yalamanoğlu, Sayın Mustafa Yıldırım, Sayın Rüştü Terzi başkanlık yaptı. Ben 5’inci başkan konumundayım. En uzun süre başkanlık yapan ben oldum ve iki dönemi dolduran ilk başkan ben olacağım. Olağanüstü bir şey olmazsa seçime tek başkan adayı olarak katılacağım. 10 yıllık süreçte çok önemli iki proje hayata geçti. Biri TOSEV (Türkiye Otobüsçüler Sağlık ve Eğitim Vakfı) diğeri IPRU (Uluslararası karayolu Yolcu Taşımacılığı Birliği) projesi. Bu projeler benden evvel başladı, ancak benim dönemimde hayata geçti. Bundan gurur duyuyorum. Vakfımız TOSEV için tüm sektör bir araya geldi.  

■ Vakfın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

- Vakfın İcra Kurulu Başkanlığını Sayın Latif Karaali yürütüyor. Şu anda 120 civarında öğrencimize 2 yıldır 150 TL burs veriyoruz. Her zaman olduğu gibi en büyük katkıyı Sayın Galip Öztürk yaptı. Sayın Latif Karaali de uzun yılların uğraşı sonucu yazdığı kitabın gelirini vakfa bağışladı. Sektörümüzün duayen isimleri de vakfa katkılarda bulundu. Hedefimiz sektörümüze yönelik bir meslek lisesi kazandırmak. Bunun için çok büyük çaba gösterdik, ancak İstanbul’da arazi bulmak çok zor. Bunun çalışmasına devam edeceğiz. Bunun yanı sıra sektörümüzün dününü, bugününü geniş kitlelere anlatabilmek için bir müze projemiz var. Resimlerle, otobüs maketleri ile bu proje için de uğraş veriyoruz.

■ IPRU’nun kuruluşu Bakanlar Kurulu ile onaylandı

- Evet, 29 Ekim’de 13 ülke ile protokol imzalandı. Daha sonra İçişleri Bakanlığı’na başvurusu yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız da IPRU’nun kuruluş anlaşmasını imzaladı ve Bakanlar Kurulu kararı ile de IPRU hayata geçti.  Bu noktada Sayın Ali Çıkkan’ın, IPRU’nun kuruluşunda çok büyük emeği var. IPRU’nun Kurucu Genel Başkanı da Sayın Öztürk. IPRU’nun Genel Kurulunu da Çırağan Sarayı’nda Temmuz ayı sonuna kadar yapacağız.  Yönetim Kurulunda üye ülkelerden de temsilciler olacak. IPRU’nun kuruluşuna yönelik çıktığımız nokta, ülkemiz bir otobüs üretim üssü, dünyanın en iyi otobüsleri ülkemizde üretiliyor, en iyi otobüs işletmeciliği de ülkemizde yapılıyor. MAN’ın otobüs üretimini Ankara’ya kaydırması da bunun en güzel kanıtı. IPRU’nun kuruluşu yurtdışında da ses getirdi. Busworld yetkilileri bu konuda bizimle görüşmek istiyor. Bunun yanı sıra üye ülkeler, bizim ikinci el otobüslerimizle de ilgileniyorlar. IPRU, TOSEV gibi çok önemli iki projenin hayata geçmiş olmasından dolayı çok mutluyuz, gururluyuz. 

■ IPRU’ya Bakanlığın bir bina tahsis etmesi gündeme gelmişti. 

