Seyahat kısıtlamalarının kaldırılması istendi
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) seyahat kısıtlamalarının kaldırılması veya hafifletilmesi yönündeki çağrısının yankıları sürüyor. Seyahat endüstrisi ile ilgili uluslararası kuruluşlar bu yöndeki çağrıya peş peşe destek açıklamaları yapıyor.
Açıklamalarda Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ-WHO) seyahat yasaklamalarının Covid-19'un yayılmasını engellemeye yönelik önlemlerde etkisi olmadığına ilişkin değerlendirmesine atıfta bulunuluyor.
UNWTO: “Yarardan ço zarar veriyor
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) uyarısını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek “Yeni virüs çeşitlerinin yayılmasını durdurmak söz konusu olduğunda, seyahat kısıtlamaları etkili olmuyor. Turizmin can damarını keserek, özellikle iş, ekonomik refah ve sürdürülebilir değişim için uluslararası turistlere bağımlı olan destinasyonlarda, genel kısıtlamalar yarardan çok zarar veriyor” dedi .
Sekiz kuruluştan ortak açıklama
Bu arada; Airlines for Europe (A4E), ACI Europe, Cruise Lines International Association (CLIA), European Travel Agents and Tour Operators Association (ECTAA), European Travel Retail Confederation (ETRC), EU Travel Tech ve ETOA da DSÖ’nün çağrısına destek verdi. Sekiz kuruluştan yapılan orak açıklamada DSÖ’nün değerlendirmelerine dikkat çekilerek şöyle deniyor: “AB genelinde seyahat kısıtlamalarındaki tutarsızlık, bireysel yolcuları ve işletmeleri gelecekteki seyahatleri ve tatil rezervasyonlarını planlama konusunda doğrudan etkiliyor. "Avrupa Komisyonu, AB üye devletlerine AB içi seyahat ve ulusal düzey için aynı koşulları uygulamalarını tavsiye etse de, ortaya çıkan tutarsızlıklar endişe vericidir. Avrupa Komisyonu'nun güvenli serbest dolaşım ve AB düzeyinde koordinasyon gereklidir”
DSÖ ne demişti
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Sağlık Tüzüğü Acil Durum Komitesi geçtiğimiz günlerde Cenevre'de düzenlediği 10. toplantısında, seyahatlere yönelik kısıtlayıcı önlemlerin Covid 19 ile ilgili yeni varyantların yayılmasını durdurmada çok az etki yaptığı, bunun yerine özellikle gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere sosyal ve ekonomik zarara yol açtığı sonucuna varıldığı belirtiliyordu.
