TEMSA YAŞAMALI

Temsa'nın Sabancı tarafından yabancı bir fona satılmasının ardından yaşanan olumsuz gelişmeler, şu anda firmayla ilişkili arkadaşlarımızı üzdüğü gibi, bizim gibi eski Temsa çalışanlarını da oldukça üzüyor ve yakından ilgilendiriyor.

TEMSA'DAN YOLU GEÇENLER ANLATIYOR 19.12.2019, 12:09 19.12.2019, 12:24 Taşıma Dünyası

MEHMET ÇIKINCI

Temsa’nın finansal olarak zor bir dönemden geçtiği şu günlerde, Türkiye otomotiv sektöründe yarım asırlık geçmişi olan bu şirkete öncelikle bu sektörün ve bu ülkenin sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Benim de 1997 – 2010 yılları arasında 13 sene çalıştığım şirket, Türkiye’de ve uluslararası otomotiv sektöründe önemli başarılara imza attı, halen de atıyor. Son dönemde özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika pazarında önemli başarılar elde eden Temsa, iç pazarda da kendi segmentinde sattığı ürünlerle pazar liderliğine oynuyordu. Firmanın Sabancı tarafından yabancı bir fona satılmasının ardından yaşanan bu olumsuz gelişmeler, şu anda firmayla ilişkili arkadaşlarımızı üzdüğü gibi, bizim gibi eski Temsa çalışanlarını da oldukça üzüyor ve yakından ilgilendiriyor.

Temsa 1968 yılında kuruluyor. 1987 yılında öncü bir sanayici Merhum Özdemir Sabancı’nın heyecanı, girişimci ruhu ve ön görüsüyle, Japonlar ile birlikte bambaşka bir kulvara giriyor. Bu ülke için, insanlar için, ulaşım sektörü için, rekabet için, daha ekonomik ve daha konforlu ulaşım çözümleri için kolları sıvıyor ve o dönem için yepyeni bir araç olan, Japon Mitsubishi motorlu şehirlerarası otobüs Maraton’u ülkemizde üreterek Türkiye yollarında adeta fırtına gibi esiyor. Halen üretimi devam etmekte olan gene Mitsubishi motorlu Canter Japon firmanın lisansıyla üretilirken, kendi özgün modelleri olan Prestij midibüs, Prenses ve Safir şehirlerarası otobüslerini de sırasıyla Türkiye yollarına kazandırıyor Temsa.

Firma, 2001 ekonomik krizi sırasında iyice daralan iç pazarda yaşadığı sıkıntılı günlerde, ürün çeşitliliğini arttırarak bağımsız marka olma hedefiyle uluslararası pazarlara açılıyor. İhracat pazarlarından gelen taleplere göre dizayn edilen Safari, Diamond gibi farklı otobüs modellerini pek çok Avrupa ülkesine satıyor. Otobüs üretimi konusundaki birikimini şehir içi toplu taşıma sektörü için de değerlendiren Temsa, hem yurt içi hem de ihracat pazarları için belediye otobüsü üretimine de başlıyor.

Bir iki cümlede anlatıverdiğimiz bu gelişmeler tabii ki çok ta kolay olmuyor. Ürün geliştirme, üretim, satış ve pazarlama konularında pek çok zorlukla karşılaşıyor ama Temsa yoluna kararlılıkla devam ediyor. Ürüne göre Pazar değil pazara göre ürün anlayışıyla değişen dünyaya ayak uyduruyor, teknolojik yenilikleri, mevzuattan kaynaklanan zorunlulukları takip ediyor, farklı pazarlar için farklı çözümler sunuyor. Esnek üretim anlayışıyla ürünlerini pazarların ihtiyaçlarına göre dizayn edebiliyor. AR-GE çalışmalarına önem veriyor, yurt içi yurt dışı parça, motor tedarikçileriyle uyum içinde çalışarak tüm ürünlerini pazar ve regülasyonlara uyumlu bir şekilde üretip satıyor.

Trendleri yakın takip ediyor, elektrikli otobüsü Aselsan işbirliği ile üretirken ülkemizde yerli batarya üretimi konusunda girişimlerini sürdürüyor. Regülasyon ve pazar beklentileri açısından en zorlu ülkelerden biri olan Amerika’ya ürün satıyor, gelecekte Amerika’da otobüs üretmeyi planlıyor.

Bütün bu işler 50 yıllık bilgi birikimi ve bu işe emek veren yüzlerce insanın çalışma azmi ile oluyor. Nedenini nasılını tam olarak ta bilmediğimiz bu açmazdan Temsa çıkmalı. Bu tecrübe, bu bilgi heba edilmemeli. Herşeyi bir kenara bırakın, yabancı bir fona satılmış olsa dahi Temsa bu topraklardan çıkan ve halen milli ve yerli bir markadır. Bu kadar kolay harcanmamalıdır. Bize düşen sonuna kadar destek olmaktır.