- Ulaştırma Bakanlığı, IPRU’ya daha proje aşamasında çok büyük destek verdi. Bina tahsisi konusunda ‘bir yer bulun, hazine veya vakıflardan olabilir, biz yardımcı oluruz’ dediler. Bir tanıtım dosyası ile  IPRU’nun önce Türk kamuoyunda tanınırlığını artırmak istiyoruz. Daha sonra da üye sayısının artırılmasına yönelik çalışmalar yürüteceğiz 

■ IPRU Başkanlığı için Sayın Fatih Tamay ismi konuşulmuştu…

- Evet, Anadolu Isuzu Satış ve Pazarlama Direktörü Sayın Fatih Tamay’ın IPRU’nun Başkanı olmasını arzuluyoruz. Profesyonel bir yönetimin iş başında olmasını istiyoruz. IPRU, öncelikle yurtdışına çalışan firmalarımızın hem ülke mevzuatı hem yabancı mevzuat açısından sorunlarının çözümü noktasında çalışmalar yürütecek. İkili müzakereler noktasında KUK toplantılarında IPRU’dan temsilciler katılacak


BAKANLIKTAN TALEPLER 

■ Sektörün mevzuat açısından yaşadığı sorunlar var. Sizin bu konuda yürüttüğünüz çalışmalar neler? 

- 4 yıllık süreçte kamu nezdinde sektörün sorunlarının çözümüne yönelik her türlü girişimde bulunduk. Şimdi Genel Kurul öncesinde bir anket çalışması başlattık. Tüm firmalara ve il derneklerimize sorular içeren bir form gönderdik. Bu sorular içerisinde karayolu yolcu taşıma belgeleri, mevcut koşullarda, yeniden değerlendirilsin mi? D1 belgesi için gereken 150 özmal koltuk sayısı artırılsın mı? B1 için, D2 için artırılsın mı? 50’ye yakın soru var. Şu ana kadar 69 firmadan cevap geldi. Firmalardan gelen cevaplara göre biz de taleplerimizi ileteceğiz. Ancak bizim öncelikle Genel Kurulda iki talebimizi dile getireceğiz. TOFED artık kamuoyunda rüştünü ispat etti. Türkiye ismini almış bir federasyonuz. TOFED, vakfı ve uluslararası birlik çalışmalarıyla önemli bir kurum. Bakanlıkta saygın bir yeri var. Bakanlıktan, sektöre giriş ve çıkışlarda bizi yetkilendirmesini isteyeceğiz.

■ Bu hayata geçmesi çok zor bir talep değil mi? 

- Biz yetkilendirme isterken her şeyi bizim üzerimizden yapsınlar, TÜRSAB gibi üyeliğe girmesi çıkması zorunlu bir kurum olsun beklentisinde değiliz. Ama sektörle daha iç içe olmak istiyoruz. Mesela bizim burada Ulaştırma Bakanlığı’nın bir ofisi olsun. Bürokratik işlemleri biz buradan halledebilelim istiyoruz.

■ Bu yetki devri olmadan da olabilir… 

- Yetki devri olmadan da olabilir, ama burada olması, bazı evrakların bizim üzerimizden geçmesi, bize bir nevi yetki gibi olacak. Biz bunu böyle algılıyoruz. Bizim burada TOFED’in içinde Ulaştırma Bakanlığının bir biriminin olması veya bizim elemanlarımızın çalışması, bize internet sayfasından giriş izni vermeleri, taşıt kartları internette de yapılıyor, insanlar oraya da gidip yapıyor ama burada değişikliklerin yapılmasının bir nevi bize katkı gibi olacağını düşünüyoruz. Biz illa bize üyelik zorunlu olsun istemiyoruz. Biz sektör mensuplarının bizimle daha iyi bir temas kuracakları noktada olmak istiyoruz. Bu temasla belki de daha iyi bir diyalog ortamı kurulacak. 

■ İkinci isteğiniz ne olacak?

