Bu sadece bizim sektörümüz içinde geçerli değil, her sektörde büyük bir sıkıntı var. Bizim sektöre baktığımızda araç fiyatlarının ve maliyetlerin geldiği seviye belli. Aracın ikinci el değer farkını biz, bir yılda kazanamıyoruz. Firmalar arasında fiyat rekabeti inanılmaz. Bir de kurumlardan gelen cezalar bizi, gerçekten iş yapamaz hale getiriyor. Çok yorulduk, çok yıprandık.
■ Erkan YILMAZ/ ÖZEL RÖPORTAJ
System Transport Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Arık ile bir araya geldik ve sektördeki mevcut durumu ve herkesin şikayet konusu olan cezaları konuştuk.
Taşkın Arık, UETDS sisteminin hem güvenlik hem de veri toplama amacıyla hayata geçirildiğini belirterek, “Şu anda yaşadığımız en büyük sorunlardan birisi kruvaziyer turizmi ile ülkemize gelen turistlerle ilgili olarak, son dakika satışlarla gemiden inen turistin hangi araca bineceğinin belli olmaması. Onlarca kişi otoparka bulunan araçlara yöneliyor ve şehir turuna çıkıyorlar. Bu turistlerin pasaport bilgilerinin iki saat önce UETDS sistemine girişlerinin yapılmasına imkan yok, bir gün öncesinden verilse bile çok zor. Bu turistler zaten bir güvenlik kontrolünden geçerek araca biniyor. Turistlerin tekrar UETDS verisinin girilmesine gerek var mı, bizce yok. Acentelerde turistlerin tüm bilgileri var, ama acentelerin de turistin hangi araca bineceğini bilmesi mümkün değil. Diğer taraftan, bir grubu otelden alıyorsunuz, eğlence mekanına veya kongre turizmi için gelmişse onu kongre merkezine götürüyorsunuz. Bir anda mekandan çıkıyor ve o turistin hangi araca bineceğini belirlemeniz mümkün değil” dedi.
Pasaport bilgilerinin girilmesi
“Herkesin bilgilerinin elden ele dolaşması ne kadar doğru bunu da düşünmek gerekiyor” açıklamasını yapan Taşkın Arık, “Ayrıca Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) adı altında bir düzenleme de var. Herkesin bilgilerinin elden ele dolaşması ne kadar doğru bunu da düşünmek gerekiyor. Özellikle yabancı acenteler bu verileri vermek istemiyor. Amaç güvenlikse zaten turistler güvenlik kontrolünden geçerek araçlara biniyor. Ayrıca şu da var: Turist kendi başına taksiye biniyor. İstanbul içinde gideceği yere de gidiyor. Taksi bu bilgileri giriyor mu, hayır. Raylı sistemleri de kullanıyor bu turist, bilgiler kamu tarafından giriliyor mu, yine hayır. Bizce yurtdışından havalimanı veya kruvaziyer turizmi ile ülkemize gelen turistlerin bilgilerinin girilmesine gerek olmamalı. Bu sadece havalimanına alıp götürdüğünüz turiste veya yurtiçinde tur yaptığınız turistlere uygulanabilir bir şey...
Cezalar ve belge iptali
Sistem, veri girişini yapmadığınız veya yanlış veri girdiğinizde farklı farklı miktarlarda cezalar kesiyor. Bu cezalar belge iptallerine doğru giden bir süreç doğuruyor. Taşımacının bu aşamada yaşadığı mağduriyete bir an önce son verilmeli ve veri giriş zorunluluğu kaldırılmalı” dedi.
Kiralık araç ve SSK sorunu
Turizm taşımacılarının yaşadığı bir başka sorunun da özellikle şoförsüz olarak kiralık verilen araçlarla ilgili olduğuna dikkat çeken Arık, “Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı bir uygulama var. Ticari araçlarla ilgili denetleme yaparken bilgileri direkt olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na aktarıyor. Burada eğer sizin kiralık olarak verdiğiniz aracı kullanan şoförün SSK’sı yoksa firmaya çok ağır cezalar geliyor. Üstelik bu cezalar, anlık olarak gelmiyor. Çok uzun bir süre sonra geldiği için de, hangi şoförün o aracı kullandığının araştırmasını yapmak da bize düşüyor. Bu benim de başıma geldi. Ama bizim kiralık olarak bir kuruma verdiğimiz aracın kurum tarafından hangi şoföre verildiğini takip etmemiz mümkün değil. Hele onların SSK’sı var mı, yok mu, bunu bilmek de mümkün değil. Kurum SSK’sı olmayan bir şoföre aracı verdiyse, sorumluluk ve cezai yaptırımlar ile de o muhatap olmalı. Ama ne oluyor, cezalar bize kesiliyor. Sadece o araçla sınırlı kalsa yine iyi, siz kendi şirketinizde çalışanların SSK’sını düzenli olarak ödediğiniz için aldığınız teşvikler kaldırılıyor ve geriye dönük ödeme isteniyor. Bu çok ağır bir ceza. Siz cezayı ödüyorsunuz sonra haklılığını kanıtlamak için çaba gösteriyorsunuz. Bu hiç adil değil. Trafik, yaptığı denetimlerde, kural hatası varsa cezasını kessin, ama şoförün SSK’sı ile ilgili bir tespit yapma yetkisi düzenlemeler içerisinde yok” dedi.
Öncelikle Bakanlığa bildirilmeli
Trafik ekiplerinin yaptıkları denetimlerle ilgili bilgileri, öncelikle taşımacının bağlı bulunduğu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile paylaşması gerektiğini vurgulayan Arık, “Bakanlık denetim sonucunda eksikliklerle ilgili önce firmanın bir savunmasını alsın, eğer yeterli görmediyse Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na kendisi bildirsin. Haksız bir durum varsa ceza kesilsin. Burada taşımacı, haksız yere mağdur olmasın. Biz, iş yapalım, istihdam yaratalım çabası içerisindeyken, işi gücü bıraktık kesilen haksız cezalarla uğraşıyoruz” diye konuştu.
Çok yorulduk, çok yıprandık
“İlk 10 ayda hareketlilik yükseldiği için iş yapmış görünüyoruz” açıklamasını yapan Taşkın Arık, “Kârlılık yok, herkes zarar yazıyor. Şu anda kârlıyım diyen ya dolandırıcıdır ya da başka bir yerden geliri vardır, başka bir iş yapıyordur. Bu sadece bizim sektörümüz için değil, her sektörde büyük bir sıkıntı var. Bizim sektöre baktığımızda ise araç fiyatlarının ve maliyetlerin geldiği seviye belli. Aracın ikinci el değer farkını biz, bir yılda kazanamıyoruz. Firmalar arasında fiyat rekabeti inanılmaz. Bu noktada herkes ‘peki firmalar yeni araç yatırımı da yapıyor’ diyor. Evet, yapmak zorundayız. Araç fiyatlarının arasındaki makas çok yükselmesin diye yatırım yapıyoruz. Herkes firmasını geleceğe taşımak için yatırım yapıyor. Bakım ve servis maliyetlerinin geldiği nokta da belli. O nedenle de ilave araç yatırımı yapan çok firma bulamazsınız. Bir de kurumlardan gelen cezalar, gerçekten bu işi yapılamaz hale getiriyor. Çok yorulduk, çok yıprandık” dedi.