- Karayolu yolcu taşımacılığı zor bir süreçten geçiyor. Hızlı trenler, ülkenin her tarafına yayılıyor. Uçakların her ile gidiyor olması, özel otomobillerin artıyor olması sıkıntıyı artırıyor. Bize dönem dönem fiyatlara zam yapıyor musunuz diye soruyorlar. Alternatif taşımalar arasında kendimize bir fiyatlandırma zorunluluğumuz var. Hem fiyatta bir yere oturmamız hem de doluluk oranlarını yakalamamız için daha kurumsal çalışmamız gerekiyor. Biz istiyoruz ki, bu dönem D1 ve D2 belgeli taşıt kartlarımız geçici bir süre dondurulsun. Karayolu Taşıma Kanunu’nda bununla ilgili bir madde var, Bakanlık isterse, şartlar da uygunsa bunu yapabilir. 



TALAT AYDIN ÖYLE DEMEDİ…

■ Sayın Talat Aydın’ın UND Genel Kurulu’nda ‘Böyle bir şeye sıcak bakmıyoruz’ açıklaması olduğu ifade edildi… 

- Hayır, öyle bir şey demedi. Ben de yanında idim, bir yanlış anlaşılma oldu. Yani sanki TOFED’e bunun sözünü vermiş gibi soruldu. O da ‘hayır’ dedi: ‘Biz böyle söz vermedik, sektör isterse niye yapmayalım’ dedi. Karayolu Taşıma Kanunu’nda var bu. Bakanlık isterse, şartlar müsaitse, sektör de isterse bunun yapabileceğini söylüyor.

■ Siz, sektörün zor bir süreçten geçtiğini ifade ediyorsunuz. Ancak bu yılın ilk dört ayında rekor bir otobüs satış seviyesi elde edildi. Siz bu talebi neye bağlıyorsunuz? 

- Bir kere işini yapan arkadaşlarımız arabalarını yenilemek zorunda. Çünkü sektörde acımasız bir rekabet var, ancak toplam otobüs sayısında sayısal bir artış yok. 8 bin civarında devam ediyor. Alımlar genelde takasla yapılıyor. Bir de
sektörde kurumsal firmalar ciddi bir rekabet halinde. 2+1 konsepti çok tuttu. 

SEKTÖR MECLİSİ DEĞİŞECEK 

■ Bir de TOBB’a bağlı Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisi var. Ama bu Meclis neredeyse iki yıldır toplanmıyor. Bu çok önemli argümanı, bence sektör iyi kullanamıyor… 

- Bu bizden kaynaklanmıyor. TOBB’dan kaynaklanıyor. Ben 4 yılda bir kere toplantıya katıldım. O dönem Rüştü Bey eski başkanımızdı. Süresini doldurmasını bekledik. 6 ay sonra yeniden kurulacaktı Meclis, ama ne yazık ki o dönemde belediye seçimleri oldu. Öncesinde veya sonrasında TOBB Genel Kurulu oldu, derken bu süreçte bizim sektör meclisleri kadük oldu. Son 3 yıldır hiçbir hareket yapılmadı, Son şurada bizim temsil etmemiz gerektiğini söyledik. Rıfat Hisarcıklıoğlu ile de görüştük. Dediler ki, TOBB’da bir gelenek var, sistemde başkan gözüken kimse o konuşur… Biz de saygı duyduk. 

■ Burada sorun, herkes kendi adayının başkan olmasını istiyor olması mı? 

- Onunla hiç alakası yok. Sektör meclisleri yenilenecek. 2 Mayıs’ta gerçekleştirilen TOBB Genel Kurulu’nun ardından sektör meclislerinin yeni seçimleri yapılacak.

■ Aktif kullanacak mısınız, yeni dönemde…

- Düşünüyoruz. Bunu hem Mustafa Bey ile hem İmran Bey ile de konuştuk. Burada, hakkaniyet ölçüsünde, TOFED’in Başkanı tarafından temsil edilmesi gerektiğini söyledik. Arkadaşlarımız da uygun görürlerse böyle planlıyoruz. Bir seçim yarışına girip de orada birbirimizi üzmenin bir manası yok. 

TOFED DERNEKLERİ

■ TOFED’in şu anda kaç üye derneği var? 

- Üye derneği sayısı sürekli değişiyor. Girenler, çıkanlar, kurulanlar ama hedefimiz 81 ilde olmak. Şu anda 76’ya yakın derneğimiz var.

■ Bunlar aktif mi?

- Aktif mi, değil mi söyleyeyim sana. İşini seven derneklerimiz var. Biraz evvel anketimize cevap gönderen firma sayılarını söylemiştim. 69 firmadan gelirken, bizim 75 derneğin 15’inden cevap gelmiş. 

■ En başarılı il derneği iki üç tanesini söylerseniz?

- Bizim için Ankara ve İzmir çok önemli. Ben TOFED Başkanlığına seçilmemin ardından Ankara ve İzmir dernek başkanlarını yönetime aldım ve başkan yardımcısı görevi verdik. Ankara Bakanlık açısından da çok önemli. Birçok konuyu onlar yakından takip ediyorlar. Bunun ötesinde Adana, Mersin, Şanlıurfa, Trakya derneğimiz etkin çalışıyor. 

YÖNETİME YENİ İSİM 

■ TOFED yönetiminde yeni isimler yer alacak mı? 

- Aslan Bayram’ın kızı, İrem Hanım var. Çok çalışıyor. Kabul ederlerse, İrem Hanım’ı yönetime almayı düşünüyoruz. ■

HER FEDERASYON  BİR RENK 

■ Peki, sektörde 3 federasyon fazla değil mi? 

- İlk başta ben de söylüyordum bunu, ama şimdi bana çok gibi gelmiyor. Her birimizin bir renk olduğunu düşünüyorum. İmran Bey hem UYOF hem PÜİS’te başkan. Mustafa Bey de önemli bir kurumun başında. Biz zaten diyalog içerisindeyiz.

■ Genel kurulda birleşmeye çağırır mısınız?

- Bunları söylemeye lüzum yok. Biz bunları daha önceden teklif ettik, Galip Bey’in başkanlığında bir yemek yapıldı. Arkadaşlarımız kendileri bilirler. Ben hiç kimseye ‘federasyonunuzu kapatın, bize gelin’ demem.

ANADOLU OTOGARI

■ Anadolu Otogarı’na nasıl bakıyorsunuz?

- Biz Sayın Mustafa Yıldırım ile her tarafa beraber gidiyoruz. Birlikte hareket ediyoruz. Mustafa Bey, mimar özelliği nedeniyle bu işlerden biraz daha iyi anlıyor. Katıldığımız toplantılarda sözü onun üzerinden yürütmeye çalışıyoruz. 20 yıldır belki 200’ün üstünde toplantıya katıldım. En son İSPARK yönetimi ile bu konuyu görüştük. 20 yıldır bu konu askıda.  Anadolu Otogarı bir ihtiyaç. Biz yeni otogarın karar sürecinin yer almak istiyoruz.

İSTANBUL OTOGARI YERİNDE KALMALI 

■ Yap-işlet-devret dönemi 2019’da bitiyor. Bu tarihten sonra İstanbul Otogarı’nın durumu ne olacak?  
- Şu an bir çalışma yok. Bahçeşehir’de, Trakya’ya yönelik cep terminali meselesi var. Son yapılan metro istasyonları ve bağlantılarla birlikte İstanbul Otogarı İstanbul’un her yerinden ulaşılabilir hale geldi. 

■ Belediyenin otogar olarak düşünmediği söyleniyor… 

- Düşünmeyebilir, ama bir alternatifin olması lazım. Böyle büyük bir yapıyı, günde 2 bin üzerinde otobüsün girdiği, 200-300 bin kişinin hareket ettiği bir alanı bir anda değiştirebileceğini sanmıyorum. Burada, otogarın, sektörün yönetiminde faaliyetine devam edeceğini düşünüyorum.   

OTOGAR ÇIKIŞ FİYATI İLE HEDEF ŞAŞIRTILIYOR

■ Sivil toplum örgütlerinin otogar çıkış fiyatları ile mücadele etmediği yönündeki şikayetleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

- Bu şikayetler hedef şaşırtmak ile ilgili. Neden? Biz buradayız, AVTER’in buradaki yapıya sahip olması, sahibinin de Metro olmasından kaynaklanıyor. Buranın sahibi AVTER ve Metro grubu olmasın, bu hiç gündeme bile gelmeyecek, konuşulmayacak. Hele burayı belediye işletse hiç konuşulmayacak. İnsan psikolojisi böyle. Ama arkadaşlarımız şunu düşünmüyorlar. Sadece, otogar çıkışı hedef şaşırtmak olur. Niye doluluk oranlarından, fiyat istikrarından, servis giderlerimizi kısmaktan bahsetmiyoruz? İstanbul’da bir servis kaç para, biliyor musun? Kapı çıkışı yüksek diyen arkadaşlarımız bir servisten 150 lira servis parası kesiyor. Ben AVTER’i savunduğum için söylemiyorum. Bir denge kurmak istiyorum. Yarısı para ile İstanbul Otogarı’ndan çıkıyorsun, ama servise 150 lira ödüyorsun. Niye bunu konuşmuyorlar, niye bir araya gelip ortak servis çalışması yapmak istemiyorlar? Üç beş firma bir araya gelip giderlerini kısmayı düşünmüyorlar. Niye saatlerini düzenleyip fiyat istikrarı konusunda doluluk oranlarını artırmıyorlar?

■ TOFED bu konuda firmalara öncü olsa… 

- Biz birleşmeden güç doğacağını; masrafların, giderlerin böyle kısılabileceğini hep söyledik. Terminallerde ortak çalışabilirler, servislerde, hatlarda, ortak çalışabilirler, saatleri paylaşabilirler. Tokat Seyahat ile Topçam’ın, dönem dönem anlaştıklarını İzmir’e birinin, Antalya’ya birinin gittiğini hep duyuyorum, ne kadar güzel. Hatta daha ileri söylemek istiyorum. Düşünün Diyarbakır’dan Bodrum’a giden otobüs, kaç tane yer geçiyor? On yere de giriyor ve her yerin fiyatını bozuyor. Belki önümüzdeki günlerde şunları konuşacağız. Diyarbakır’dan üç kişi ile çıkıp da Bodrum’a gidilmez. En az 10-15 yolcun olması lazım. 

Kayseri’ye, Diyarbakır’dan çıkan 4 firma, 4’ü de Kayseri’ye gelip, Kayseri’nin fiyatını bozuyorsa, belki bir tanesi girecek. Diğeri Sivas’a, diğeri Malatya’ya girecek, bir paylaşım yapmaları lazım, bir araya gelip konuşmaları lazım. Arkadaşlarımız şehirlerinde birbirleri ile konuşmuyorlar. Federasyonlar, sivil toplum kuruluşları bunun için lazım. Toplantılarla bir araya gelmeye çalışıyoruz, dostlukları pekiştirmek, istiyoruz. Nasıl cenazelerde, düğünlerde bir araya geliyorsak, fiyat istikrarı konusunda da bir araya gelmemiz lazım. Biz demiyoruz ki bilet fiyatlarına zam yapın, ama yıkıcı rekabete de girmemek lazım. Alabileceğimiz makul ücretlerle de biletleri ve doluluk oranlarımızı dengelememiz lazım. 


MERSİN’E GİTTİM, BAŞKANLA GÖRÜŞTÜM 

■ Mersin Otogarı’nda otobüsçülerin yaşadığı sıkıntıları biliyorsunuz. Mersinli otobüsçülerle görüştüğümüzde sivil toplum örgütlerinden yeteri kadar destek alamadıklarından şikayetçiydiler.

- Türkiye’nin her yerinde otogar yapılıyor. Biz belediyelerin artık otogar yapmalarına karşıyız. Şu an imkanımız olsa, bir araya gelmiş olsak, otogarları Türkiye’de biz yapalım diyeceğim. Ama şimdilik mümkün değil. Onun ötesinde sektör, kurumsal olarak buna hazır değil. Madem belediyeler yapıyor, tek başına karar almasınlar. Kullanıcı bizleriz. Yeni otogarların şehrin dışına atılmasına da karşıyız. Aksine şehir merkezinde olması gerekiyor. Böyle yaparak hem otobüsçünün hem halkın giderlerini artırmasınlar. İhtiyaçtan daha büyük yapılmasın. Bunların ısıtma, soğutma maliyeti otobüsçüden çıkıyor. Madem bunu biz ödeyeceğiz, bu gömleğin bize uygun olması lazım. Bunu dillendiriyoruz ve dillendirmeye devam edeceğiz. Belediyeler kamu ihale yasasına tabiler. İhaleye fesat karıştırma denen suç var. Bir kere ihaleye fesat karıştırmak gibi konulara, muhatap olmamak adına, biraz kenarda duruyoruz. Oradaki, F1’ciler, istiyorlar ki, sadece bizim yöremizdekiler alsın, dışarıdan gelenler girmesin. Bu çatışma bizi biraz arada bırakıyor. Mersin’de biraz bu yüzden uzak durduk. Onun ötesinde Mersin’deki hadise aslında başlı başına konuşulması gereken bir konu. Biz Mersin’e gittik, Mersin’de arkadaşlarımızla görüştük. Belediye Başkanı ile de konuştuk. Bizim üzerimize düşen bu konu ile ilgili 5 kez Mersin’e gittim. 

■ Hiç gelmediler diyorlar...

- Resimlerle ispat edelim isterlerse… Ben hem Dernek Başkanı hem de Yönetim Kurulu Üyeleri ile en az 3 kere toplantı yaptım. İhaleye katılmalarını, bu işi almalarını söyledim. Kendileri katılmadılar, daha sonra bütün süreçlerde, her gün konuştuk, Belediye ile görüştüm. Şu anda artık, oraya yapılacak bir şey yok. Bir kamu kurumu ihaleyi yapmış, sektörden bir firmamız ile almış, ulusal firmalarımızdan bir tanesi içeride, bir tanesi dışarıda kaldı… Sektör de orada kendi içinde bölünmüş vaziyette. Mersin konusu çok spesifik bir konu. Dolayısı ile biz üzerimize düşeni yaptık. Mersin Belediye Başkanı ile İstanbul’da bir araya geldik. Mersin derneğimizle, ihaleye gelen arkadaşlarımızla da toplantı yaptık. Daha sonra ihaleyi alan firma ile de görüştük. Otogarda ziyaret ettik. Biz Mersin için üzerimize düşeni yaptığımızı düşünüyorum. O olaylar, bizim dışımızda gelişti, orada farklı gelişmeler oldu. Bu konuda aslında fazla konuşmaya lüzum yok. Artık şu net: Belediyeler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ile sektör bir araya gelmeli ve otogarların yapılacağı yere biz karar vermeliyiz. 

SEKTÖR BÜYÜYECEK

■ Sektörün geleceğine nasıl bakıyorsunuz? 

- Umutla bakıyorum. Ekonomimiz büyüyor, yollarımız gelişti. Seyahat etme kat sayısı artıyor. İç turizm, dış turizm büyümeye devam ediyor. Ben bu yılın da iyi geçeceğine inanıyorum. Dışarıdan gelen turist sayısı azalsa bile iç turizmin bunu telafi edeceğine inanıyorum. Bu kışın geçen kıştan daha iyi geçtiğini düşünüyoruz. İstanbul Otogarı’na giren araç sayısında her yıl yüzde 5’lik bir artış var. Ben gelecek üç beş yıl içinde sayının 300’ün altına düşeceğine inanmıyorum. Çünkü şirketlerimiz yatırım yapıyorlar. Orta büyüklükteki şirketlerimiz de yatırım yapıyorlar. Her vilayette yöresel bir firmanın kalacağını düşünüyorum. 8-10 tane büyük ulusal şirket kalacağını düşünüyorum. Bu tek başına da olmayacak. Bazı vilayetlerde ikinci firmalar da var. Ülke büyüyor, nüfusumuz arttı, yakın coğrafyamızdaki bütün ülkelere firmalarımız çalışıyor. Suriye ve Irak meseleleri çözüldüğünde orada inanılmaz bir hareketlilik başlayacak. Karayolu yolcu taşımacılığının çok gelişeceğini düşünüyoruz. Yunanistan’a Bulgaristan’a çok yoğun seferler yapılıyor. İran’a Nahçıvan’a seferler yapılıyor. Irak’a, Suriye’ye her şeye rağmen yolcu taşımacılığı yapılıyor. 

■ Siz sektör adına umutlusunuz?

- Kesinlikle umutluyum. İddia ediyorum; sayı, 300’ün altına düşmeyecek. Otobüs sayısı da önümüzdeki yıllarda yolculara yetmeyecek. Türkiye’de seyahat etme kat sayısının 2,5-3’lerde olduğu söyleniyor. Avrupa ülkelerinde bu, 7 ise 8… biz 4’e 5’e çıktığımızda bu otobüsler de yetmeyecek. Dolayısı ile iç turizmin artacağını, D2 tarafında daha kurumsal şirketlerin doğacağını düşünüyorum. O bölümde ihtiyaç var.

SEKTÖRÜN KARAMSAR OLMAMASI LAZIM 

Burada yapılması gereken: bilimsel ve kurumsal çalışmak. Doluluk oranlarımızı artırmak, fiyat istikrarını korumak, giderleri kısma noktasında servis birlikteliği gibi yolları denemek. Firmalarımız daha kurumsal çalışmalılar, işlerine sahip çıkmalılar. İkinci nesli hızla devreye sokmalılar. Çocuklarını bu işin içine koymalılar. Kurumsallığa önem vermelerini, daha bilgili insanlarla çalışmalarını tavsiye ediyorum.

TOFED’İN ÇALIŞMALARI 

Biz TOFED bilet adı ile internet bilet satış portalı yarattık. Şu anda sistem çalışıyor. Girip bilet de alabilirler. 95’e yakın firma var. Shell akaryakıt projemiz de var. HGS yüklemelerimiz devam ediyor. Sektöre katkıda bulunmak için PTT ile anlaştık. TOFED sigorta çalışmamız var. 20’ye yakın sigorta acenteliğine uygun tekliflerle portföy oluşturmaya çalışıyoruz. 

KAPTANLAR ERKEN EMEKLİ OLMALI 

■ Kaptanlara yönelik bir projeniz var mı? 

- Tabii ki var. D1 belgeli araçlarımızda yaklaşık 25 bin kaptanın çalıştığını düşünüyorum. Bizim önceliğimiz kaptan arkadaşlarımızın yıpranma payı ile birlikte emekliliklerine katkı sağlamak. Bir de şoförlerin otogarlarda dinlenebileceği alanların oluşturulmasını sağlamak. Ayrıca kaptanlarımızın eğitimine de katkı sağlamak istiyoruz. TOFED Akademi adında eğitim merkezimiz var. Buraya simülasyon aleti koyarak SRC belgelerinin bizim tarafımızdan verileceği bir ortam oluşturmak istiyoruz. 25 bin kaptanın veri bankasını oluşturmak da hedeflerimiz arasında. Bu projeye destek vermek isteyen sponsorlarımız da var. Otobüs şoförlüğünün çok özel bir meslek olduğunu söylemek istiyoruz. Kaptanların, otobüs kaptanlığı adı ile yeni bir kişilik kazanmalarını istiyoruz. 

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159